SON DAKİKA



Haber > Gündem > Bayramların anlamı

Bayramların anlamı

04 Eylül 2017 Pazartesi - 09:32








Bayramlar ikiye ayrılır: Milli ve dini bayramlar. Her ikisi de insan ve milletler için birliktelik olmazsa olmaz hükmündedir. Her ikisi de insan-toplum ilişkileriyle anlam kazanır. Tek başına yaşayıp kutlanamaz.

Çünkü bayramlar kıvançta, tasada ve inançta ortak olmuş, her şeyi birlikte yaşamış olan insanların mutluluğu birlikte hissettiği günlerdir. İnsan olmanın da millet olmanın da en belirgin hali bayramlarda birlikte yaşanır.

Ortak nokta olan aynı amaç uğruna uğraşılıp aynı sonuç alınmıştır. Bundan dolayı ortak mutluluk hissedilir. Bayramlar aynı anda insanların gerçek anlamda kendi insanlığını sorgulayıp, onarma günleridir.

Elbette bu durum ciddi ve iyi niyetli yola çıkan insanlar için geçerlidir. O halde bayramlar sadece sevinme günleri değil, insanın bizzat kendisinin milli ve manevi değerleriyle ilişki durumunu da gözden geçirmesi gereken günlerdir. Bir anlamda bayramlar insanın ve toplumun titreyip kendine dönmesi, kendi insanlığını gözden geçirmesi, hemen her şeyini sayesinde kazandığı toplum içindeki yerini de gözden geçirmesi gereken zamanlardır.

Yani; saygısevgi, helal-haram kazanç, doğru-yalan, hakkaniyet-fırsatçılık, kurallara uymak-uymamak, faydalı olmak-zararlı olmak gibi görev yapma-menfaat sağlama hususlarında tam olarak insanı yine kendisi bilebileceği için bu kutlu günlerde insan kendini düşünmeli ve hatalarını onarmaya çalışmalıdır. Yani insanoğlu kendi niteliği üzerinde de durmalıdır. Yoksa koyun, inek, deve kurban ermekle bayram amacına ulaşmış olmaz. 


Bunlar ne demektir? 30 Ağustos Başkumandanlık Meydan Savaşı’nı kazanmış olmanın sevinç ve gururu güzeldir. Zafer Bayramı’nı kutlamak hakkımız ve helalimizdir amma can havliyle son gücümüzü kullanarak bizi bu savaşı yapmak zorunda bırakan sebepleri düşünmek de boynumuzun borcudur. Bilimde, ekonomide, teknolojide Osmanlı’nın son 2-3 asrında olduğu gibi geri kalırsak ileride yeni kurtuluş savaşı yapmak zorunda kalacağımız da muhakkaktır.

Oruç tuttum, kurban kestim bayram hakkımdır demek ne kadar yeterlidir? Aç durmak, para ödemek gereklidir ama yeterli midir? Bunun ciddiyetle vicdani muhasebesini de yapmak gerekir. Sonuç: Vicdanım (nefsim) doğru işliyor mu? Vatanıma ve milletime görevimi yaptım mı? Bu soruların cevapları da bayramlarda aranmalıdır, demek istiyorum.

Mesela, Abdullah Gül gibi sadece milli bayramlarda kulak rahatsızlığı geçirip, hastanede yatmak, görevli olduğum halde resmi törenlere katılamamak bahtsızlığına düşmek istemem doğrusu!

300 TL Bayram Harçlığı... Ülkesinde can güvenliği olmadığı için sığınmacı olarak ülkemize kabul ettiğimiz Suriyeliler için bugüne kadar yaklaşık 110 milyar TL harcadık.

Kurban Bayramı’nda 90.000 Suriyeli ülkesine gidiyor diye her birine 300 TL harçlık verdik. Bunlar zaten sık sık gidip geliyorlar. Öyleyse can güvenliği mazereti geçersiz! Yani gerçek sığınmacı değiller. Niye geri geliyorlar? Hiç şüphe yok ki, Türkiye kendilerine başka şeyler de verecek diye geliyorlar.


Fakat Türkiye kendi memuruna, işçisine emeklisine % 3-4 oranında zam yapabiliyor. Bu bonkörlüğün amacını da anlayamıyoruz. 15 gün önce 7.000 Suriyeliyi bizim için hiçbir artı değeri yokken vatandaş yaptık.

Niye? Öte yandan, bir ameliyat için bizim vatandaşımızdan 3.400 TL alınırken, Suriyelilerden hiç para alınmıyor, fakat bir Kerküklü, Musullu, Telaferli Türkmenden 11.200 TL alınıyor. Bu fark niye? Türkiye; 1) Suriye devleti ile bir an önce düzgün ilişki kurup bu insanları geri göndermelidir. 2) Suriye’nin kuzeyini Barzani’nin Kürt PYD militanlarına terk etmemek için de buna mecburdur.

Beğendim
0
Sevdim
0
Beğenmedim
0
Üzgün
0
İnanılmaz
0

VİDEO

SON DAKİKA

ÇOK OKUNANLAR

© 2020 www.karadenizgazete.com.tr | Karadeniz Gazetesi bir Güçlü Ticari Ve Sınai Ürünler Pazarlama Ticaret Ve Sanayi Anonim Şirketi ‘dir.

Giriş Yap