Boşuna; “Her şerde bir hayır vardır” denmemiş demek ki! Baksanıza, Mustafa Kemal Atatürk’e hakaret edecek kadar izandan ve imandan yoksun olanların şerri, nemelazımcılık uykusuna yatmış Türk milletini de uyandırdı. Şer onlarda kalmaya devam etsin! Biz Atatürk’ün gösterdiği yolda, hayırda sebat ve ısrar etmeye, sahip çıkmaya devam edelim.

Tıpkı geçen hafta sonu Ali Osman Ulusoy anısına, dostumuz spor adamı, has insan Ayhan Pala’nın koordinasyonunda Trabzon Ortahisar Belediyesi’nin de katkılarıyla düzenlenen, “Hentbolun Yıldızları ve Duayenleri Buluşması”nın Panagia Otel’deki gala yemeğinde olduğu gibi...

Bağımsızlık ve insanlık mücadelesinde dünyaya örnek olmuş bir İstiklâl Harbi’ni, Samsun’dan 19 Mayıs 1919’da karaya ayak basarak başlatan Mustafa Kemal Atatürk’e, sevgili ve saygılı Ortahisar Belediye Başkanı Ahmet Metin Genç’in minnet ve şükranlık teşekkürü öylesine ve o kadar ısrarlı bir alkış aldı ki, şer odakları aciz mahluk statüsünde ne yaparlarsa yapsınlar, “Allah doğrunun yanındadır” gerçeğini bir kere daha gözlerimizin önüne serdi.

Gözlerimize serenlerden, gönüllerimizi serinletenlerden ve de böylesi bir zaman dilimini anlarda da olsa yaşamamıza vesile olan Av. Ahmet Metin Genç’ten Allah (CC) razı olsun.

FINDIK REKOLTESİNDE ACELE EDENLER...

2017 fındık rekoltesini cümle aleme duyurmak için acele edilmesiyle ilgili; ben diyeyim “Bu işte bir bit yeniği”, siz söyleyin “Hesabı başka olanlar” var. Öyle ya; Tarım Bakanlığı tarafından önceki yıl; “Rekolte temmuz başında tek elden açıklanacak” denmesine rağmen, üretici adına hareket ettiğini beyan edip (ne yazık ki bu günü kadar üreticiye hep zarar ettirenler), bir yandan, “fındık yandı tutuştu, rüzgar uçurdu, kar kaçırdı” diyerek, rakam vermeden düşük olacağını ima ediyor.

Bir diğeri ise ticareti ihracata kadar çıkaranların kuruluşlarından olan İstanbul Fındık Mamulleri ve İhracatçıları Birliği, önce başkanı Ali Haydar Gören’in ağzından 550 bin tonluk beklentiyi telaffuz ediyor.

Daha sonra ise sanırım “az oldu, biraz arttıralım ki biraz daha inandırıcı olsun” hesabıyla resmi olarak 592 bin tonu açıklıyorlar. Sonra ise sınırlarımızın dışına çıkıyor ve geçtiğimiz hafta Hindistan’da yapılan Dünya Sert Kabuklu Meyveler Konseyi (INC) toplantısında Türkiye’nin 2017 rekoltesinin 670 bin ton civarında gerçekleşeceği tahmin ediliyor. Başta da ifade ettik ya, “acele ediliyor.” Ya da, “birileri acele ediyor.” Neden mi? Herkesin bir hesabı var. Bugüne kadar tahminlerinde çok büyük oranda yanılan Ziraat Odaları’nın da hesabı var, “Rekolte artabilir de, eksilebilir de” diyerek, hiç gereği yok iken (!) 550 bin tondan söz edenlerin de...

Anlayacağınız, anlatmak istediğimiz, aslında bunların çoğu kişisel ve küçük hesaplar üzerine kurulmuş. İşte bu yüzdendir tek başına yılda katıksız, ithalatsız 2.5 milyar dolara yakın döviz kazandıran fındıkta hem üretimimizin hem de pazar payımızın giderek azalması, gelecekte de daha da azalacağının emarelerinin şimdiden gözükmesi...

Demek istediğimiz o ki, böylesine büyük bir ürün, maalesef ben diyeyim “küçük hesapların”, siz söyleyin “küçük adamların” oyuncağı yapılıyor! Hem de, şunun şurasında 1.5 ay sabredilmeyerek...