Hazin bir Bursaspor maçının ardından kupadaki rakibi Nazilli Belediye maçına “Yedek ağırlıklı gençlerin sınavı” desek de, sahada abileri gibi tel tel dökülen bir Trabzonspor vardı. İki kategori altlarındaki Nazilli Belediye ne yaptığını bilen, sahanın her bölümünü hangi amaçla kullandığını idrak eden bir takım olarak Trabzonspor’la ilk yarıda başa baş mücadele eden takımdı.

Her maçın önemi, bir sonraki maça örnek teşkil edeceği bir gerçekken, Trabzonspor rakibine üstünlük kuran değil de rakibine ayak uydurmaya çalışan takımdı. Çıplak gözle bakıldığında Trabzonspor’a katkısı olan Cemil Ekşioğlu abimizin de dediği gibi, “Bu gençlerin kaç tanesi ileride Trabzonspor’a Süper Lig’de katkı sunar?” diye bakıldığında cevap veremedim. Çünkü ben de kestiremedim. Demem odur ki; çekirdek kadromuzun olmadığı bu ligde bir de büyük şanssızlığımız bir sol bek, bir santraforun alınmaması.

Farkına varılıp da bu ara dönemde hemen alınması gerekirken, önümüzdeki Beşiktaş maçının da kaybedilmesi halinde insanın dili varmıyor ama Trabzonspor’un küme düşme mücadelesi vermeyeceğini de kimse söyleyemez. Yönetimin ani kararıyla Hami hocanın göreve gelmesi ile birlikte, kendi insanımızın teknik direktör olması kadar doğal bir şey olamaz.

Hepimiz de bu düşünceye saygı gösterebiliriz. Lakin yönetimin acilen Hami hoca ile birlikte gidecek, kalacak ve de alınacak futbolcuların hemen belirlenip karara bağlanmasının zaruriyetini bilmesi gerekir. Bu olaydan sonra, bu tür maçlarda oynayan futbolcular da kendileri için bu maçların ne kadar önemli olduğunu sonradan anlayacaklardır.

Çünkü artık bir daha bu formayı giymek kolay olmayacaktır. Trabzonspor Hami hoca ile birlikte, Lucescu handikabını bu şehirden silmiştir. Şimdi Hami hocaya gerekli mevkilerdeki futbolcuların alınması ve de bu futbolcuların en az beş altı seneyi kapsaması ivedi olarak önem arz etmektedir. Yani işimiz zordur...