SON DAKİKA



Haber > Spor > Dünya İslam dünyası ile sağlıklı bir iletişim kurm

Dünya İslam dünyası ile sağlıklı bir iletişim kurm

22 Kasım 2015 Pazar - 09:30








Geçen hafta Türkiye’de ve dünyada önemli olaylar oldu. G-20 toplantısının Türkiye’de yapılması ülkemizin dünyadaki yeri açısından oldukça önemli bir pozisyon olmuştur. G-20 Antalya'da başlamadan bir gece önce Paris, IŞİD tarafından kana bulandı. Dünyadaki bütün gazete ve televizyonlar, 132 masum insanın canını alan terör eyleminin arkasında Irak-Suriye arasında kurulan ve İslamcı tabela kullanan IŞİD'in olduğunu söyledi, yazdı... Herkes de buna inanmak zorunda kaldı. Çünkü algı medya tarafından oluşturulurdu. Hiç şüphesiz, her ne sebeple olursa olsun terör hoş görülemez, meşrulaştırılamaz. Terör ne İslamidir ne de insani. İslam dininin peygamberi, yaşamının hiçbir döneminde teröre başvurmamıştır, Müslümanlara da böyle bir yolu tavsiye etmemiştir… Kur'an-ı Kerim'e göre suçun bireyselliği esastır ve hedef ayırt etmeyen terör türü saldırılar İslam dinine göre haramdır.

PKK’NIN SESİ OLDULAR

Fransa’nın Türkiye ile ilişkileri de oldukça sorunludur. Örneğin Ermeni terörü nedeniyle Fransa’da onlarca insan hayatını kaybetmiş, ancak Fransız polisi ve yargısı Ermeni teröristlere oldukça hoşgörülü yaklaşmıştır. Ermeni teröristlerin mühim bir kısmı, kim oldukları bilindiği halde yakalanamamış, daha doğrusu yakalanmamıştır. Yakalanan bazı teröristler ise bir bahane bulunarak kısa sürede salıverilmiştir. Aynı şekilde Fransa, PKK’lı teröristlere uzun yıllar güvenli bir sığınak olmuştur. Fransa Devlet Başkanı Mitterand ve eşi PKK’nın adeta sesi olmuş, Paris Kürt ayrılıkçılığı desteklemiştir.

FRANSA’NIN TERÖR KARNESİ

Bundan tam 2 yıl önce, 9 Ocak 2013 tarihinde Paris’in göbeğinde 3 PKK üyesi kadının silahlı kişi veya kişilerce öldürülmesi de Fransa’nın terör karnesini kirleten bir başka gelişmedir. Her tarafı kameralarla izlenen Paris’te işlenen bu cinayeti Fransız polisi hala çözmüş değildir. Bu da Fransa’nın terör olaylarına benden ve benden olmayan şeklinde yaklaştığını, her terör vakasını önemli görmediğini bizlere göstermektedir. Başka bir deyişle, bugün terör mağduru olan Fransa, bir anlamda başkalarının acılarına vermediği önemin ağır faturasıyla da karşı karşıyadır. IŞİD, Amerika tarafından oluşturulduktan sonra ellerine silah, altlarına cip, ceplerine para konuldu. İslam adına hareket eden IŞİD'in, ne hikmetse İsrail ile ilgili hiçbir rengi yoktu. Onlara saldırmayı bırakın tek söz etmiyordu. Petrol kuyularını, rafinerileri hedef alan IŞİD kısa sürede bölgenin asli gücü haline geliverdi.


 

IŞİD kafa keserek korku salınca, Esad da masum insanlara bomba yağdırarak bunlara destek olunca insanlar Avrupa'ya göç için yollara düştü! Türkiye ve Ege Denizi üzerinden binlerce insan yollardaydı... Hedefleri Avrupa'da bir köye, kasabaya veya rahat edecekleri bir kente ulaşmaktı. Bu hareket başlayınca hemen dikenli ve elektrikli teller, cop'lar ve biber gazları devreye girdi. Avrupa mültecileri anasından doğduğuna pişman etti. Çoluk çocuk yollara düşen zavallı insanlar sınır kapılarında, toplama kamplarında tutuldu. Bir tas çorba verilmeden günlerce bekletildi... IŞİD bu insanları kovmak için elinden geleni yaparken Paris'te ortaya çıktı. İlginç! Kaleşnikoflarla, bombalarla şehri kana buladı. "IŞİD mi yaptı acaba?" sorusuna gerek bırakmadan hemen kimliklerini açık ettiler. Hem kurşun sıkıyor hem bombaları patlatıyor hem de isimlerini söylüyorlardı! Şaka gibi değil mi? IŞİD binlerce insanı Avrupa'ya sürerken Avrupa'nın göbeğinde neden bu eylemi yapma gereği duyuyordu? Çünkü bu eylemin ilk sonucu göçün durması ve o kalabalığın geri dönmesi olacaktı! Ya IŞİD çok aptaldı ya da Fransız istihbaratını yenecek kadar zeki! IŞİD'in yaptığı söylenen bu saldırıdan sonra göç duracak, sınırlar kapanacak ve mülteciler Avrupa'ya giremez olacaktı!

MÜSLÜMAN KARŞITLIĞI

Soros'un İstanbul'da saldırılardan iki gün önce söylediği gibi Avrupa göç dalgasından korunmak isteniyordu. Bu da mükemmel bir saldırı ile olabilirdi! 'CIA nasıl Afganistan ve Irak'a girmek için İkiz Kuleler'i vurduysa Fransız istihbaratı da kendi insanlarını teröristlere katlettirdi' sorusu insanın aklına geliyor. Saldırıdan hemen sonra Avrupa'da Müslüman karşıtlığı tavan yaptı. Özetle, Fransa ve diğer Batılı ülkeler Ortadoğu’da son derece ikiyüzlü davranmışlar, bir yandan demokrasi ve insan haklarından bahsederken, diğer taraftan diktatörlerle, krallarla vs. işbirliği içinde pek çok haksızlığa ve hukuksuzluğa imza atmışlardır. Filistin, Irak, Suriye ve diğer bölge devletlerinin bugün yaşadıkları sorunların pek çoğunun kaynağında Fransa gibi devletlerin ahlaki olmayan dış politikaları vardır.

YILAN MANTIĞI


Suriye’de kimyasal silahlar kullanılmasına, bir diktatör elinde bir millet adeta yok edilmesine rağmen Fransa’nın kılı kıpırdamamıştır. Tıpkı ABD gibi Fransa da Suriye’de yaşananlara kayıtsız kalmış, "Bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın" mantığıyla hareket etmiştir. Oysaki beslenen yılanlar günü geldiğinde sadece bölgemizi değil, tüm dünyayı zehirlemektedir. Müslümanlar arasında yükselen şiddet ve aşırılık işte o yılanın zehirleridir. Kaldı ki, Müslümanlar arasındaki aşırılığın Hristiyanlar arasındaki aşırılığı beslediği, onun da yeninden bir döngü şeklinde karşıtını beslediği vs aşikârdır. Filistin, Suriye, Irak ve Afganistan Paris’te adeta bir tür bumerang gibi geri dönmüş, bu kez de Fransa’yı vurmuştur. Bugün herkesin Fransa’nın yanında olması ve ona yardımcı olması gerekir. Ancak Fransa’nın da bu noktadan sonra önce kendi ülkesindeki Müslümanlarla, sonra da sınırları dışındakilerle daha sağlıklı ilişkiler kurması gerekmektedir.

Beğendim
0
Sevdim
0
Beğenmedim
0
Üzgün
0
İnanılmaz
0

VİDEO

SON DAKİKA

ÇOK OKUNANLAR

© 2020 www.karadenizgazete.com.tr | Karadeniz Gazetesi bir Güçlü Ticari Ve Sınai Ürünler Pazarlama Ticaret Ve Sanayi Anonim Şirketi ‘dir.

Giriş Yap