SON DAKİKA



Haber > Ekonomi > Yastık altı altınlar yerinde kalmalı!

Yastık altı altınlar yerinde kalmalı!

27 Ekim 2013 Pazar - 09:06




Kuyumculuk sektöründe hizmet sunan Emin Kahraman yatırımcıyı ilgilendiren birçok konuya değindi.





Rabia Uzun 1970 yılında amcasının yanında imalatta çalışarak kuyumculuk sektörüne giriş yapan Emin Kahraman 1992 yılında kendi iş yerini kurarak sektörde hizmet vermeye başladı. O günden bu yana kuyumculuk sektöründe hizmet sunan Kahraman ile altın yatırımcısını yakından ilgilendiren birçok konuya değindik. İşte Emin Kahraman ile gerçekleştirdiğimiz röportaj... ■ Sektöre girişinizi, işletmenizin doğuşunu, çalışma biçiminizi anlatır mısınız? YELPAZE GENİŞLİYOR Bu sektöre 1970 yılında girdim. Amcamın yanında imalatta çalışarak başladım işe. Perakende satışta da 1992 yılında Altıntaç Kuyumculuk’u kurarak sektöre atıldım. Ordu'dan Artvin'e, Van'a kadar bu sektörde altın satışı ve bilezik imalatı yaparak hizmet vermeye çalışıyoruz. Gün geçtikçe biraz daha açılıp sektörü genişletmek için çalışmaya başladık. Trabzon'da olmayan bir ilki 1992 yılında yaşattık. Bizden önce bazı arkadaşlarımız oldu sektöre giren. Daha sonra ekonomik nedenlerden ötürü sektörden çıkmak zorunda kaldılar. Biz de o boşluğu perakende tecrübemizle doldurmak istedik. Kuyumculuk sektöründeki toptancılığı, imalatı ve hazır satış tecrübemizle bu boşluktan yararlanarak sektöre girmeye karar verdim. ■ Altın dünya ekonomisi için önemli madenlerden biri. Altının ülke ekonomisi için önemi nedir? ALTININ CAZİBESİ ARTIYOR Ekonomideki payı elbette yüksek. Bu sektörden ekmek yiyen çok insan var. Ülke olarak her yörenin kendine özgü tasarımları, ürünleri var. Bu ürünlerin piyasada tanıtılması, satılması, ihracatına kadar birçok hareketlilik var. Bu hareketlilikle beraber sektör hem yatırım hem de takı yani süs eşyası olarak düşünüldüğünde altının müthiş bir katkısı var ekonomiye. Devletin üzerindeki belli bir yükü de alıyor. İşçi çalıştırma yönünden çok büyük bir katkısı olduğunu düşünüyorum. Ülkenin her gelişmişliğinde altının farklı bir adımı oluyor. Günümüzde altın yastık altından çıkıp daha çok takı olarak düşünülüyor. Takı olarak baktığınız anda değişimlere uğruyor. Bundan 3 yıl önce aldığınız bir ürünün bugün bakıyorsunuz farklı modelleri çıkmış. Her geçen gün kendini yenileyen bir sektör. Biz her yıl fuarlara katılıyoruz. Bundan 15 yıl önce sektöre ilk girdiğimizde 10 tane, 15 tane model vardı. Şimdi binlerce model var. Her yıl 200-300 modelle yarışmak durumunda kalıyoruz. Sektör oldukça hareketli bu anlamda. Bu hareketlilik de altına olan talebi artırıyor. Zevke hitap ediyorsunuz. Kullanılan teknoloji de değişiyor ve ilerliyor. Bu teknolojiyle de takılar üzerinde değişiklikler yapabiliyoruz. Bu da altını biraz daha cazip hale getiriyor. ■ Diğer ülkelere göre farklı bir önemi var ülkemizde diyebilir miyiz takı olarak altının? ÖNE GEÇTİK Biz her zaman yeniliklere ayak uydurabilen bir ülkeyiz. Bundan 30 yıl önce Türkiye'de olmayan bir ürünü yurt dışından ithal ediyorduk. İtalyan zinciri, İtalyan kolluğu diyorduk. Ama bugün biz onların önüne geçtik. Çünkü ülkemizde işçilik daha ucuz. İtalya'dan gelen bir ürüne talep vardı. Biz bu çeşitleri gördükçe üretim çeşitliliğimiz artırarak kendi sektörümüze yeni bir ivme kazandırmaya çalışıyoruz. Bu yenilikler de sanıyoruz ülke insanını, kadınını memnun ediyor. ■ Yastık altı altın "garanti" olarak görülüyor. Yastık altı altın hep duyduğumuz bir tabir. Peki bu yastık altındaki altını çıkarmanın bir yolu var mı? Bu, sektörü nasıl etkiler? GELECEK KAYGISI Aslında ülke olarak baktığımızda yastık altındaki altının bir kısmının yerinde kalması gerekiyor. Çünkü ülke olarak insanların geleceğini garanti altına alamadık maalesef. Bu yüzden yastık altı altını bir garanti olarak görüyor insanlar. Ancak bankaların ve devletin çalışmaları bir kısmını çekti yastık altından. Diğer kısmı da takı olarak kullanılıyor zaten. Takı olarak kullanılana da aynı gözle bakamazsınız. Nasıl bir kıyafet giydiğimizde farklı görünmek istiyorsak bu takı olarak da böyle, farklı görünmek istiyoruz. Buna da yastık altı diyemeyiz. Bundan sonra yastık altına ne kadar dokunabiliriz bilmiyorum ama sektör olarak dokunabileceğimizi sanmıyorum. Zaman zaman tabii ki kullanım amaçlı olan altın da satılacak. Bu, ülke ekonomisine ve sektöre hareketlilik kazandıracak. Tek bir gözle yastık altı diye bakmayalım. Yastık altı altını çok da fazla irdelersek sıkıntı yaratabilir. Devlet sonuçta bir el attı ama ne olacak bilmiyoruz. Bankalar bu konuda bir hareketlilik getirdi ama bankalar ülkemizdeki sıkıntılardan dolayı bu konuda insanları inandırabilecekler mi? "Altını getirin bizde dursun, biz değerlendirelim" demek ne kadar faydalı olur bilemem. Biz toplum olarak paramız cebimizde olsun isteriz. ■ Son dönemlerde bankalar da altın alımına başladılar. Bu durumu nasıl değerlendiriyorsunuz? HERKES KENDİ İŞİNİ YAPSIN Ben bu konuya karşıyım. Devletin bununla ilgili bir yasa çıkarıp, bir şeyler yapması gerekiyor. Biz bankaların işini yapıyor muyuz? Bizim sektörümüzle yakın olarak döviz büroları var. Bir döviz bürosu açabilmek için devlet bir garanti istiyor. Hiçbir riski olmayan bir işte diyor ki 500 bin $ bankada paranız olacak, teminat vereceksiniz. Onun da bir faizi var, onu da alıyor. Bizde sektör bu işe bir yatırım yapıyor, bir sermaye koyuyor ortaya. Ben faizle para satsam bankalar hemen tepeme binerler. Niye, faizcilik yapıyorsun diye. ARAPLARDAN TALEP VAR ■ Hasır bileziğin tanıtımı yeterli düzeyde yapılıyor mu sizce? BAŞKA BİR YERDE YAPILMIYOR Her geçen gün farklı şeyler çıkıyor piyasaya. Bana göre yeterli değil. Çünkü her ürünü anında piyasaya sokmak gerekiyor. Bundan 20 yıl öncesini düşünürsek, hasır üzerinde tek bir modelle, tek bir ürünle birlikte piyasadaydık. Ama bugün Karadeniz'e ve Trabzon'a has olan bir hasır bileziğin neredeyse 50 tane modeli oldu. Başlık üzerinde ve modelinde değişiklikler yaparak farklı modeller elde etmiş olduk. Bu da bizim ihracatımızı 2'ye, 3'e belki de 5'e katlıyor. Bundan sonra yapacağımız hamleler ihracatı çok daha arttıracak. Başka bir yerde yapılmıyor. Zaten başka bir yerde yapılması ve bu fiyatlara alınması mümkün değil. Yani bu bizim elimizde olmasa bugünkü fiyatın 2-3 katı olur. Yıllarca kendi yapamadığımız ürünleri yurt dışından ithal ettik. Ama şimdi biz onların çok daha ötesinde imalatlar yapıyoruz ve o işçilikler düştü. Onlara rağbet yok, bizim işçiliklerimize rağbet var çünkü işçiliği düşük. Özellikle Arap ülkelerine çok yüklü miktarda ihracat yapabiliyoruz. Bu da sevindirici bir şey. Trabzon son 2-3 yıldır Arap ülkeleri ile olan ilişkilerinden dolayı çok güzel günler yaşıyor. İnşallah bu devam eder. ÖTV İNDİRİLMELİ Sektörün önündeki tek sorun sizce ÖTV mi? ÖTV birçok şeyde olduğu gibi elmasta da var. Birkaç yıl önce bir indirim yapmışlardı. Ülkeye girişi ve satış fiyatı daha uygun olmuştu. ÖTV indirimi olduğunda bir ürünü alacağınız zaman arada belirgin bir fark oluyor. ÖTV’nin sadece elmasta değil bütün ürünlerde indirilmesi gerekiyor. Çünkü sonuç olarak ÖTV insanların cebine ekstra bir masraf getiriyor, alım gücünü azaltıyor.
Beğendim
0
Sevdim
0
Beğenmedim
0
Üzgün
0
İnanılmaz
0

VİDEO

SON DAKİKA

ÇOK OKUNANLAR

© 2020 www.karadenizgazete.com.tr | Karadeniz Gazetesi bir Güçlü Ticari Ve Sınai Ürünler Pazarlama Ticaret Ve Sanayi Anonim Şirketi ‘dir.

Giriş Yap