SON DAKİKA



Haber > Gündem > Erdoğan Uludere gerçeklerini anlattı

Erdoğan Uludere gerçeklerini anlattı

29 Mayıs 2012 Salı - 13:12




AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Tayyip Erdoğan, partisinin Meclis'teki grup toplantısında konuşuyor...





Erdoğan'ın konuşmasından satır başları: Bundan 559 yıl önce, 1453’te 21 yaşındaki Fatih Sultan Mehmet, yanında askerleri, üzerinde milletinin kalbi dualarıyla İstanbul’u fethederek bir çağı kapattı ve özellikle bizim tarihimizde yeni bir çağı başlattı. Grup toplantımızın ardından İstanbul’a geçecek, restorasyonu tamamlanan Fatih Camii’ni ve I. Mahmut Kütüphanesi’ni açacağız. İstanbul Arena’da partimizin il kongresini gerçekleştirirken, aynı zamanda İstanbul’un fethinin yıl dönümünü idrak ettik. Bu şekilde İstanbul’da o muhteşem kongreden dolayı İstanbul İl Başkanı’mızı, ilçe yönetimlerini, il genel meclis üyelerimizi, büyükşehir belediye meclis üyemizi, emeği geçen herkesi yürekten tebrik ediyorum... Diğer partiler o küçük salonları bile dolduramazken, biz kongremizi stadyumda yaptık. Bu milletle aramızdaki gönül bağının ne kadar güçlü olduğunun göstergesidir. 25 Mayıs Cuma günü Suriye’de aldığımız haber yüreklerimizi dağladı. Top ve roketlerle gerçekleştirilen saldırıda, 110 masum sivil acımasızca hunharca katledildi. Çok daha vahimi, katledilenlerin 50 tanesi, elleri arkadan bağlanmak suretiyle öldürülmüşçocuklardı. Bu insanlık dışı saldırıları şiddetle kınıyorum, şiddetle lanetliyorum.Suriye yönetimine, sadece bu 50 yavrunun vebali bile yeter. Bu gözü dönmüşlüktür. Bu izan ve insafı tamamen terk etmektir. İnsanı insan yapan hangi değer varsa, onu artık ayaklar altına alıp çiğnemektir. BM, Suriye’de böyle bir katliam gerçekleştirmek gözü dönmüşlüktür, acziyettir, zavallılıktır. Sabrın da bir sınırı vardır. İnanıyorum ki BM Güvenlik Konseyi’nin inşallah sabrının sınırı vardır. Bu katliamlar açıkça dünya ile dalga geçmektir. Rest çekmektir. Zulmü rıza zulümdür, zalimle beraber hareket edenler de zalimlerdendir. Mısır'da Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ilk turunun huzurlu bir şekilde yapılmış olmasından memnuniyet duyuyorum. Sonuçların Mısırlı kardeşlerim için hayırlı olmasını diliyorum. Bugün terörle mücadele ve Uludere konusunda bazı değerlendirmeler yapmak istiyorum. Biz ne kendi arasında ne de aziz milletimizle aracılar vasıtasıyla konuşan bir kadro asla değiliz. Biz en başından itibaren 14 Ağustos 2011'de partimizi kurduğumuzdan itibaren kendi arasında ve milletimizle gönül diliyle konuştuk. Biz medya aracılığı ile iletişim kuran bir kadro değiliz. Sevgili Neşet Ertaş'ın Anadolu ve Trakya'nın adeta özeti olan şu dizelerini değişik yerlerde defalarca okudum. Dörtlüğünde şöyleifade ediyordu: Kalpten kalbe bir yol vardır görünmez/Gönülden gönüle giden yol gizli gizli Biz aziz milletimizle dilimizden öte gönlümüzle de ileşitim kurduk. Bugün buradan medya aracılığı ile konuşmuyorum. Bugün burada sadece ve sadece ekrandan bizleri izleyen seyircilere sesleniyorum. Kalbimle, yüreğimle ve bütün samimiyetimle gönülden konuşuyorum. Biliyorum ki, milletim bizi anlıyor, arzumuzu, maksudumuzu anlıyor. 75 milyon ile gönül diliyle iletişim kurduğumuz için milletimiz bunu görüyor. Bize müdebbirlik yapanlara, dindarlığımızı test etmeye kalkanlara zerre kıymet vermeyiz. Biz AK Parti olarak reel politikanın dehlizlerinde kaybolan, kendisine ve milletine yabancılaşan hareket değiliz. Attığımız her adımda ilkelerimizi gözeteriz. Milletimizin değer ve düşünce dünyasını esas alırız.
Bizim başarımızı takdir edecek olan sadece aziz milletimizdir. 10 yıldır bu kürsüden milletime bir şeyler söylüyorum. Medyanın bu tavrıyla, siyasi partilerin bu tavrıyla terör meselesi çözülemez. Yapay gündemlere takılıp giderek, istismarcıların tuzağına düşerek, akan kan durmaz, gözyaşı dinmez. Onun için biz her zaman gönül diliyle konuştuk. Doğru sorulara doğru cevaplar aradık. Anaların gözyaşını dindirmek, gençlerin akan kanını durdurmak için samimiyetin diliyle konuştuk. Bugün de aynı şekilde hiçbir şey gizlemeden, geçiştirmeden sadece ve sadece gerçekleri milletimize aktarıyorum. Şu salondaki kadro Cumhuriyet döneminin en karanlık dönemini aydınlığa kavuşturmak için canını ortaya koymuş bir kadrodur. Dersim'i siz tartıştınız. 28 Şubat'ı sizler yaşadınız. Biz ne milli iradeye gölge düşürmek ve bu gölge düşürme gayreti içinde olanlara izin veririz ne de devleti şamar oğlanına çevirmek isteyenlere çanak tutarız. Tarihimizden trajik bir hadiseyi burada aktarmak istiyorum. Bu hadise 98 yıl önce yaşandı. 1914 yılında Erzincan'da Osmanlı ordusu Sarıkamış'ı düşmandan kurtarmak için yüzbinlerce Mehmet ve nefer heyecan içinde, iman içinde Allahuekber dağlarına ilerliyor. Biz o dağlarda maalesef onbinlerce askerimizi şehit verdik. Rahmetli dedem de o dağlarda şehadet şerbetini içti. O bölgede 1914'de çok acı bir dram yaşandı. 31. tümen yan tarafından gelen saldırıya karşılık veriyor. İki taraf 4 saat şiddetli bir şekilde çatışıyor. Taraflar birbirine yaklaşınca korkunç bir gerçek ortaya çıkıyor. Tarafların yabancı olmadığı anlaşılıyor. Mehmetçikler silahı bırakıp, birbirine sarılıp ağlaşıyor. Ne var ki, geride 2 bin şehit oluyor. Dünyanın her yerinde buna benzer trajik hadiseler yaşanıyor. Daha 38 yıl önce Kıbrıs harekatında Kocatepe muhribimiz maalesef kendi uçaklarımız tarafından batırılmıştır. Biz 30 yıldır terörle mücadele ediyoruz. Terör örgütünün nasıl kalleşçe vurup kaçtığını görmek istemeyenlerin terörle mücadeleyi anlamaya imkan ve ihtimal yoktur. Yakın tarihlerde Bingöl Karlıova'da dur ihtarına uymayan bir vatandaş maalesef canlı bomba sanılarak vuruldu. Benzer olaylar yaşandı. Aydın'da Antalya'da benzer olaylar yaşandı. Benzer olaylarda onlarca polis kasten adam öldürme suçundan ömür boyu hapis cezasıyla yargılanıyorlar. Bu tür üzücü olaylara sebep olanlar hakkında her türlü işlem yapılıyor. Şimdi burada bu salonda erkek milletvekili arkadaşlarımın hepsi askerliğini yaptı. Hepiniz az ya da çok bu gerilimi yaşadınız. Sizlerle birlikte bizi ekranları başında dinleyen vatandaşlarımızdan bir şey rica ediyorum. Kendinizi bir anda Kayseri'nin Pınarbaşı ilçesinde takip eden aracı takip eden polis veya jandarma yerine koyun. Araç dur ihtarına uymamış hatta bir askerimizi yaralamış. Allah aşkına orada nasıl bir gerilimin yaşandığını hissedebiliyor musunuz? Güvenlik güçleri o aracı imha edebilir. Ama ya içinde sigara, uyuşturucu, mazot kaçakçısı varsa. Ya kaçan kişi ruhsat ve ehliyeti yanında olmadığı için kaçıyorsa. Ya babasından izinsiz trafiğe çıkmış haylaz bir çocuk varsa..
Beğendim
0
Sevdim
0
Beğenmedim
0
Üzgün
0
İnanılmaz
0

VİDEO

SON DAKİKA

ÇOK OKUNANLAR

© 2020 www.karadenizgazete.com.tr | Karadeniz Gazetesi bir Güçlü Ticari Ve Sınai Ürünler Pazarlama Ticaret Ve Sanayi Anonim Şirketi ‘dir.

Giriş Yap