SON DAKİKA



Haber > Trabzon > M. Salih Akyüz; 'Sorunları biliyorum çözüm için ge

M. Salih Akyüz; 'Sorunları biliyorum çözüm için ge

05 Mart 2019 Salı - 12:10




CHP Ortahisar Belediye Başkan Adayı Mimar Mehmet Salih Akyüz evinin kapılarını gazetemiz muhabirlerinden Neslihan Yıldız’a açtı





Karadeniz Gazetesi // Özel // Neslihan YILDIZ/ 

Mehmet Salih Akyüz kimdir?

1960 yılında Trabzon’un Of ilçesinde doğdum. İlk ve orta öğrenimimi Of’ta tamamladıktan sonra öğretmenimizin vasıtasıyla erkek kardeşimle Trabzon Lisesi’nde yatılı okumaya şehre geldik. 1976 yılında buradan mezun oldum. 3 yıl Ankara Üniversitesi’nde farklı bir bölümde okuduktan sonra 1979 yılında mimarlık bölümüne geçiş yaptım ve 1983-1984 döneminde mezun oldum. Mezun olunca hep aklımda olan yöresel bir isimle Of’ta tescil ettirdiğim Serander Mimarlık isimli ofisimi açtım.

Of’ta çeşitli hizmetlerde bulunduktan sonra Of Sanayi Sitesi’nde kontrol mimarlığı yaptım. Çeşitli konut projeleri hazırladım. 1985-1986 yılında Mardin’de Sınır Jandarma Tugayı’nda asteğmen olarak askerliğimi yaptım. 1991 yılında Trabzon’da ticari hayatıma devam ettim. O yıldan beri Trabzon’da mesleğimle hizmet vermekteyim. 1989 yılında eşim Selma Hanımla tanıştık ve evlendik. O da Oflu ve komşu köyümün kızıdır. 28 yaşında bir kızım ve 26 yaşında bir oğlum var. Çocuklarımın ikisi de mimarlık eğitimi aldı. Kızım evli ve bir torunum var. Genç bir dedeyim.

SESLENECEĞİMİZ BİR PLATFORM BULDUK


■ Hayalinizde bir gün Ortahisar’a başkan olurum düşüncesi var mıydı?

Benim hayatımda böyle kişisel düşünce yoktu ama arkadaşlarımızla kent hakkında ortak söylemlerimiz vardı. Beni rahatsız eden şey şu oldu: Güzel bir kentimiz var ve 2000’li yıllara kadar bu kentin geçmişteki tatlarını da yaşamış insanlar olarak tadı tuzu vardı. Sonra bu şehirden çeşitli nedenlerle keyif alınmamaya başlandı. Eskiden memurlar buraya tatile gelince ‘Burası çok güzel, emekli olunca gelip burada yaşayalım’ derlerdi. Bugün Trabzonlunun kendisi bekliyor ki emekli olsam da buradan kaçıp gitsem. Bu beni çok rahatsız etti. Bu konuda çok fikirlerimiz, söylemlerimiz oldu ama bunun en yüksek dilden seslendirileceği bir platform olmalı dedik. Bu seçimi bir Trabzon platformu olarak gördük, bu platformdan tüm insanlara ulaşmak istedik.

 YÜZ YÜZE BAKAMIYORUZ

■ Trabzon’da en büyük eksiklik nedir?


Hangi düşünceye, hangi partiye sahip olursak olalım önce bu şehirde yaşadığımız gerçeğini hatırlayacağız. Bizim ihtiyacımız olan bu kentin yaşayanlarının birbirinin yüzüne çekinmeden, korkmadan cesaretle bakabilmeleridir. İnsanlar birbirinin yüzüne bakınca dertlerinin, sıkıntılarının ortak olduğunu anlayacaklar zaten. Ondan sonra eksiklik ne, sorun ne anlarsın ve net çözümü bulursun.

EĞLENECEK BİR YOL BULUNUR

■ Trabzon’da sosyal hayat eksikliği yaşıyor musunuz?

İnsanlar kendilerini dar sokaklara sıkıştırsalar bile mutlaka eğlenecek şeyler buluyorlar. Ben mesela şantiyede kendime oda yapmıştım, orada müzik yapıyor, eğleniyordum. İnsanlar, toplum ne der düşüncesiyle kendilerini kısıtlıyorlar, eğlenemiyorlar. Bu zannedersem mahalle baskısıyla oluyor. Aslında mahalle baskısı olmasa da mahalle kültürü, mahalle sevgisi olsa ne güzel olur. Şehrin kültürü ve sanatçılarının ön plana çıkarılması lazım. Bu şehrin çok sanatçısı var. Eşim de bir resim sanatçısıdır. Sanatçılarımıza sahip çıkmalıyız. Sanatçı hayata farklı bakış açısı getirir ve size bir yol çizer. Sosyal yapı dediğimiz olayın da sanatla beslenmesi lazım.


ORTAK SORUNLARIMIZ VAR

■ Yerelde partiye mi kişiye mi oy veriliyor?

Belediye başkanı o şehirde halkla iç içe, yüz yüze olduğu için kişiye oy veriyor. Halk belediye başkanını seçerken beni savunabilir mi düşüncesiyle oy veriyor. Halbuki biz farklı düşüncelerden, farklı partilerden olsak da aynı düğünde, aynı cenazede, aynı ortamda buluşabiliyorsak bizim ortak bir yaşamımız, ortak sorunlarımız da var demektir. Sorunlarımızı çözmek için birlikte hareket etmemiz gerekir. Biri gelecekte bizi uçuracak diye düşünmemeliyiz, zira insanoğlunun kanadı yok. İnsanoğlu ayaklarıyla yavaş yavaş sağlam çıkacak merdivenlerden. Bilimin ışığında kendi varlıklarımıza değer katarak, ayağımız yere sağlam basarak, yavaş yavaş yukarı çıkmamız gerekiyor. Trabzon’un ihtiyacı bu.

RAKİPLERİMİN CESARETİ YOK

■ Benim uğraşım sadece Trabzon’un kendi çıkarları olacak. Ben bir proje ürettiğim zaman bakana değil direkt cumhurbaşkanına çıkarım. ‘Arkamda 350 bin kişi var, projemi destekliyor. Bu ihtiyacımız olan bir şey’ derim. Bunu hiçbir başkan yapmadı. Her gelen bir tramvay projesiyle geldi, şu anda yok, neden?


Çünkü dolmuşçulardan korkuyorlar. Ben dolmuşçulara ne dedim? ‘Tramvay demek bu şehrin cazibesi demek, sana artı kazanç demek.’ Rakiplerimin cesareti yok, Trabzon’un başkanı olduklarının farkında değiller. Vatandaş bir aydınlatma direği istiyor. Vatandaşa ‘O bizim işimiz değil Büyükşehir Belediyesi’nin işi’ deniliyor. Trabzon’un belediye başkanı olan adam Ortahisar’ın da Trabzon’un olduğunu bilecek. Sorunları biliyorum, çözüm için geliyorum.

ARKADAŞLARIM DESTEKLEDİ

■ Aday olmaya nasıl karar verdiniz?

3 ay kadar önce de arkadaşlarımın desteği ve ısrarı ile Ortahisar Belediye Başkan adayı oldum. 2005-2011 yılları arasında 3 dönem Mimarlar Odası başkanlığı yaptım. O zamanlar şehirle ilgili ortaya koyduğumuz görüşler, tartışmalar, öngörüler vardı. Bunları savunmaya çalıştık ama belki bizim hatamızla bir kamuoyu oluşturma şansımız olmadı. Bugün bu şehirde yaşadığımız sorunların temelinde o zaman yapılan hatalı yatırımların, çok sonrası düşünülmeden şehir için atılmış adımların birtakım olumsuz sonuçlarını şu an şehrimizde yaşamaktayız. Ali Yazıcı arkadaşımız da aday oldu ve kim devam ederse diğeri onun yanında olacak dedik. Yaklaşık 40 gündür nerede insanımız varsa genci yaşlısı hepsine ulaşmaya çalışıyoruz.


ANI YAŞAMAYI İSTERİM AMA...

■ Sosyal hayatınız planlı mıdır, yoksa anı yaşayan bir insan mısınız?

Hayatı, anı yaşamak isterim ama sorumluluklarımız var tabii ki. Bizim öğle arası kaçamaklarımız vardır: arkadaşlarımızla bilardo oynarız, akşam vaktimiz olursa arkadaş muhabbetlerinde oluruz, solistliğini yaptığım bir müzik grubumuz vardı, birkaç arkadaş şarkı söylerdik. Ama hayatımda eksikliğini en çok hissettiğim doktor arkadaşım Ahmet Akyüz’ü kaybettikten sonra biraz durağanlık dönemine girdim. Hayat böyle bir şey işte. Ortada paylaşılacak bir şey varsa en iyisini eşime dostuma vermek isterim. Hayatı her anlamda acısıyla tatlısıyla yaşıyoruz. Hayatı paylaşmayı da severim. Mutlaka hayatımda hep yanımda olan bir arkadaş grubum vardır.

BANA PAYLAŞMAYI ÖĞRETTİ

■  Sosyal hayatını sorduğumuz Salih Akyüz’ün eşi Selma Hanım, “Gençlik zamanlarımızda bir yere gideceksek ben hep eşimle yalnız gidelim derdim ama Salih Bey arkadaşlarımızla gitmemizi isterdi, arkadaşlarımızla da paylaşalım derdi. Gerçekten bana paylaşmayı öğretti” dedi.

ACAYİP BİR DUYGU

■ Dede olmak nasıl bir duygu?

Dedelik acayip bir duygu. Dede olduktan sonra çocuklarımıza haksızlık yaptığımızı düşünüyorum. Hayat telaşı arasında çocuklarımız unutulmuş gibi oluyor. Dede olduktan sonra anladım ki, çocuklarıma daha çok zaman ayırmam gerekliymiş. Torun sahibi olmak çok tatlı bir duygu. Herkesin torun sahibini dilerim.

ÇOK FANATİĞİM

■ Hangi takımı tutuyorsunuz ve fanatik misiniz?

Fanatik bir Trabzonsporluyum. Maçtaki hataları görüyorsun, sinirleniyorsun filan başımıza çok geliyor. Spor dediğimiz şeyin amacı ahlakı güzelleştiren, centilmenliğe teşvik eden, sosyalleşmeyi yaratan bir şey. futbol bir şovdur. Ben futbolcuya sanatçı gözüyle bakarım. Bu çocukları eleştirenlere kızıyorum. Bizim çocukların haksızlığa uğraması beni deli ediyor, bu yüzden maça gitmek istemiyorum.

UYKUCU DERLER

■ Sizi tanımlayacak en büyük özelliğiniz nedir?

Benim için arkadaşlarım uykucu derler. Sabahları geç kalkarım, geç dediğim 09:00 gibi kalkar, 11:00 gibi evden çıkarım. Arkadaşlarım bu yüzden benim çok az çalıştığımı düşünür. Oysa ben günde 12 saatin altında çalışmadım. Tatil günlerim de buna dahil. Çalışkan bir insan olduğumu düşünüyorum. Çok fazla fikir üretirim, tek fikre her zaman karşıyım. Bir konu için tek fikirle bu konu hakkında başka çözüm yok düşüncesine karşıyım. Hep üretirim. Her zaman daha iyiyi nasıl yaparızın araştırması içindeyimdir. O yüzden gece yarısı çok proje değiştirmişimdir.

HEP EN İYİSİNİ ARAR

■Hayat arkadaşı Selma hanıma göre Salih Akyüz nasıl birisi?

Eşim çok insancıl ve sabırlı bir insan. En iyi yönü de sabırlı olmasıdır. Ben biraz sabırsızımdır. Eşimi geleceği gören birisi olarak görürüm. Bir iş, bir konu hakkında ileriyi görür, fikirlerini ona göre planlar. Çok detaycı ve titizdir. Her zaman daha iyisi vardır, daha iyisi yapılabilir der, ona göre hareket eder.

BİLİM VE AKIL KULLANILMALI

Eşinin sözleri üzerine araya Salih Akyüz girdi: “Daha iyisi için dünyada bilim ve akıl denen şeyler var. Sorgulanması gerekir bunlar. Üçüncü boyut diyoruz her zaman ama bir olayı değerlendirirken dördüncü ve beşinci boyut da var. Bir işi bir insanı değerlendirirken bütün faktörleri değerlendirmeliyiz. Bugün şehrimizde yaşadığımız sorunların temelinde de bu var: Öngörüsüzlük. Bir şeyi yapmadan önce araştırmak lazım. Yani ileride sıkıntıya düşmemek için, en faydalısını önceden hesaplamak, yapacağın işi tahlil etmek lazım. Şehrimizde bazı adımlar atıldı, sonuçları düşünülmedi. Bilimi ve aklı kullanmamız lazım”

RESİM BENİ RAHATLATIYOR

Ortahisar adayı Mehmet Salih Akyüz’ün eşi Selma Akyüz başarılı bir resim sanatçısı. Evde kendisine ait bir çalışma odası olan Selma Hanım boş zamanlarında burada hobi olarak resim yaptığını ve resim yapmanın kendisini mutlu ettiğini ve rahatlattığını söyledi.

DÜNYA KENTİYİZ

■ Sizce yayla kültürü mü deniz kültürü mü daha cazip?

İkisi de birbirini tamamlayan şeyler, ikisi de güzel ama deniz insanı dünyaya ulaştırır. Deniz şehri olmak aslında dünya kenti olmak demektir. Yaylalar zaten bizim, o başka bir keyif.

Beğendim
0
Sevdim
0
Beğenmedim
0
Üzgün
0
İnanılmaz
0

VİDEO

SON DAKİKA

ÇOK OKUNANLAR

© 2020 www.karadenizgazete.com.tr | Karadeniz Gazetesi bir Güçlü Ticari Ve Sınai Ürünler Pazarlama Ticaret Ve Sanayi Anonim Şirketi ‘dir.

Giriş Yap