Bir türlü bitmeyen Akyazı’ya nispet Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin inşa ettiği 45 bin kapasiteli Timsah Arena’da ilk maçına çıkan Bursaspor karşısında Trabzonspor, sevenlerine ilk on dakika verdiği umudu sonuca taşıyamadı ve fark yiyerek ikinci yarıya başladı.

Bir yanda kadrosundaki on yabancıdan sekizini sahada azami verimle kullanan Timsahlar, diğer yanda onca yabancısından kullanabildiği dördünden Cardozo’nun attığı tek golün dışında zırnık kadar fayda görmeyen bir Karadeniz Fırtınası. Doksan dakikanın sonucuna ise ortadaki gerçek yetersiz kadro yapısı içinde yetmeyen gücü olan bir takım. Maçın hemen başında 77 numaralı formasıyla kendinden beklenmeyeni yapan, uzun zamanın kadroda yer bulamayan sol savunmacısı Musa Nizam ilk golü atsa da, maçın geri kalan bölümünde kendisi gibi 77 sırt numaralı Dzsudzsak’ı hiç durduramadı. Önündeki hücumda maçın en iyilerinden Erkan Zengin’den de destek göremeyen Musa Nizam giderek yoruldu ve adeta yürümeye başladı. Tıpkı Cavanda gibi. Savunmanın sağ kanadının kendisine emanet edildiğini unutmuş gözüken Cavanda’yı Sercan Yıldırım adeta yol geçen hanına çevirdi. Ondan sıyrıldığı pozisyonların birinde de ilkini es geçen hakemin M’bia’nın ikinci yaptığına çaldığı düdükle Trabzonspor’un ilk yarıdaki ikinci golünü yemesini sağladı. Yeri gelmişken M’bia’nın, Aykut’un yanında hiçbir işe yaramadığını söylersek, haksızlık mı etmiş oluruz?

7. dakikada 7 sırt numaralı Cardozo’nun attığı gol sonrası, geride kalan yaklaşık seksen beş dakikada kendini hiç belli etmemesine ne söylemek lazım? İlk yarının ilk on dakikasında sahada esen Trabzonspor fırtınasına nispet, ikinci yarıya bu kez Timsahlar aynı etkinlikte başladı. 51. dakikada gelen, hakemin de haklı olarak iptal ettiği gol geçerli sayılmasa da tribünleri coşturmaya ve maçın geride kalan kısmında sayılacakların geleceğinin işaretçisiydi. Oyuna müdahale anlamında elindeki yetersizlerle yapacak pek bir şeyi kalmayan Sadi Tekelioğlu’nun; Marin’in yerine Deniz’i alması, sonrasında Soner’i oyuna ilave etmesi, sadece laf olsun babından oyuncu değişikliği yapmaktan başka bir şey değildi. Duran toplardan gelen Sivok ve Serdar’ın attığı iki gole defansın ortasından sadece Aykut’un yükselerek bir şeyler yapmaya çalışması hem yetersizliğin hem de yorgunluğun bir başka işaretiydi. Trabzonsporlu futbolcuların tamamına yakınında yorgunluk belirtisi görülmesine rağmen Bursaspor’un sahadaki 11’inde maç yeni başlamış gibi hareketliliğin gözlenmesi, kanaatime göre en büyük farktı. Bu arada topu iyi kullanan ama güçsüzlerin başında gelen Mehmet Ekici’nin hiç değilse meşin yuvarlağı eline geçirdiği anlarda daha süratli hareket edip, rakip defansın yerini almasına müsaade etmemesi gerekmez mi?

Sonuç itibariyle eldeki kadronun elini kolunu bağladığı Sadi Tekelioğlu’nun istediği müdahaleleri yapamadığı Trabzonspor, bunun sonucunda da yetersiz ve yorgun Trabzonsporlu futbolcuların rakiplerinden attığının bir kat daha fazlasını yiyerek, ikinci yarıya kötü başladığı bir maçı muhteşem bir statta izlemiş olduk.