Yeni AKP, Genel Kurul’da yeni Genel Başkanı’nı belirledi. Rakipsiz ve tek aday olarak Başbakan Davutoğlu yine Genel Başkan seçildi. Zaten bunun dışında seçim, içerisinde bulunduğumuz konjönktür icabı mantığa ters düşen bir uygulama olurdu. Bir de geçen yıllarda üç dönem uygulamasının garipliğinde ısrar edilmemesi gereği ortaya çıktı. Önceleri ‘partiye kazık çakmasınlar’ mantığı ile düşünülen bu teorinin pratikte hiç te yerinde olmadığı uygulamada, tecrübe unsurunun birden bire ortadan kalkmasının hem hükümet çalışmaları nezdinde hem de eski tüfeklerin oy potansiyellerinin birden yok olmasına sebep olduğu net olarak ortaya çıktı.

Yeni kararlarla bu teoriyi bertaraf ettikten sonra, zaten bazı isimlerin kendi kendilerini tasfiye edeceği de belli idi. Artık yeni uygulamada ‘3 döneme toslayanların bir kısmı’ tüm illerde yeniden belirlenecek listelerde yerlerini alacaklardır. Trabzon’da AKP eski Milletvekili ve Bakanı Faruk Nafiz Özak hakkında Trabzon kamuoyu içerisinde listede yer alması hususunda bir hayli destek geldiği ve baskı yapıldığını da biliyoruz. Ben de bu konuyu aydınlığa kavuşturmak için Faruk Özak’ı telefonla arayıp “Yeni listeler için başvurunuz olacak mı?” şeklinde soruma hiç tereddüt etmeden “Ben mevcut listedeki arkadaşlarımın arasına girip tesanütü bozmayı asla düşünmedim” şeklinde cevap verince, konuyu biraz daha netliğe kavuşturabilmek adına “Peki bundan siyasi hayatınız burada noktalanıyor anlamı mı çıkıyor?” soruma ise “Ben partimin her zaman, her yerde ve her durumda emrindeyim. Sadece sayın Başbakanım ve Cumhurbaşkanım bana ‘gel bu partinin sana ihtiyacı var, seni aday yapacağız’, derlerse görevden kaçmam” diye niyeti anlaşılır bir cevaptan sonra artık sual etmekten vazgeçtim.

Demek ki, sayın Özak siyasette kalp kırmak veya nifaka sebep olmamak için şimdilik kaydı ile Trabzon AKP yeni listesine şahsen başvurmayı uygun görmedi. Diğer taraftan mevcut AKP Trabzon milletvekili listelerinde yer alan ve listenin de değişmeyeceği görüntüsü ile kamuoyunun bazı istifham ve görüşlerini buraya aktarmak isterim. Süleyman Soylu hakkında kamu da iyi şeylerin söylendiği, halkla ilişkisinin tevazu içerisinde olduğu, burnunun havaya kalkmadığı intibaları ile ‘yeniden milletvekilliği’ destek bulurken, diğer arkadaşlar “Kendilerine biraz çeki düzen verseler iyi ederler” şeklinde ikazda bulunmayı da görev addederim. Zira halk nezdinde ‘üç ayda ayaklarının yerden kesildiği, kibir belâsının kucağına düştükleri, milletin telefonlarına ve selamlarına mukabele etmedikleri’ şayialarını ve şikâyetlerini de iletmeyi üzerime borç bildim. Artık bundan böyle tavırlarına dikkat edip “Halktan kopanların sonlarının nice olduğunun fotoğrafları eskilerde mevcuttur” ikazımızı bir Trabzonlu olarak yapmış olalım...