SON DAKİKA



Haber > Gündem > Büyümede düşüşün anlamı ve performans felaketi!

Büyümede düşüşün anlamı ve performans felaketi!

06 Ekim 2016 Perşembe - 11:00








Başbakan, orta vadeli ekonomik programı açıkladı. Programın en dikkat çekici başlığı, büyümenin bu yıl sonu itibarıyla 4.5’tan 3.2’ye çekilmesi.

Ne demek ekonomik büyüme? En basit tanımıyla, mal ve hizmet üretimindeki değişim. Yani büyüme hedefinin 4.5’tan 3.2’ye düşmesi demek, mal ve hizmet üretiminde 1.3 puanlık bir azalma demek. Ki; rakamsal olarak küçük görülen bu azalışın, ekonomik ve sosyal açıdan anlamı hiç de öyle küçük değil, hatta büyük.

Büyümedeki küçülmenin en somut sonucu, işsizlik. Büyümenin düşmesi, yatırımın azalması anlamına gelir. Yatırımlar düşeceği için, istihdam da azalacaktır. Böylece iş arayanlara ya da yeni işsizlere yeni iş olanağı yaratılamayacaktır. İkinci önemli sonucu ise, refahtaki düşüş olacaktır. Yani Türkiye halkı yoksullaşacaktır.

***

Türkiye Cumhuriyeti, en yüksek büyüme oranını yüzde 8.5’la cumhuriyetin ilk yıllarında, yani 1923-50 arasında yakaladı. Çok övülen ANAP döneminde yüzde 5, AKP döneminde 2002-2014 arası ise yüzde 4.7. Şu anda daha düşük.


Büyüme potansiyeli ise yüzde 67 arasında. Ki, bu çok önemli bir güç. Türkiye bu büyüme oranına yaklaşabilirse, 10 yıl sonra kişi başına ulusal gelirini 20 bin dolar düzeyine çıkarabilir. Ancak bugün bu ortalamanın yarısını yakalamak bile, hükümet tarafından başarı gibi gösteriliyor.

***

Türkiye’nin yaşadığı ağır travmalar, iç çatışma ve Suriye-Irak’tan kaynaklanan riskler,  dış politikada ciddi kan kaybı, Dünya ekonomisindeki olumsuz beklentiler, iç ve dış talebin düşmesine neden oluyor. Darbe girişiminden çıkan Türkiye, demokrasi ve hukuk devletinden giderek uzaklaşan karar ve uygulamaları ile yatırımcılara güven vermiyor.

***

Başbakan ne kadar; 201718’de büyümenin artacağını söylese de, ekonomik açıdan memleketi sıkı bir dönem bekliyor. İç ve dış koşullar da umut verici değil. Bu nedenle üretimin azaldığı, işsizliğin arttığı, yoksullaşmanın yaygınlaştığı bir kara döneme girebiliriz.


MEMURA PERFORMANS SİSTEMİ YENİ KAOS!

Hükümet, performans sistemini (verimliliğe göre değerlendirme) yine gündem yapma arayışında.

Darbe girişiminde ortaya çıktı ki; kamu alanında kadrolaşma, kamu hizmetlerinin görülmesi açısından bir felaket. Kamu alanını liyakata, hak edişe, deneyim ve bilgiye göre değil de; iktidara yakınlığa ya da belirli bir görüşe göre oluşturursanız, devleti çöküşe götürürsünüz.

Memlekette hemen her şeyin liyakata değil yandaşlığa göre ölçülüp gerçekleştirildiği koşullarda, performans ölçümünün hakkaniyet içinde yapılacağını beklemek aptallık olur.

Darbe girişiminin gösterdiği acı gerçeklere karşın, kamu alanında hala ideolojik dayatma, kadrolaşma, Fethullahçı cemaatçiliğin yerine yandaş cemaat ve tarikatlara yol açma uygulamaları çok net olarak görülüyor. Darbecileri ve cemaati tasfiyeyi, kadrolaşmada bir fırsatçılığa çevirmek, yeni kaoslara kapı açmaktır.


Kamu alanında asıl olan, öncelikle liyakat sistemini getirmek; görüşü, statüsü, etnik kimliği ya da inancı ne olursa olsun, devletin kuralları ve hukuk içinde, herkese fırsat eşitliği sağlanarak, hak edenin göreve geldiği bir sistem egemen kılmak olmalıdır.

Beğendim
0
Sevdim
0
Beğenmedim
0
Üzgün
0
İnanılmaz
0

VİDEO

SON DAKİKA

ÇOK OKUNANLAR

© 2020 www.karadenizgazete.com.tr | Karadeniz Gazetesi bir Güçlü Ticari Ve Sınai Ürünler Pazarlama Ticaret Ve Sanayi Anonim Şirketi ‘dir.

Giriş Yap