SON DAKİKA



Haber > Spor > Herkese elimizi uzatacağız

Herkese elimizi uzatacağız

11 Kasım 2015 Çarşamba - 08:37




Trabzonspor’un Başkan Adayı Celil Hekimoğlu’nun A takımında yer alan Sebahattin Çakıroğlu, Karadeniz’i ziyaret ederek, yaklaşan kongre öncesi önemli m





Trabzonspor’da 5-6 Aralık 2015’te yapılacak olan Olağan genel Kurul öncesi Başkan Adayı Celil Hekimoğlu’nun A takımında yer alan Sebahattin Çakıroğlu, seçilmeleri halinde her kesimi kucaklayan bir yönetim olacaklarını söyledi. Gazetemizi ziyaret ederek, Yayınlar Koordinatörümüz Asım Kemal Güner ve Spor Müdürümüz Gökmen Özağcı’nın sorularını yanıtlayan Çakıroğlu, şuanda Trabzonspor’u yönetmekten çok birleştirmenin önemli olduğuna vurgu yaptı. ‘Seçimi nasıl görüyorsunuz?’ şeklindeki soruya Çakıroğlu şöyle yanıt verdi: “Aslında ben 1.5 yıl önce başkanlığa talip olduğumu açıklamıştım. O zamanlar bir çalışma yaparak, camianın büyükleriyle görüşmeler yaptım. Celil bey de 1 senedir çok hızlı çalışıyor. Şartlar bizi buraya getirdi. Şuan Trabzonspor’u yönetmekten çok, birleştirmenin önemli olduğunu gördük. Celil Hekimoğlu Trabzon’da yaşıyor ve ciddi bir iş adamı. Bir sanayi devinin yöneticisi.  Trabzonspor’un mali sorumlulukları o kadar ciddi boyutta ki; bir futbol kulübünden çok, bir holding gibi yönetilmeye ihtiyacı var. Çünkü gelir gider tablosu, futbolcu alacakları, banka faizleri gibi tablolar ürkütücü. Bu sürdürülebilir bir ekonomi değil. Celil bey ile yaptığımız istişarelerde ben her şeyden vazgeçtim, birleşmenin bize ve Trabzon’a faydalar sağlayacağını düşündüm. Koşulsuz beraber olmayı kabul ettim. Şuanda onun için de çok mutluyum. Çok iyi tepkiler alıyoruz her yerden. İnşallah hayırlı olur. Trabzon’un böyle yönetilmesi gerekiyor.” 

Gücümüz her yerde olacak

Trabzonspor’un Federasyon’dan ve hakemlerden canı yandı. Neden bu birliktelik şu anki yönetimin yanında olmuyor? “Evet Federasyon, aleni olarak ‘bir mahalle takımını cezalandırır’ gibi Trabzonspor’u cezalandırıyor. Eskiden Trabzonspor’un adı besmele ile anılırdı. Neden? Çünkü Trabzonspor’un bir lobisi vardı. Şu stadımızın halini kimse görmüyor. Federasyon’u konuşuyoruz ama statta 3 bin kişi var, bunu konuşmuyoruz. Niye 20 bin değil de 3 bin kişi. Bunu yaptığınızda o zaman Federasyon’un karşısına dikilirsiniz. Ben bir Trabzonsporlu olarak bir başkanın bu kelimeleri konuşmamasını dilerdim. Ama neticede İbrahim Hacıosmanoğlu’na verilen ceza 9 ay, İbrahim Usta’ya ise 1,5 sene. Neden? Çünkü orada sesi çıkıyordu Usta’nın. Onu da oradaki sesi de susturmak istiyorlar. Neden? Trabzon o kadar bölünmüş ki; ‘nasılsa bunlar birbirini yiyorlar, bizde gerekeni aradan yapalım’ hesabı…

Bugün Trabzon siyasette de bürokraside de İstanbul’da iş dünyasında da en yukarıda olan topluluk. Hani bizim diasporamız, hani bizim lobiciliğimiz, gücümüz hiçbir yerde yok. Bizim şuan ki amacımız bu, birleşme amacımız bu.” Hangisi yapıldı? Siz göreve geldiğinizde inanıyor musunuz bu birlikteliğin olacağına? “Onun için geldik zaten. Ancak öyle bir garantiyi verebilecek olan güç, akıl var mı? Bu niyetle çıktık yola. Taraftar grupları bile bölünmüş. Artık kombine alan yok. Satılmış kombinelerle oraya gidenler var, bu bitmeli. Böyle bir yönetim anlayışı yok. O yüzden ben 3 ay durdum orada, sağlık problemlerim oldu, sonrasında dayanamadım. Duramadık çünkü insanlara sözler vererek gelmiştik. ‘Biz bu birlikteliği yapacağız’ dedik. ‘Herkesin kapısına televizyon ile gideceğiz, herkesi kucaklayacağız’ diyordu Hacıosmanoğlu.

‘Trabzon ayrışmayacak. Burayı kadınlarımızla, çoluk çocuğumuzla şenlendireceğiz’ diyordu. Hangisi yapıldı? Siyasete bulaştırmayacağız dediğimiz kulübü ne hale getirdik baksanıza. Siyasete yem olmayız O zaman da şunu demiştik, aynısını savunuyorum. ‘Trabzonspor siyasete alet edilmemeli’. Trabzonspor Trabzon’un evladı. Trabzon yenildiği zaman Trabzon’un devrimcisi de ağlıyor, ülkücüsü de ağlıyor, hacısı da ağlıyor, aynı şekilde de seviniyorlar. Aslında Trabzon’un bütün bu kısır çekişmelere son vermesi gerekiyor. Sağcısı, devrimcisi, ülkücüsü kim varsa radikal olandan en uçtakine kadar bence herkesin Trabzonspor’u, evladımızı koruduğumuz gibi korumalı. Bizler siyaseti kullanmalıyız Trabzonspor için. Ama hiçbir siyasi partiye de Trabzonspor’u kullandıramayız. Ben buna müsaade etmem, Celil bey de etmeyeceğini deklare etti.

Para gelmesin seyirci gelsin

Çakıroğlu: “Göreve gelmemiz halinde irdeleyeceğimiz bir konu da Passolig. Passolig’den para gelmesin ama seyircim stada gelsin. Arkadaşlarımızla bu konuyu defalarca masaya yatırdık ve iptal edilmesi için elimizden geleni yapacağımızın kanaatine vardık. Bizim elimizde değil ama bununla ilgili çalışmaları başlatacağımı söylüyorum. Neden? Bu çok büyük bir engel. Nedir, her yerde fişliyoruz milleti. Zamanında ne oldu? tel örgüler kalkarsa dünya yıkılırdı. Ne oldu? Hiçbir şey de olmadı, hiç kimsenin de dünyası yıkılmadı. Nedir passolig? 6222 diyorlar peki işlettiler mi bunu? Bize işliyor sadece hem de kat be kat. Sebebi de şu ‘vurun abalıya’. Ama biz abalı da değiliz, zavallı da değiliz biz Trabzonspor’uz. Bizim lobimiz aslında çok büyük, bunu harekete geçirirsek Trabzon’un önünde hiç kimse duramaz.”

32_24

9 gün var seçime neredesiniz?

Çakıroğlu, muhtemel başkan adaylarına da göndermede bulunarak şöyle konuştu: “Hala deniliyor ki; ‘yarın belki İbrahim Hacıosmanoğlu gelecek, Muharrem Usta gelecek’. 9 gün var seçime, neredesiniz? Muharrem bey geldi de yanımıza mı almadık? Ben geldim, boyum mu kısaldı? Celil Hekimoğlu ile birleştik, dedik ki; ‘kibirimiz yok, Trabzonspor’umuz var. Buradayız hep beraber bu işi yapalım, gücümüzü birleştirelim’ demek kötü bir şey mi oldu. Muharrem bey de güçlü bir arkadaşımız, dostumuz, iyi bir iş adamı. Gelsin bir kenarında da o tutsun, niye tutmuyor? 9 gün kala mı seçim çalışması yapacak? Biz seçimi kaybedersek, muhalefet görevini üstlenmeyeceğiz. Kötü şeyler yapılırsa muhalefet görevi üstlenirsiniz.” 

HAYAL DEĞİL GERÇEK

Kulübün ekonomik sıkıntıları nasıl atlatacağı konusunda çizecekleri yol haritasından da bahseden Çakıroğlu, şunları söyledi: “Şuan 500 milyon civarında bir borç var. Bugünkü banka faizleri ve yapılmış futbolcu kontratları ile beraber zannedersem önümüzdeki 1 yıl dolmadan 600 milyonu bulur. Biz ilk önce güçlü bir yönetim oluşturuyoruz, kulübü hem yönetimsel anlamda bir de maddi anlamda yönetmek için. Trabzon’un öyle bir hali var ki, futbolcuların parası aylardır ödenmiyor. Geçen seneden kalan borçlar bile seçimden sonrasına atılmış. Bu, sahaya da yasıyor gördüğümüz kadarıyla, inşallah öyle değildir. Amacımız göreve geldiğimiz ilk bir hafta içerisinde kulübün hiç kimseye, özellikle futbolcularına, çalışanlarına bir lira borcu olmayan bir yönetim anlayışıdır. Bu konuda hazırlığımızı tamamlamışız. Neden Celil Hekimoğlu ile geliyoruz: Çünkü işinde başarılı, memleketin güzide bir sanayicisi. Paylaşımcı, girişimci. Ekibi de öyle. Gelir-gider dengesini düzenlersek, Trabzonspor her sene şampiyonluğa oynar ama banka faizleriyle ayakta durmaya çalışan değil, geliriyle beraber ayakta duran Trabzonspor. Bunlar hayal değil gerçek, kolay mı değil. Ne zaman kolay? Hep birlikte olursak.”

Biz de ne adamlar var

Çakıroğlu, “Fenerbahçe’nin 50-60 milyon Euro Fenerium’dan geliri var. 80-90 milyon Euro Galatasaray’ın açıklanmıştı. Trabzon’un 5 milyon Euro bile yok. Fenerbahçe’yi Kiğılı kurtardı. Bizde ne adamlar var. Eğer siz Ts Club’ları gerçek anlamda çalıştırıp, bu geliri 5’ten 40-45’ler 2-3 yılda çıkarırsanız, Trabzonspor’u kurtardınız zaten. Gelir yükselirse, gider düşerse, arada oynarsınız o çok önemli değil” dedi.

İstesinler 1 yılda çözülür

Derin Trabzon konusunda da görüşlerini belirten Çakıoğlu, şunları söyledi: “Hacıosmanoğlu ile yola çıkarken derin Trabzonspor’daki sıkıntılarla biz de karşı karşıya kaldık. Ama biz orada bir hata yapmıştık, bunu yapmayacağız. Biz ekonomiyi buradaki muhalefetten almayı düşünmüyoruz. İşimizi halledip geliyoruz. Kim gelirse gelsin artık Trabzon’da yapıcı muhalefet olmalı. Ve Trabzon şehri artık bu kavgayı, bu ayrışmayı kaldıracak halde değil. Ben İstanbul’da yaşıyorum, inşaat işi yapıyorum. Bir ihale oluyor Trabzon en büyükleri. Milyar dolarlık ihaleleri Trabzonlular alıyor. Niye peki biz bu durumdayız? Çünkü birbirinden ayrıştırılmışız. Bu lobiciliği bu mevzuatı birleştirirsek, Trabzonspor o kadar büyük bir camia ki, Trabzon camiası o kadar güçlü bir camia ki; hiç hayal değil 3-6 yıl değil, istesinler 1 yılda bu işi çözerler.”

Kupa namusumuzdur

Şike süreci konusunda da konuşan Sebahattin Çakıroğlu, “2010-2011 sezonu şampiyonu Trabzonspor’dur istisnasız. Bunu UEFA, CAS, zamanında 13. Ağır Ceza Mahkemesi söyledi. Bunu yerel mahkemeler söyledi. Biz Avrupa’ya gittik, para aldık, turnuvaya biz katıldık. Ama bugünkü gelinen noktada yasal engeller kupamızı hala Fenerbahçe müzesinde tutuyor. Bizim yapmamız gerekenler şu. Ben hukukçu değilim. Ben bir yönetici olarak bu işi yapacak en iyi hukukçulara, şimdiye kadar verdiğimiz desteği belki de kat be kat verebileceğimiz en yüksek desteği verip, hukuk mücadelemizi hukuk çerçevesinde yapmak. Bu mücadelemize devam ederken de Trabzonspor’un yeni şampiyonlukları, yeni başarıları için çok çalışacağız ama kupamız bizim önümüzde engel durmayacak. Kupa bizim. 5 yılda geçse, 50 yıl da geçse, peşini ben yaşadığım sürece bırakmayacağım. Namusumdur, şerefimdir. Trabzon’un namusudur ama hukuk çerçevesinde gerisi bizim yapacağımız iş değil, olmamalıdır da” dedi.

Düşmanımız değil rakibimiz

‘Şike sürecinde yaşananlardan dolayı Fenerbahçe’ye bir düşmanlık var mı?’ sorusuna Çakıroğlu, “Ben düşman olarak hiç kimseyi görmedim. Bu çok ciddi bir rekabettir. Sporun dili zaten kavga değil ki; güzellik, kardeşliktir. Spor bunu gerektiriyor, yukarıdakiler bu hareketlere düştüğü zaman biz çocuklarımızın annelerine, babalarına bir şey anlatamayız sonra. Biz yolumuza bakacağız. Bizim düşmanımız yok, rakiplerimiz var. Rakiplerimizi yeşil sahalarda, oynadığımız turnuvalarda yeneceğiz, gücümüzü göstereceğiz. Bence doğru olan bu” cevabını verdi.

Akyazı Trabzonspor’undur

Çakıroğlu, “Akyazı Stadı’na bakalım. Bırakın isim hakkını. Akyazı’nın esas sahibi Trabzonspor’du ama belli bir kira için ‘biz bunu ödemeyelim’ diye devlete geri verildi. Trabzon’a gelen yönetici yumruğunu masaya vurmalı, o kapıya gitmeli nereye gidecekse. Bütün bürokratıyla, sivil toplum kuruluşlarıyla ayağa kalkmalı, demeli ki ‘Akyazı Trabzonspor’undur kimsenin değildir’. Onun sahibi olduğu zaman Trabzonspor, mevzuat bitti. Kim gelip yönetiyorsa yönetsin. O zaman problemimiz yok. Derdimiz bu” diye konuştu.


Beğendim
0
Sevdim
0
Beğenmedim
0
Üzgün
0
İnanılmaz
0

VİDEO

SON DAKİKA

ÇOK OKUNANLAR

© 2020 www.karadenizgazete.com.tr | Karadeniz Gazetesi bir Güçlü Ticari Ve Sınai Ürünler Pazarlama Ticaret Ve Sanayi Anonim Şirketi ‘dir.

Giriş Yap