3. Lig 1. Grupta mücadele eden Hekimoğlu Trabzon yeni sezon hazırlıklarını sürdürüyor. Erzurum ve Bolu’da kamp gerçekleştiren Kırmızı-Lacivertliler, Ahmet Suat Sahasında gerçekleştirdiği çift antrenmanla lige hazır hale gelmek istiyor. Hekimoğlu Trabzon Teknik Direktörü Sadi Tekelioğlu, arkadaşımız Arif Sırtkaya’ya önemli açıklamalarda bulundu. Birçok konuda açıklama yapan deneyimli teknik direktörün yeni sezon ve Trabzon Futboluna ilişkin düşünceleri..

CELİL HEKİMOĞLU GERÇEK BİR SPOR ADAMI

“Hekimoğlu bir proje, takım olarak ortaya çıktı. Başkan Celil Doğanspor’a sponsor olmuştu. Kapanma sürecine gelen Doğanspor’a sahip çıkarak altyapılarda, BAL’da önemli bir mesafelere gelmiş bir kulüp. En önemlisi de 300 sporcuyla beraber amatöre destek vermiştir. Celil Hekimoğlu, tüm sporlara vermiş olduğu destekten dolayısıyla kendinin tam spor adamı olduğunu görüyorum. Geçen yıl Hekimoğlu Doğanspor, iyi yapılanma gerçekleşti ancak iyi giderken şansızlıktan dolayı profesyonel lige çıkamadılar. Daha sonra Düzyurtspor’u isim değiştirerek Hekimoğlu Trabzon FK olarak profesyonele adım atmış olduk”

HEKİMOĞLU TRABZON ÜST DÜZEY KULÜP

“Ben şimdiye kadar 18 kulüp çalıştırdım. İlk defa ben bir kulübün 40 gün önce bütün sorunlarını aşmış, sadece tesis sorunu hariç bütün sorunları aşmış bir kulüp olarak çok mutlu oldum. 3. Lig takımı olarak ödemelerde, kamplarda, malzemede, transferlerde sıkıntı yaşamadık. Burada olmaktan son derece mutluyum, memnunum. İsminin 3.lig kulübü olduğu ancak Süper lig takımındaymışız gibi izlenim bırakıyor.”

HEDEFLERİMİZ ÇOK BÜYÜK

“Bu zaman kadar mücadele vermişiz, ömrümüzü bu spora vermişiz. Yokluklar içinde çalıştığım kulüplerde Akçaabat Sebatspor ve Erzurumspor’da şampiyonluk yaşamışım. Her zaman söylüyorum şartların iyi olmadığı yerde, beklentilerin iyi olmadığı yerde her türlü şartta hocalık olmayacağını bilen insanız o sorumluluğu kabul ediyoruz. Böyle imkanı olan bir kulüp, imkânlarını seferber eden bir Başkan. Takım 7. veya 8. olsa o bize de yakışmaz, itibarıyla da Hekimoğlu kurumuna yakışmaz. Benim ve Başkanın koyduğu hedef şu, biz Spor Toto 1. Ligine kadar kayıpsız gitmek istiyoruz. Biz varımızla yoğumuzla çalışıp hedefimize çıkacağız. Ardından Trabzon ve Trabzonspor futboluna katkı sağlamayı istiyoruz.”

SUNİ ÇİMLER KALİTESİZ

“Sentetik çimler ilk çıktığı zaman kalitesizdi. Bende bu suni çim, sentetik çim sahalarına karşıyım. Önceden toprak sahalarda oynanırdı, topraktan dolayı yaralanmalar, adalelerde sorun olurdu o zaman da 15 gün sahada yoksun, günlerce bu sakatlıklardan dolayı pantolon giyemeyen oyuncularımız olurdu. Bu sahaların iyisi ve kötüsü var, mesela Afrika’daki sıcak ülkelerin tamamı sentetik saha kullanıyor, 50 derece sıcak var istediğin kadar sahayı sula mümkün değil, çamurdan çok daha iyidir sentetik sahalar”

BELEDİYE TAKIMLARINA KARŞIYIM

“Bende Belediye takımlarına karşıyım. Bence Başakşehir kulübü kapatılması lazım. Fenerbahçe, Beşiktaş, Galatasaray gibi kulüpler Arda’yı alamadı, Başakşehir aldı birçok da para ödedi ona. Fenerbahçe, Beşiktaş, Galatasaray taraftarlarının ödemiş olduğu vergilerle, su faturalarınla, kanalizasyon paralarıyla sponsor olduğu Başakşehir takımı diğer kulüpleri zor duruma bırakmıştır. Kesinlikle Başakşehir kulübü kapatılmalı”

YUSUF YAZICI ALT LİGLERDE OYNAMAZ

“Mesela amatörden yukarıya çıkan Trabzonspor’un oyuncusu olan Yusuf Yazıcı için şöyle ifade kullanmıştım, “Yusuf Yazıcı Trabzonspor’da oynar ama Şanlıurfaspor da oynayamaz’’ dediğim zaman nasıl oluyor Süper Lig’de oynuyor da orada oynayamıyor. Kaliteli takımlarda her zaman bir oyuncuyu bir tolerans edebilirsin altyapı eğitimi alan oyuncu sırıtmaz ama o oyuncu Trabzonspor’dan başka bir takıma gitsin maçta kaleden kaleye gitsin gol atsın bekliyorsun ama öyle olmaz.”

DEVAMLILIK ÇOK ÖNEMLİ

“Oyuncuların yetişmesinde altyapı devamlılığı önemlidir. Altyapıdan yetişmiş bir oyuncuyu bir antrenör kendisine mal etmesi mümkün değil.  Şota, Trabzonspor’dan gittiği zaman 87 günlük süreçte 9 tane genç oyuncu oynattım. Uğurcan, Yusuf, Abdulkadir, Yağız, Melih ve Ramazan. Fırsat buldukça onattım ama ben onları oynatmamış olsaydım onların esamesi okunmazdı. O zaman Yusuf ile Abdulkadir’i Türkiye Kupası maçında oynatmamış olsaydım bu oyunculardan ne Trabzon farkındaydı ne de Türkiye farkındaydı bunun için antrenör önemli.”

BİLİM İLE AKLI REDDEDEMEZSİN

“Bir oyuncu futbolu bıraktıktan sonra hemen akabinde antrenör olamaz. Ben spor akademisyeni bitirdim, ben bunun eğitimini aldım orada futbol eğitimini almıyorsun antrenör eğitimi alıyorsun, dinlenmek ne kadar, koşu süresi ne kadar alıyorsun diğer yandan asıl önemli olan futbol sahası bunun eğitimi yok ki, dünyada bilim ile aklı reddetmek mümkün değil, bunun tam tersini söyleyen insanla bunu tartışmaya da gerek yok. Bir antrenör gerçekten futbol oynamışsa, akademisyen bilgisi varsa başımızın üstünde yeri var.” 

OYUNCULARIMIZ BESLENMEYİ BİLMİYOR

“Beslenme çok önemli. Ama oyuncularımız beslenmeyi bilmiyor. Şimdi oyunculara üst liglerde oynaman için kuvvetlenmen lazım diyorsun. Spor salonuna gidiyor. Bir tane hoca tutuyor. Boksörün, haltercinin kuvveti neyse o kuvvete göre hazırlanıyor. Çoğu sakat kalıyor. Çoğu özelliklerini kaybediyor. Beslenme de aynı. Zannediyorlar ki çok et yersem iyi beslenirim. Mümkün değil dengeli beslenmedikten sonra bir önemi yok. Trabzon’da bazı takımların altyapılarına gittiğimiz zaman bakıyorduk. Son dönemlerde de bunu aştık. İstanbul’daki 17-18 yaşındaki birinin bizimkilere göre daha kuvvetli daha fizikli. Bu durumun %100 beslenmeyle alakası var. Küçüklükten beri bu beslenmeyle geri kalıyoruz.”

BİLİNÇLİ ÇALIŞMAYI KABUL EDİYORUZ

“Beslenme önemli. Beslenmeden daha önemli de yanlış fitness dediğimiz olay. Fitness’a hayır demiyoruz. Bilinçli çalışmayı kabul ediyoruz. Ben mesela kuvvet işine girmem. Çünkü eğitimini almadım. Gittik kurslara yüzeysel eğitimini aldık. Şimdi ben mesela salonda böyle antrenman olduğu zaman yardımcılarım var onlara bırakıyorum. Çünkü onlar bu anlamda da kendini geliştirdi. Gerçekten artık bu internet çağı, telefon çağı ile sporcular, internetten kuvvet antrenmanları takip ediyor. Ronaldo, Messi gibi üst düzey oyuncuların antrenmanları takip ediliyor. Edildiği gibi yanlış çalışanlar da var. İmkanların da ona elverişli olması gerekir. Son 6-7 yılım Trabzonspor’da geçti çok uğraştım ama Trabzonspor’da bile bu imkanları gerçekleştiremedim.”

ATAK İLE SAVUNMAYI BİRLEŞTİRİRSEN BAŞARILISIN

“Geçmişte öğrenimimle, deneyim ve tecrübelerimle fikrim, sistemden ziyade takımda ki oyuncularımın ne yapacağını bilmeniz lazım. Ya savunma yapacaksınız ya da atak yapacaksınız. İkisini bir takıma yerleştirdiğin zaman başarılı olursun. Mesela Barcelona’nın pasa odaklı oyun sistemi var. Tamamen pasa dayalı. 7-8 senedir bir arada oynayan oyuncuları var. Orada Messi neler yapıyor görüyorsunuz. Aynı Messi, Arjantin Milli Takımında farklı oynuyor. İkisi de farklı sisteme göre hareket ediyor. Pozisyona göre farklı sistemde oynatıyorsun. Geri düştün mü farklı oynuyorsun öne geçtin mi farklı oynuyorsun.”

YABANCININ İYİSİNİ KABUL EDİYORUM

“Bana göre Türkiye’ye kaliteliyse yabancı gelsin. Amatör’de yabancı serbest, 2 ve 3. Lig’de yasak tersliğe bak. Orada faydalıysa burada niye yok. Kısacası kaliteli yabancılar gelmeli, Türk Futbolunun mantalitesini değiştirir. Mesela Sundermann zamanında Alman Jürgen Groh diye bir yabancı gelmişti. İlk özel idmanları ben o zaman görmüştüm. 85 yılı biz de o zaman genç antrenörüz. Sundermann’ı takip ediyoruz. Antrenmanlarını takip ediyoruz. Ben ilk o zaman antrenmandan önce ve sonra oyuncunun tek başına da antrenman yapabileceğini öğrendik ve o zaman bütün oyuncuları bu sisteme alıştırmıştı.”

KULÜPLER MENAJERLERE TAVIR GÖSTERMELİ

“Menajerler konusunda kulüpler doğru tavır göstermediği sürece şikayet etmeye hakları yoktur. Oyuncu üç menajerle de gitse üçüne de para veriyorlar. Kulüpler, hocalar, oyuncular işine gelmediği zaman menajeri suçluyorlar ama ne tavır ne de tepki gösteriyorlar. Şuan da öyle bir hal aldı ki Türk futbolunun büyük bir bölümünü menajerler idare ediyor. Mesela adam bir kulübe oyuncu göndermiş, adamın oyuncusu yedek kaldığı zaman oyuncuyu arayıp oğlum sabret o antrenörü 2 haftaya göndereceğiz diyebiliyor. İnsanları günahsız yere ekmeğinden ediyorlar. Bunun sorumlusu da Türkiye Futbol Federasyonu’dur.” 

“Bölgesel Amatör Ligi bana göre Türk futbolunun kanayan yarasıdır. Birkaç Profesyonel Kulüp Başkanlarını tenzih ediyorum. Özellikle kendisinin sponsor olduğu Kulüp Başkanlarını ayırıyorum. Bana göre en fedakar Kulüp Başkanları BAL’daki Kulüp Başkanlarıdır. Hep cepten veriyorlar. Hiçbir gelirleri yok. Ne iddaaya alıyorlar ne de reklam veriyorlar hiçbir gelirleri yok.

Haber: Arif SIRTKAYA

Kamera: Eser HACISALİHOĞLU