SON DAKİKA



Haber > Gündem > Koalisyona 'kırmızı çizgi' yerine 'yeşil çizgi' mo

Koalisyona 'kırmızı çizgi' yerine 'yeşil çizgi' mo

05 Temmuz 2015 Pazar - 09:22








7 Haziran seçim sonuçları ya koalisyon ya erken seçim. Vatandaş ‘uzlaşın’ dedi, uzlaşma olmasa ne olur? Ne olmaz ki? Uzlaşmayan, ufalanmış olarak erken seçim sandığından çıkar. Seçmen ana kumanda masasına AK Parti'yi koydu. AK Parti’nin yanına gelecek parti, ‘anahtar parti’ olarak kendini görmeyecek. O zaman fırsatçı parti durumuna düşer. Ticarette bir kural vardır; ortaklar birbirini tamamlayan olursa, birbirini kazandırır. Ticaret ve siyaset paralel gibidir. İkisinde de sağlıklı büyümek zorundasınız. İşte AK Parti ile koalisyon hükümeti kuran parti, hem ülkeyi, hem kendini büyütecek. Siyasete ideal için girilir, ancak mümkün olanlarla yapılır. Son seçimler bir koalisyon hükümeti kurulmasını bir mecburiyet olarak ortaya koydu. Koalisyonlar dönemi erken bir seçimle yeni bir ‘tek başına iktidar’la sonuçlanacak geçici bir dönem mi olur, yoksa daha uzun süreli ve kalıcı mı olur? Bunu önümüzdeki dönemde göreceğiz.

ŞEYTANİ TEK AKTÖR

Bu yeni ortamın siyasetimize çeşitli alanlarda normalleşmeler katacağı da kesin. Daha şimdiden, seçimler öncesinde AK Parti karşıtlığında birleşen muhalefet partileri, AK Parti'nin adayı İsmet Yılmaz'ın seçilmesi ile sonuçlanacak bir performans sergiledi. CHP'nin yüzde 60 blok oluşturma çabası, ‘otoriter tek başına AK Parti’ söyleminin sağladığı tutkal çözüldüğü için anlamlı değil. Muhalefet partilerinin kendi Türkiye vizyonlarını uzlaştırmaları, AK Parti'yi eleştirmekte birleşmekten çok daha zor. AK Parti'nin neredeyse ‘şeytani tek aktör’ olduğu algısına kendisini iyice kaptırmış muhalefet partilerinin kendi aktörlüklerinin gücünü keşfetmesi yaşadığımız en kritik normalleşmedir. Yine AK Parti'nin bir muhasebe içine girmesi ve diğer siyasi aktörlerle arasına örülen duvarları kaldırmak için çaba sarf etmesi de başka bir olumlu gelişme. Ancak koalisyon ortamına girilerek yaşadığımız ‘kısmi rahatlamanın’, Türkiye'nin sorunlarını çözecek yepyeni bir iklim yaratacağı inancını getirmesini sorunlu buluyorum. Erken seçim ya da koalisyon seçenekleri hâlâ birbirine yakın. Muhtemel AK Parti-MHP ya da AK Parti-CHP koalisyonlarından birisinin gerçekleşmesi durumunda bu hükümetlerden ne beklemeliyiz? Kanaatimce büyük şeyler beklememeliyiz.

SAĞ-SOL KUTUPLAŞMASI

Türkiye siyasi hayatının yakın geçmişine bakıldığında koalisyon dönemlerinin uzun vadeli, dönüştürücü bir iklim getiremediklerine tanık oluyoruz. 1960 ve 1970'lerin koalisyon tecrübelerinin sonu askeri müdahalelerle geldi. 1991'de büyük ümitlerle kurulan DYP- SHP Koalisyonu ANAP'tan ülkeyi kurtarmakla övünmüş ve yeni sivil-demokratik bir dönemin başlangıcı ilan edilmişti. 1980 öncesi sağ-sol kutuplaşmasını sona erdirdiği söylenen bu koalisyon ne ekonomik sorunları ve terörü çözebilmiş ne de yeni bir anayasa hazırlayabilmişti. 2002'ye kadar süren ve arada post-modern bir darbe de üreten bu koalisyon dönemi AK Parti'nin 13 yıllık tek başına iktidarını getirmişti.


SESSİZ DEVRİM

2015 seçimlerinin getirdiği koalisyon mecburiyetinin 1991'deki tecrübeden en büyük farkı, iktidar partisi AK Parti'nin çalışabilecek koalisyon seçeneklerinin büyük ortağı konumunda olması. Bu durumda muhalefet partileri 13 yıldır eleştirdikleri AK Parti ile birlikte çalışmak gibi bu yükü üstlenmek zorundalar. ‘Sessiz devrim’ ile Türkiye'yi dönüştürme iradesini gösteren AK Parti'ye, CHP ve MHP'nin ideolojik muhalefeti bir hayli derinlerde. Sadece bu sebeple bile olası koalisyon hükümetlerinden büyük uzlaşmalar ya da atılımlar beklemek zordur. Karşılıklı güven verici bir uzlaşma ortamına dayanmayan AK Parti-CHP koalisyonunun kısa ömürlü olması pekala mümkün. CHP'nin kısa süreli iktidarda olma imkanının AK Parti'ye yönelik eleştirileri besleyecek malzemeler üretebileceği de öngörülmeli.

MÜTEVAZI HEDEFLER

Özetle, koalisyonlar büyük dönüşüm beklentileri üzerinden değil, çalışabilecek asgari müşterekler ve mütevazı hedefler üzerinden kurulmalı. Ekonomik istikrar, gelir dağılımında iyileştirme, dış politikada bazı modifikasyonlar ve elit arasındaki kutuplaşmanın seviyesinin düşürülmesi gibi. Koalisyonların romantizme değil, rasyonel hesaplamalara dayandığını görmeliyiz. Koalisyonun kurulmasını belirleyecek asıl etken; partilerin açıkladıkları kırmızı çizgiler, olmazsa olmazlar olmamalı. Hükümeti kurma görevi Ahmet Davutoğlu'na verildiğinde bütün partilerin kırmızılarına yeşil katacağını göreceğiz. Kırmızı çizgilerde ısrar edenin, yapılacak erken seçimde seçmenden kırmızı kart görmesi kaçınılmaz son olacaktır. Partilerde sonun başlaması genel başkanlardan olacaktır.

Beğendim
0
Sevdim
0
Beğenmedim
0
Üzgün
0
İnanılmaz
0

VİDEO

SON DAKİKA

ÇOK OKUNANLAR

© 2020 www.karadenizgazete.com.tr | Karadeniz Gazetesi bir Güçlü Ticari Ve Sınai Ürünler Pazarlama Ticaret Ve Sanayi Anonim Şirketi ‘dir.

Giriş Yap