Gazze Şeridi'nin kuzeyinde İsrail ordusunun göçe zorlama talimatlarını reddederek evlerini ve sığınma merkezlerini terk etmeyen Filistinliler, 25 gündür devam eden İsrail kuşatması nedeniyle temel gıda ve içmeye elverişli su bulamıyorlar.
İsrail ordusunun bölgedeki kuyuları ve kuyulardan su çıkarmak için gerekli elektriği üreten güneş enerjisi panellerini hedef alması nedeniyle su bulamayan Filistinliler, kirli suları içmek zorunda kalıyor.
Haftalardır bölgeye insani yardımların ulaşmasının engellendiği Gazze'nin kuzeyinde yaşayan Filistinliler, açlıklarını gidermek için sağlığa zararlı da olsa bulabildikleri gıdaları tüketmek zorunda kalıyorlar.
Bölgedeki Filistinliler, İsrail ordusunun uyguladığı sıkı abluka ve ağır bombardımanla Gazze Şeridi'nin kuzeyini "insansızlaştırmaya" çalıştığını söyledi.
Bölgedeki Filistinliler kirli su içmek zorunda kalıyor
Kuzeydeki Meşru Beyt Lahiya bölgesi sakinlerinden Hatice Ahmed, birkaç günden beri sularının tükendiğini belirtti.
Suyun kendileri için büyük bir çileye dönüştüğünün altını çizen Ahmed, "Bizden 300 metre uzaklıkta birine ait kuyu var. Kuyu sahibi, günlük olarak bölgedeki insanlarla suyu az miktarda paylaşıyor. Bizler de oradan içme suyunu temin etmeye çalışıyoruz" dedi.
Her gün su ihtiyacını karşılamak için İsrail keşif uçaklarının tepelerinde uçuş yaptığı 300 metre yolu yürüdüklerini dile getiren Ahmed, "Bu da, İsrail ordusunun hareket eden her şeyi vurduğu bu bölgede çok tehlikeli bir yolculuk. Başka çaremiz yok, su için risk almayacak olursak susuzluktan öleceğiz" diye konuştu.
İçmeye elverişli olmayan suları tükettiklerini aktaran Ahmed, "Daha önce temizlik için kullandığımız kirli suları içmek zorunda kalıyoruz. Temiz olmayan suyu içmenin de sağlığımıza ciddi zararları var. Kız kardeşimin böbrek rahatsızlığı var, temiz su içmesi gerekiyor" ifadelerini kullandı.
"Elimizde sadece ekmek kaldı"
İsrail ordusunun bölgeye yönelik sıkı abluka ve şiddetli saldırılarının başladığı 5 Ekim'den bu yana hiçbir insani yardımın kendilerine ulaşmadığına işaret eden Ahmed, "Yiyecek stoklarımız da birkaç gün önce tükendi. Halihazırda elimizde yiyecek olarak tüketebildiğimiz sadece ekmek kaldı" dedi.
Filistinli kadın, Gazze'nin kuzeyinde çok sayıda kişinin un bulamadığını ve bu sebeple ciddi sıkıntılar çektiğini söyledi.
Ahmed, "Tüm insani taraflar ve zerre kadar onuru olan herkes İsrail'e baskı yapmak ve bölge halkının ihtiyaç duyduğu yardımları hızlıca sağlamak için müdahale etmeli" ifadesini kullandı.
Hayatta kalma mücadelesi
Hatice Ahmed ile benzer sıkıntıları çeken Mehdi Salah da "İki haftadan fazla süredir suyumuz, yiyeceğimiz ve ilacımız yok. Bölgede ihtiyaç duyduğumuz şeyleri elde edebilmek için bile kıpırdayamadığımız günler oldu" dedi.
Gazze'nin kuzeyindeki Beyt Lahiya'dan Salah, ailesinin su ve yiyecek bulabilmek için yerinden edilenlerin evlerine girmek zorunda kaldığını söyledi.
Salah, İsrail ordusunun Gazze'nin kuzeyinde yaşayan insani felaketi hafifletmek istemediğine vurgu yaparak, "İsrail'in Gazze'nin kuzeyinde izlediği siyaset oldukça net. Bölge halkını aç, susuz bırakarak, onları yavaş yavaş öldürerek ve onlara soykırım uygulayarak insanları zorla yerinden etmek istiyor" dedi.
Gazze Şeridi'nin kuzeyinde kıtlık ve susuzluğun yaşandığına dikkati çeken Salah, İsrail ordusunun "Kuşatmayı sıkılaştırmasıyla durum tarif edilemez bir hal aldı, kıtlık daha da arttı" diye konuştu.
Gazzeli Salah, Gazze'nin kuzeyinin yıkımdan kurtarılması için tüm İsrail ve ABD büyükelçilikleri önünde Filistin'e destek gösterileri yapma çağrısında bulundu.
Salah, "İşgalci İsrail askerleri, bizi Gazze'nin güneyine gönderme hedefine ulaşamayınca, açlık ve susuzluktan öldürmeye karar verdi" dedi.
"Bölgede korkunun sonu yok"
Gazze'nin kuzeyindeki Cibaliya'da bulunan gazeteci Fatma ed-Dame, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, İsrail ordusunun su kuyuları ile güneş enerjisi panellerini tahrip etmesinin ardından bölgede su sıkıntısının yaşandığını duyurdu.
Dame, İsrail ordusunun saldırılarını başlatmasının ardından bölgedeki deniz suyu arıtma tesislerinin kapatılması nedeniyle içme suyunun bulunmadığına vurgu yaptı.
Yiyecek sıkıntısına dikkati çeken Dame, günlerdir ekmek, tuz ve baharatları öğüterek yaptıkları "dukka"dan başka bir şeyleri olmadığını belirtti.
Dame, "Yetersiz beslenme ve susuzluk sebebiyle çeşitli hastalıklardan sıkıntı çekmeye başladık" ifadesini kullandı.
Filistinli gazeteci Dame, "İsrail'in devam eden bombardımanı ve yoğun silah sesleri nedeniyle bölgede korkunun sonu yok" ifadelerine yer verdi.
İsrail ordusunun kullandığı roket ve bombaların patlaması sonucu yayılan duman, zehirli gaz ve toz Gazze'nin kuzeyindeki Filistinlilerin sağlıklarını, mevcut tüm eksikliklere ek olarak, olumsuz etkiliyor.
İsrail'in Gazze'nin kuzeyindeki Filistinlileri göçe zorlama planı
Cibaliya Mülteci Kampı başta olmak üzere Gazze'nin kuzeyine 5 Ekim'de yoğun hava saldırıları düzenleyen İsrail ordusu, 6 Ekim'de söz konusu bölgelere kara saldırısı başlattı.
Bu adımın, daha önce İsrail basınına yansıyan ve "generallerin planı" olarak bilinen, İsrailliler için yerleşim yeri hazırlığı yapmak amacıyla Filistinlilerin Gazze'nin kuzeyinden tahliye edilmesi adına atıldığı düşünülüyor.
İsrail Ordu Sözcüsü Avichay Adraee, 7 Ekim'de sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Beyt Hanun, Cibaliya ve Beyt Lahiya'daki Filistinlilere uyarıda bulunarak boşaltılması istenilen bölgelerin haritasını paylaşmıştı.
Filistinlilere Gazze'nin güneyindeki Mevasi bölgesine gitme çağrısı yapan Adraee'nin paylaştığı haritanın, İsrail ordusunda eski Operasyonlar Bölümü Başkanı General Giora Eiland'ın girişimiyle hazırlanıp hükümete sunulan Filistinlilerin zorla göç ettirilmesine ilişkin "generallerin planına" benzerliği dikkati çekmişti.
"Generaller Planı" adını taşıyan bu plan, Filistinlileri, Gazze Şeridi'nin kuzeyinden tehcir etmeyi, ardından bölgenin kuşatılarak gıda, yakıt ve temiz su girişine izin verilmemesini öngörüyor.
İsrail'in 7 Ekim'den bu yana Gazze Şeridi'ne düzenlediği saldırılarda yaklaşık 17 bin 210'u çocuk, 11 bin 742’si kadın olmak üzere 43 bin 20 Filistinli öldü, 101 bin 110 kişi yaralandı.
Enkaz altında halen binlerce ölü olduğu bildirilirken, halkın sığındığı hastane ve eğitim kurumları hedef alınarak sivil altyapı da tahrip ediliyor.