Bazı gerçekler vardır ki, onları anlatmak için fazla söze gerek yoktur. İşin erbabı biri çıkar ve sizin sayfalar dolusu kelimelerle, saatlere sığmayan sözlerle anlatamadığınızı bir cümle ile öyle bir ortaya kor ki!

*

Nasıl mı?

*

Yıllardır tereyağındaki sahtekârlıkla ilgili yazar, çizer, söyler dururum. Ama ben söyler ben dinler, ben yazar ben okurum! “Trabzon’da süt inekçiliği azalıyor, ama ne hikmetse halis muhlis tereyağı miktarı artıyor” diye...

Neredeyse, 1 kilo sütten 2 kg tereyağı üretilir hale bile geldi, getirildi. Ne ben anlatabildim, ne de bu işe, yani tapusu Tonyalı hemşerilerimde olan Trabzon Tereyağı’nı koruyup kollaması gereken yasa uygulayıcılar anlayabildi..

En sonunda da İskenderoğlu Süt Ürünleri Sahibi Hüseyin İskenderoğlu, tek cümle ile “anlayana sivrisinek saz, anlamayana davul zurna az” diyerek özetledi: -”Fol Deresi 24 saat süt aksa bu kadar tereyağı çıkmaz.” Sonra da, haklı olarak tereyağındaki bu sahtekârlığa karşı yetkilileri yatmaya değil de, görevlerini yerine getirmeyi davet etti.

1982 ANAYASASI ‘HAYIR’ DENİLEREK KABUL EDİLMİŞ İDİ!

Türkiye; “Başbakanlık ile değil de, Başkanlık ile yönetilmeli” ısrarı yüzünden Anayasa hesabına öyle şeyler söyleniyor ki; inanın insanın ben diyeyim “aklından”, siz söyleyin “gerçeklerden” şüphe edesi geliyor!

*

En son Başbakan Ahmet Davutoğlu; “Kimse benden ‘hayır’ oyu verdiğim 82 Anayasası’nı savunmamı beklemesin” deyince, o günleri yaşamış ve mesleği gereği Trabzon’da olamadığı için ‘evet’ ya da ‘hayır’ oyu verememiş birisi olarak, “Acaba yanlış mı biliyorum?” diye düşünüp, bildiklerimden şüphe edip, 1982 Anayasa referandumu sonuçlarına tekrar tekrar baktım.

Nasıl bakmayım ki?

O günleri yaşayıp da konuşanlara bakarsanız, 1982 Anayasası yüzde 91.37 ‘evet’ değil de, ‘hayır’ oyu almış sanki! Oysa rakamlar ortada; 1982 Anayasası, 1 milyon 626 bin 431 “ret” (yüzde 8.63) oyuna karşılık, 17 milyon 215 bin 559 “kabul” (yüzde 91.37) oyuyla sandıktan çıktı.

*

Durum ortada, rakamlar da, gerçekler de... Kaldı ki; 1980 ihtilalinde en büyük zulmü, o dönemin ülkücüleri ile devrimcileri görmüştü. Ret oyu verenlerin başında onlar geliyordu. Çıkıp; “O günlerde dokunulmayı bırakın, el üstünde tutulanlar, askeri rejim tarafından desteklenenler, şimdi mangalda kül bırakmıyorlar ya! Kanıma dokunuyor” diyesim gelmiyor değil!

MARKA TRABZON’DAN, MALZEME ORDAN BURDAN!

O ki, “Fol Deresi kadar süt”ten başladık, birer satırla da Trabzon’un Markaları’nın temelden sallanmaya nasıl başladığına, nasıl elden gittiklerine bir bakalım.

*

Akçaabat Köftesi’nin eti Amasya’dan... Tonya Tereyağı’nın sütü Trakya’dan... Vakfıkebir Ekmeği’nin unu 42 çeşit katkılı hibritli Konya buğdayından... Hamsiköy Sütlaçı da süt tozundan...

2015 DÜŞE-KALKA!

Ocak 2015’de TOBB Başkanı Rıfat Hısarcıklıoğlu, şöyle bir uyarı yapmıştı: “2015 için sürprizlere hazır olun ve risklerden uzak durun. 2015 düşe kalka yol alacağımız bir yıl olacaktır.”

*

Sayın Hisarcıklıoğlu haklı çıktı. Ama maalesef Araf Suresi 179’uncu Ayet’te tarif edilenlerin; görememe, duyamama ve anlayamamaları yüzünden toprağa düşüp kalkamayan vatan evlatları çok oldu.