Araklı Vadisi Yok ediliyor!
Yayın Tarihi: 06.02.2025 - 23:42
Araklı’yı Tehdit Eden Üç Büyük Proje ne?
Araklı Vadisi, Karadeniz’in en uzun ve güzel vadilerinden biri olarak bilinir. Yaklaşık 75 kilometre uzunluğundaki bu vadi, büyük bir havzaya sahip olması ve eğimli yapısıyla dikkat çeker. Ancak son yıllarda yapılan müdahaleler ve çevresel tahribatlar, vadinin doğal dengesini bozmuş ve bölge halkını endişelendirmiştir.
Dere Yatağına Yapılan Müdahaleler ve Sel Riski
1980’li yıllara kadar Araklı Vadisi’nden gelen sel suları, yüksek debi ve hızla Kaşıkçı mevkiinden düz ovaya ulaşırdı. Ancak sonraki yıllarda derenin her iki yanına yapılan duvarlar ve sahile çekilen setler, suyun doğal akışını engelledi. Vadi boyunca yapılan yol çalışmaları, taş ocakları ve HES projeleri nedeniyle dere yatakları moloz ve hafriyatla doldu. Bu durum, büyük bir yağış sonrası heyelan ve sel felaketi riskini artırıyor. Uzmanlar, sel sularının moloz yığınlarını sürükleyerek Kaşıkçı’dan denize kadar olan yerleşim alanlarını tehdit edeceğini belirtiyor.
Karadere’nin Kirlenmesi ve Yetkililerin Sessizliği
Karadere, vadi boyunca sıralanan şantiyeler, taş ocakları ve HES projeleri nedeniyle uzun süredir bulanık akmaktadır. Yetkililerin bu duruma müdahale etmemesi, bölgedeki çevre kirliliğini daha da artırıyor. Vadinin doğal yapısı bozulurken, Karadere Vadisi adeta bir “Talandere Vadisi”ne dönüşmüş durumda.
Araklı’yı Tehdit Eden Üç Büyük Proje
Araklı halkı, son yıllarda üç büyük projeyle karşı karşıya kaldı. Bu projeler, bölgenin doğal yapısını tehdit ederken, halkın tepkisini de beraberinde getirdi.
1- Taşönü Çöplüğü:
İlk olarak Turup mevkiine yapılması planlanan çöp tesisi, halkın tepkisi üzerine Araklı’nın merkezine taşındı. Binlerce yılda oluşmuş sarkıtlı ve dikitli mağaralar, çöp tesisi için feda edildi. Proje aşamasında hukuk kuralları hiçe sayıldı ve halka verilen sözler tutulmadı. Bugün Araklı, koku, kirli hava ve kirletilmiş sularla mücadele ediyor.
2- Ayvadere HES:
Halkın tepkisine rağmen hayata geçirilen Ayvadere HES projesi, çevreye geri dönüşü olmayan zararlar verdi. Heyelan riskinin arttığı bölgede yapılan patlatmalı tünel çalışmaları, yeraltı sularının yönünü değiştirdi ve bitki örtüsünü yok etti. Şirket, santral binası inşaatı sırasında çıkan atık ve hafriyatı dere yataklarına dökmeye devam ediyor.
3- Bahçecik-Erikli Yaylası Maden İşletmeciliği:
1 Mart 2024 tarihinde ihalesi yapılan ve SAYER Enerji Üretim ve Ticaret A.Ş. firmasına verilen maden işletme ruhsatı, bölge halkının büyük tepkisine neden oldu. Araklı’yı besleyen su kaynaklarının bulunduğu bu bölgede yapılacak madencilik faaliyetleri, içme sularının ve toprakların zehirlenmesine neden olacak. Halkın itirazlarına rağmen yetkililer, mera komisyonu kararıyla sondaj çalışmalarına başladı. Ancak Samsun Bölge İdare Mahkemesi, 15 Ocak 2025 tarihinde yürütmeyi durdurma kararı verdi. Mahkeme, anayasada belirtilen “sağlıklı çevrede yaşama hakkı”nı hatırlatarak, maden işletmesinin çevreye geri dönüşü olmayan zararlar vereceğini belirtti.
Araklı Halkının Mücadelesi
Araklı halkı, yaylalarını, ormanlarını, su kaynaklarını ve topraklarını korumak için mücadele ediyor. Yetkililere seslenen halk, mahkemenin kararını dikkate almalarını ve projelerden vazgeçmelerini istiyor. Avrupa Parlamentosu’nun siyanür madenciliğini yasaklama kararına atıfta bulunan halk, ülkenin her bir metrekaresinin yaşam, tarım ve su kaynaklarıyla dolu olduğunu vurguluyor.
Araklı halkı, yetkilileri anayasanın ve hukukun yanında olmaya davet ederken, firma yetkililerine de hukuk dışı yollara başvurmamaları çağrısında bulunuyor. “Araklı’yı bir kez daha kandırmayın” diyen halk, doğal varlıklarını sonuna kadar koruyacaklarını belirtiyor.