Bir damla futbol aklı varsa zerre kadar, Trabzonspor’u düşünüyorsa karar alacak. “Şu ana kadar yaptıklarımızın hepsi yanlış, tam tersini yapacağız” diyecek. Şu eldekiler tüketilip zarar etmeden satılacak, transfer yapılmayacak, takımın ihtiyacı 1461’den, alt yapıdan karşılanacak. Elbette galibiyet önemli. Şampiyonluk, Avrupa maçları... Kulübün geliri artar, şanı, şöhreti. Fakat yöntem bu değil. Yapılanların tümü yanlış! ‘Trabzonspor’a hizmet’ adı altında kulübün içi boşaltılıyor. Asla!

Şu kurulan yapı hiçbir şekilde o hedefi yakalayacak özellikte değil. Kim seçer, kim karar verir, kim alır? Olacak iş değil! Elli de iki, üç tutmuş! Olur mu öyle şey? Bu israfa hangi güç dayanır? Kaç gündür ortalığı yangın yerine çevirdiler M’bia geldi, M’bia gitti...

2.2 milyon Euro imza parası... Vay anasını sayın seyirciler! Üç emlakçı ortak olarak bir evi satar ya, oluşan komisyonu pay ederler ya işte o para bu imza parası. Adamın daha garanti parası var, maç başı, primi... İzledim adamı güçlü, kuvvetli, savaşçı, canavar biri...

Davul zurnayla alıp, ardına teneke koyduğumuz Bamba vardı ya, onun orta saha versiyonu. Sene boyu iki-üç gol atar, üç-dört de asist yaparsa sevin. Altı ay önce o mevkiye dünya kadar para ödeyip Aytaç’ı almışsın, Medjani’yi oynatıyorsun, elinde Özer var, Ekici, Soner, Costant, Fatih Atik. Şimdi M’bia ne alaka? Bu kafaya değil Trabzonspor, Merkez Bankası dayanmaz. Çok yazdık giden hocayı. Bir iyiliği olduysa, beş zarar vermiştir. Hiçbir şekilde malzemeyi verimli kullanamamış, her uygulamasında bir şeyleri kaybeder durum oluşmuştur.

Esasında her biri, geldiği takımın işe yarar futbolcusu konumundan atıl hale getirmiştir. Bir maç dahi aynı on biri tutturamamış, çok koşuyor, hücum futbolu uydurmalarıyla kadroyu yok etmiştir... Sağ beki, sol beki, sol açığı, sağ açığı, santraforu arızalı bir takıma, bu kadar fazla paraya bir kazma ‘kurtarıcı’ diye aldırılır mı? Sayın Başkan’ın teknik olarak şu ana kadar yaptığı en doğru icraat, Ersun Yanal’ı göndermesi olmuştur. ‘Bizim uşak’ Şota ile yeni maceralara yelken açılmıştır. Giden hocanın yarı fiyatına çalışacak olması da bir şeydir. Yeni bir hocadır, çalıştıkça tecrübelenir, Kayseri ve Kasımpaşa deneyimlerinden ders çıkarmıştır. Özünde zeki, becerikli bir teknik adam!

Hep aynı kalacak değil ya! Oralarda yumuşak, kırılgan futbol oynatıyordu. Göze hoş gelen futbol oynayan U 16 yaş grubu futbolundan öteye geçmelidir. Çabuk gole giden, zor pozisyon veren, ihtiyaç olduğunda sert futbol oynayan dirençli bir şekil oluşturmalıdır. Eldekilerden bir hamur yoğrulabilir. Değersiz hale getirilenleri, devreye sokabilir... En şiddetli şekilde iddia ediyorum; şu kafayla kimi alırsa alsınlar, eldekilerden daha iyi olacağını düşünmüyorum...

Her şeye rağmen ben yine de dua ediyorum: “Ey kurban olduğum Allah’ım, Yaylanın çimeninde sığır bekleyen bir çocuğun hiç olmayacak hayalini olur yapıyorsun ya... Ne olursun rabbim, ya buna biraz akıl ver ya da en hayırlı şekilde bizi bu iş bilmezden kurtar!”