Bir kesim tarafından Şenol Güneş hiçbir şey söylememiş veya söyledikleri anlaşılmamış gibi algı yaratılıyor. Diğer kesim ise Güneş'in imza töreninde şampiyonlukla ilgili söylediklerine ağır eleştiriler getiriyor. Bizler her zaman objektif olmayı tercih edip, doğru neyse onları sizlerle paylaştık. Mutlaka Şenol hocanın Trabzonspor'a verdiği ve katkı yaptığı şeyler vardır; ancak bunun karşılığını da aldığı çok şey vardır. Aldıklarının yaptıklarından fazla olduğunu düşünüyoruz. Şenol Güneş olmuşsa bunda Trabzonspor'un kendisine verdiği, sunduğu katkı yadsınamayacak kadar çoktur.

Güneş Beşiktaş ile anlaştıktan sonra gerçek yüzü demeyelim ama bir başka yüzünü bizlere göstermiş oldu. Beşiktaş için Bursaspor ile görüşme masasına bile oturmayan, hatta Bursa'dan ayrılırken, ‘aceleniz varsa bir teknik adam bakın’ diyecek kadar elini çabuk tutan Şenol Güneş her nedense siyah-beyazlılar ile sorun çıkarmadan, naz yapmadan, ego çakmadan bir çırpıda anlaşıverdi. Yarın çıkıp "Ben çocukluğumdan beri Beşiktaşlıydım" derse kimse şaşırmasın. Çok uzaklara değil iki üç dönem geriye gidelim.

Şenol Güneş Kore'den Türkiye'ye geldiğinde, Trabzonspor'da görev alması için ikna odalarında değil, boğaz turlarında Trabzonspor'a evet demesi için az mı dil döktü zevat? Ya Şana mevkiinde yapılan kulisler... Sonrasında giden hocaların yerine getirilmesi için atılan atraksiyonlar... Ziya Doğan ve Ersun Yanal'dan sonra Trabzonspor'da nasıl görev aldığını yazsak, hangi senaryolar sonucu göreve geldiğini yazmaya kalksak bu sütunlarımız yetmez. Onların unutulduğunu mu zannediyorsunuz?

Trabzonspor her zaman Şenol Güneş'e altın tepsiyle sunulmuştur. Ama kendisi hep sorumluluktan kaçıp 'bu kadar bana yeter' demiştir. Şenol Güneş, Şenol Güneş olmasında katkı yapan hangi arkadaşının elinden tutmuş, hangisinin göreve gelmesi için çaba göstermiştir? Milli takımda görev yaptığı dönemler de buna dahildir. O süreci bizler gibi sizler de biliyorsunuzdur. Güneş'i kurtarmak için hamle yapıp da kendinizle çelişmeyin veya şöyle diyelim: Karizmayı çizdirmeyin!