A+ A-
Yorum
10

Gına geldi

Yayın Tarihi: 03.11.2016 - 08:20 | Güncelleme Tarihi: 03.11.2016 - 11:00

Sezon başından bu yana gerek yönetimin gerekse teknik kadronun ağzından düşmeyen tek laf oldu: “Sabır.” Rengimizin ve safımızın belli olduğu takımdan dolayı bu lafa oldum olası irite olurum. Çünkü büyük takımlar asla bu bahanenin altına sığınamaz, sığınmamalı. Nedense sezon başından beri sabır kelimesini beynimize kazımak için yönetim ve teknik kadro pişirip pişirip önümüze koyuyorlar. Ben şunu düşünürüm: Yönetim sezon başında aşırı borçlanmayı ortadan kaldırmak adına transferde yaptığı küçülme adımlarıyla büyük bir takımı gözünde küçültüyor. Bakın, geçen sezon Beşiktaş şampiyonluğa ulaştığında kadrosuna Beck, Tosic, Marcelo, Quaresma ve Mario Gomez gibi oyuncuları katmış, 5 yeni transferle hedefine ulaşmıştır. Beşiktaş asla sabır bahanesine sığınmadı. Bir diğer örnekse Fenerbahçe’dir. İşler bu sezon onlar için iyi gitmiyor ama bir kere ağızlarından bu kelimeyi nedense duyamıyoruz. Yukarıda belirttiğim gibi büyük takımlar asla mazeret olarak sabır kelimesini kullanamazlar. Umarım bunun arkasına sığınanlar bu gerçeğin farkına varırlar

SEÇİME GİDİLMELİ

Trabzonspor Başkanı Muharrem Usta ve yönetimi büyük umutlarla işe soyundu, yola koyuldu. Ekonomik anlamda şu ana kadarki performansları iyi ancak sportif anlamda işlerin istenildiği gibi gitmediği bir ortamda yönetim içerisindeki fikir ayrılıkları ve kavgalar kaçınılmaz bir gerçeği ortaya koyuyor. Her ne kadar başkan Usta, Divan Kurulu toplantısında, Aralık’taki Olağan Genel Kurul öncesi “Trabzonspor'da seçimli genel kurul yapmayacağız. Tüzüğün emrettiği genel kurul yapılacak ama içinde seçim maddesi olmayacak” diyerek yönetimi yenileme fikrine sıcak bakmasa da bu yanlıştan bir an önce dönmeli. Trabzonspor camiasına hedeflerini iyi anlattığına inanıyorsan, yola çıktığın arkadaşlarınla kenetlenerek bu yolda adım attığını kabul ettirebiliyorsan çık aslanlar gibi genel kurulun karşısına, al güvenoyunu, 50. yıl hedefine doğru ilerle. Bak bakalım genel kurulda sana inananlar yine arkandan gelecek mi? En azından bunu görme fırsatı bulursun. Bu arada şunu da unutmadan belirteyim ki, İbrahim Hacıosmanoğlu döneminde kulüp mahkeme kapılarını aşındırdı, bu da kulağınıza küpe olsun!

SAKIN HA

Futbolu iyi bilen taraftarların ağzında pelesenk olan sözdür: “Atan ve tutan oyuncun iyi olacak.” Bu sözün altına imza atanlardanım. Şimdilerde bu sözün Trabzonspor için geçerliliği var mıdır dersek önümüzdeki tek seçenek hayır olur. Çünkü ne atanı var ne de tutanı BordoMavili ekibin. Onur Kıvrak’ın geride kalan 9 haftada hafızalarda bıraktığı tek iz Galatasaray karşılaşması. Kalesinde 12 gol görmüş. Geçmişi mumla aratıyor. Onur’un mayası iyi. Bir şekilde kendini öne çıkaracağı maçlar olacaktır elbette ama umutsuz vaka forvet hattı. Şimdi yönetimin içerisinden birileri çıkıp forvet hattına transfer yapılma
yacağı yönünde söylemlerde bulunuyor. Beyler, kimse kendini kandırmasın. Durum vahim. Bu forvetlerle bir arpa boyu yol alınamayacağını sağır sultan duydu, siz kulaklarınızı tıkamayın. 6 golle ligin en az gol atan ikinci takımı olan Trabzonspor’un yarasına ne Suk ne Muhammet Demir ne de Dame N’doye ilaç olabilir. Bu nedenle yönetim sakın ha böyle bir düşünceye kapılmasın. Şu anki görüntü flu, bu renklere gönül verenlerin geleceğini karartmayın!