Bu takımla zor

Trabzonspor, taraftarını şaşırtmaya devam ediyor. Hatta ülkeyi bile şaşırtıyor. Son 3 yıldır Avrupa eleme maçlarında kaybetmeyen Trabzonspor, maalesef dün gece maçın yarısını, yani 60 dakika boyunca 10 kişi oynayan bir takıma elendi. Burada Makedon takımını küçümsemek biraz haksızlık olur. Çünkü 10 kişi kalmalarına rağmen sahada güçlerinin iki katı kadar mücadele ettiler. Trabzonspor’un maçın genelinde baskı kuran takım gibi görünmesi, biraz da rakibin skoru koruma amaçlı olmasından kaynaklandı.

Trabzonspor’da bir önceki yıla göre değişen fazla bir şey yok, hatta geçen yıl iyi olan birkaç futbolcu, bu sezon daha düşük bir kalitede oyun sergilediler. Bunlardan Cardozo, geçen yıl Süper Lig’de gol krallığında 3. sırada olmasına rağmen iyi bir performans sergileyemedi. Cardozo, geçen sezonki performansından çok uzaktı. Aytaç, bayağı beslenmiş genişlemiş. Ama bu sezonki iki transfer özellikle M’bia doğru bir transfer. Hem hızlı hem de teknik olarak iyi bir görüntü verdi. Sağ bek Cavanda, süratli ama halen soru işaretleri var.

Okay da genç oğlan, ‘ileride faydası olur’ diye düşünüyorum. Onur’sa bu olaylardan sonra ve geri dönüşünden sonra tamamen saçmalamaya başladı. Sonuçta rakibe göre dün gece yüksek maliyetli ve kaliteli futbolcusu olan Trabzonspor’un sıradan bir takıma elenmesinde, son günlerde yaşanan olayların da mutlaka etkisi var. İnsan aklının ermediği ve anlamakta güçlük çektiği bu yaşananlar, Trabzonspor’a maalesef dip yaptırdı. Bunu da futbolcuların yüzlerindeki gerginlikten anlamak da zor olmasa gerek. Yine sonuç olarak şunu söyleyeyim; bu yönetim artık eğer gerçek Trabzonsporlularsa takımın önünü açmalılar. Bir an önce seçime gidip bir güven oyu tazelemeliler.

Son olarak Şota’ya söylemek isterim ki; bu takımda fazla ömrü olmayacağını zannediyorum. Çünkü onun da zaten kafasının karışık olduğu, bütün demeçlerinden belli oluyor. Dün gece de yaptığı bütün değişiklikler hatalıydı. Oyuna giren oyuncular, maalesef oyundan alınan futbolcuların yerini dolduramadı. Dün gece Trabzonspor’un elenmesinde Şota’nın da büyük payı var diye düşünüyorum.