Amatör’de 10. haftayı da geride bırakırken, play-off ve küme hattında büyük bir şekillenme var. İkinci yarı neler getirir bilinmez ama görünen o ki; takımlarda olağanüstü bir değişiklik olmadığı sürece, gerek A Grubu gerekse B Grubu’nda yarış erken bitecek ki, büyük oranla takımlar belli oldu gibi. Küme hattında olduğu gibi zirve yarışında pek de büyük değişikliklerin olacağını düşünmüyorum. Tabi küme hattındaki ekipler ve play-off’u zorlayacak ekipler büyük bir değişikliğe gitmediği müddetçe. Peki 10 haftalık periyotta futbol seyrinden keyif aldık mı? Tabi ki alamadık.

Sporun; dostluk, kardeşlik ve birliktelik olduğunu düşünürsek, bırakın keyif almayı azap çeker olduk. Neden mi? Oyun kalitesi yok... Mücadele yok... Gençlerde hırs yok... ‘Ne var?’ diye bakacak olursak... Kavga ve küfür. Özellikle Yavuz Selim Sahası’nda oynanan karşılaşmalarda bu görüntüler had safhada. Çoluk çocuğuyla maçları izlemeye gelen aileleri de düşünürsek, bu görüntülerin hiç hoş olmadığını, bırakın spor sahalarını hayatın hiçbir alanında olmaması gerektiğini bilmemiz gerekiyor. Öyle görüntüler oluyor ki; seyirciler sırf iş olsun diye hakeme, rakip oyunculara küfrediyorlar. Hem de öyle böyle küfür değil. Bu konuda herkese sorumluluk düşüyor.

Bu görüntüler; spor, kültür ve sanat şehri olan Trabzon’a hiç mi hiç yakışmıyor. Kaliteden uzak bir futbol izlediğimiz Amatör Küme’de bir de bu görüntülere maruz kaldık mı; bu iş sporun ruhuna, doğasına zarar verdiği gibi insanlar arasında kin ve nefreti de artırıyor. O nedenle tribünlerde taraftarlarından, yöneticisinden, sahadaki oyuncusu, malzemecisine kadar herkese iş düşüyor bu konuda. Birbirimize karşı biraz daha sabırlı ve hoşgörülü olmamız gerekiyor. Unutulmamalıdır ki, futbol hatalar oyunudur. Bu, kimsenin kimseye küfretme hareket etme ya da sataşma hakkını vermez.