SON DAKİKA



Haber > Gündem > Barış görüşmesi, Türkiye için yanlıştan dönme fır

Barış görüşmesi, Türkiye için yanlıştan dönme fır

31 Ocak 2016 Pazar - 10:45








Artık küresel bir sorun haline getirilen, Türkiye’nin güvenliğini de doğrudan ilgilendiren Suriye konusunda Cenevre’de Suriye Devleti’ni temsil eden Esad yönetimi ile muhalefeti bir araya getirecek görüşmelerde kısa sürede bir çözüm beklemek hayalcilik olur. Kaldı ki daha işin başında çok ciddi anlaşmazlıklar söz konusu. Bu görüşmelerden herkesin beklediği farklı sonuçlar var. Suriye’de savaşan taraflar esas olarak ‘’Vekalet savaşı’’ yaptıkları, bu grupların arkasında genel olarak küresel ya da bölgesel güçler olduğu için, tıpkı alanda olduğu gibi masada da herkes kendi hesabını yapacak gibi görünüyor. Aslında olması gereken; Suriyeli olan güç ve grupların, dış güçlerin varlığına gereksinme duymadan bir araya gelip, ülkelerinin kaderini belirlemeleri. Ancak ne yazık ki bu durumun çok uzağında bulunuluyor.

KİMLER VAR?

Şu anda Suriye’de kimler var? ABD, bazı AB ülkeleri, Rusya ve NATO gibi küresel güçleri; Türkiye, İran, S. Arabistan, Katar gibi bazı bölge ülkeleri; Suriye Devleti, Özgür Suriye Ordusu, El Nusra, Türkmen güçleri, PYD-PKK ile aralarında silahlı örgütün bulunduğu Esad yanlısı ya da karşıtı onlarca örgüt; Irak Şam İslam Devleti, El Kaide, Hizbullah, paralı askerlerin de aralarında bulunduğu çoğu yabancı kökenli örgütler; her türünden yabancı istihbarat örgütü. Ortadoğu ve hatta küresel egemenlik rekabeti şu anda Suriye’de düğümlenmiş durumda. Enerji yollarının denetimi, küresel ve bölgesel güçlerin kendi amaç ve güvenliklerine yönelik hesapları, yerel güçlerin ideolojik hedefleri, çeşitli güçlerin aralarındaki tarihsel ve dönemsel çatışma ve rekabetler. Suriye bu denli çok hesaplı bir kaos coğrafyasına dönüştürülmüş durumda.

ÇÖZÜM İÇİN TEK YOL

Peki böyle bir ortamda barış ya da bir uzlaşma sağlanabilir mi? Elbette bugünden bakıldığında çok zor görünüyor. Ancak olanaksız değil. Parçalanmış bir Suriye mi, yoksa toprak bütünlüğü korunan bir Suriye mi? Parçalanmış Irak ya da parçalanmış Suriye küresel ve bölgesel güçlerin daha çok tercih ettiği bir durum. Dolayısıyla Suriye’nin ya da Irak’ın toprak bütünlüğünü savunacak asıl güç, bu ülke insanları olmalıdır. Tabi eğer bütüncül, bağımsız bir ülke istiyorlarsa... Suriye’de savaşan grupların, desteğini aldığı ülke ya da güçlerin hesaplarına göre değil, kendi ülkelerinin geleceklerini düşünerek hareket ettiği bir konuma gelemediği sürece, Suriye’nin ve Suriyeliler’in çıkarına bir çözüm olmayacaktır.


TÜRKİYE NE YAPTI?

Suriye’de bulunan yabancı güçler içinde, barış ya da uzlaşma adına belki de en avantajlı, çözümde en çok yararı olabilecek ülke Türkiye. Gelin görün ki, Suriye’nin bugünkü durumuna gelmesinde en çok sorumlu olan ülke de Türkiye. ABD-Batı-İsrail çıkarlarına da hizmet eden adımlar atan Erdoğan yönetimi, yaklaşık 5 yıldır süren iç savaşın çıkmasında, yaygınlaşmasında doğrudan rol aldı. Türkiye’nin geleneklerine, temsil ettiği değerlere aykırı olarak komşularına karşı kanlı senaryolara, şiddet operasyonlarına, iç savaşa, küresel kışkırtmalara destek veren AKP yönetimindeki Türkiye, aslında kendisi açısından da çok büyük sorunlar yarattı. Saygın, sözüne güvenilir, anlaşmazlıklarda abilik yapabilecek bir pozisyondan; güvenilmez, komşularına acı ve kan götüren, komşularına karşı saldırgan, sakınılması gereken kötü bir pozisyona götürüldü. Türkiye, bu yanlış ve maceracı-mezhepçi politika nedeniyle İran gibi bir komşusunu kaybetti. Batı provokasyonlarıyla Rusya gibi en yakın ilişkisi olan dev komşusu ile neredeyse savaş durumuna geldi.

TERÖR, BÖLÜNME VE SAVAŞ

Genel olarak Ortadoğu, özel olarak Irak ve Suriye politikaları iflas eden Erdoğan yönetimi, Türkiye’yi dinci terörün hedefi haline getirdi. Ülkeye akın eden milyonlarca sığınmacı ayrı bir sosyal yara. Yanlış Suriye politikasının derinleştirdiği Kürt sorunu ise, ülkede bölünme tehdidini daha da arttırdı. PKK’nın Suriye kolu PYD’nin Türkiye sınırı boyunca oluşturmaya çalıştığı Kürt Koridoru, Erdoğan yönetiminin ‘kırmızı çizgiler’ koymasına neden oldu. Geçen yıl Diyarbakır’dan Kobani’ye selam gönderip, burada savaşan militanların alınlarından öpen Davutoğlu, şimdi kırmızı çizgi aşıldığında askeri müdahalede bulunmaktan söz eder hale geldi. Ancak durum çok vahim. PYD-PKK’nın bir yanında Erdoğan’ın yakın müttefiki ABD, diğer yanında uçağını düşürdüğü Rusya bulunuyor. IŞİD’den kaçırılan Ertuğrul Gazi’nin mezarının getirildiği Kamışlı’ya Rus üssü kuruluyor. Yani Türkiye, bırakın Suriye’de etkili olmayı, kendi güvenliğini sağlamak için bile Suriye’ye girmekte büyük sıkıntılarla karşı karşıya. Hatta Batılı kaynaklar, Türkiye’nin müdahalesi halinde Türk ve Rus ordusunun karşı karşıya gelebileceği ve çok tehlikeli bir çatışmanın tetiklenebileceği yorumları yapıyor. ABD Başkan Yardımcısı Biden’in Türkiye’ye gelişinin de bu olasılık olduğu öne sürülüyor. Yani Türkiye, Erdoğan-Davutoğlu yönetiminin çapsız, yanlış, hesapsız politikaları yüzünden çamura batmış durumda.

TÜRKİYE İÇİN FIRSAT


Şimdi Esat yönetimi, bazı muhalif gruplar, ABD, Rusya, İran, bazı AB ülkeleri, S. Arabistan’ın da aralarında bulunduğu ve Türkiye’nin yer aldığı ülkeler, Suriye’nin geleceğini konuşacak. Türkiye’nin uluslararası alanda güvenilmez ve savaşçı imajının değişmesi, yani yanlışlardan dönülmesi için büyük bir fırsat bu toplantı. Barış ve uzlaşma arayan, Suriye’nin kendi kaderini demokratik ve bağımsız biçimde tayin edebileceği bir ortamın oluşmasına destek veren, Esat dahil taraflarla konuşup görüşebilen, adım adım güven oluşturan, gerçek bir ağabeye dönüşen, İran ve Rusya ile gerilimini aşacak adımları atabilen, ABD-Batı’nın çıkarlarına hizmet eden politikalardan sıyrılabilmek için yeni bir politika o kadar zor mu?

Beğendim
0
Sevdim
0
Beğenmedim
0
Üzgün
0
İnanılmaz
0

VİDEO

SON DAKİKA

ÇOK OKUNANLAR

© 2020 www.karadenizgazete.com.tr | Karadeniz Gazetesi bir Güçlü Ticari Ve Sınai Ürünler Pazarlama Ticaret Ve Sanayi Anonim Şirketi ‘dir.

Giriş Yap