Türkiye yarın tarihi bir karar verecek. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi halk oylamasına sunulacak. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları bu oylamada devletimizin yönetim şekline karar verecek. Bu tarihi oylamaya saatler kala Trabzon Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Orhan Fevzi Gümrükçüoğlu ile konuyu derinlemesine masaya yatırdık. Günlerdir referandum çalışmalarını aralıksız sürdüren Başkan Gümrükçüoğlu, değerlendirmelerinde özellikle Ortadoğu ve Türkiye’de yaşananlara dikkat çekerken, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminin Türkiye’nin içinde bulunduğu durumdan güçlenerek çıkması için hazırlandığını söyledi. “Mevcut sistem devletimizin ayaklarına vurulmuş prangadır. Milletimiz pazar günü bu prangayı söküp atacaktır” diyen Gümrükçüoğlu, Türk milletinin 16 Nisan’da devletinin bekasını oylayacağını ifade etti. Başkan Gümrükçüoğlu Karadeniz’e yaptığı özel açıklamalarda şunları kaydetti:

TAKDİR HALKIN

Oylanacak olan, Türkiye Cumhuriyeti devletinin bekasıdır. Çok uzağa gitmemize gerek yok. Sadece bundan yüz yıl öncesine bakarsak ülkemiz üzerinde oynanan oyunları net olarak görürüz. I. Dünya Savaşı’nda kurgulanan ve Türk milletinin hayata geçirilmesine izin vermediği büyük oyun tekrar sahnelenmek istenmektedir. Bu oyunu bozmak için Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi tasarlanmıştır. Milletimiz de bunun farkındadır ve pazar günü halkımız gerekeni yapacaktır.

PLAN YENİDEN SAHNEDE

Bakınız Arap Baharı ile İslam ülkeleri altüst edildi. Mezhep savaşları başlatıldı ve 15 Temmuz’da Türkiye Cumhuriyeti devleti ele geçirilmek istendi… Arap Baharı ile Libya birbirine vurdu, Fas, Tunus aynı şekilde Arap Baharı ile ele geçirildi. Mısır’da Muhammed Muris seçildi, Sisi isimli bir general insanları katlederek yönetimi ele geçirdi. Yemen’de bugün bir mezhep savaşı başlatıldı. Bu mezhep savaşını durdurmak için dünyada mücadele veren tek lider Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’dır. Sayın Cumhurbaşkanımız ‘aman ha mezhep savaşları körükleniyor. Mezhep savaşları ile birbirimizi katletmemiz isteniyor, Müslüman dünyasının idarecileri bu konuda teyakkuzda olmalıdır’ diyerek İslam ülkelerini uyardığı gibi bugün Yemen bir kardeş kavgasının içinde. Irak’ta bir Şii camisine ‘Sünniyim’ diyen birisi bombalı araçla girip yüzlerce kişiyi öldürüyor, cevaben bir Sünni camisine Şii bir militan aynı şekilde saldırıp yüzlerce insanı öldürüyor. Müslümanı Müslümana kırdırıyorlar. Neticede bizim coğrafyamız, İslam coğrafyası kan gölüne dönüyor. 1 milyonu aşkın insan Irak’ta katledildikten sonra bugün Suriye’de 600 bini aşkın insan iç savaşta hayatını kaybetti. Tüm bunlar bizlere net olarak göstermektedir ki 100 yıl öncesinin planı bugün güçlenmiş şekilde tekrar sahneye konulmuştur. İşte bu noktada Türkiye Cumhuriyeti devleti gerekli tedbirleri ivedilikle almaktadır. Bu tedbirler içinde en önemli adım ülkemizde birlik ve beraberliği tam olarak sağlayacak, gerekli adımların en hızlı şekilde atılmasına imkân tanıyacak olan Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemidir.

TUGAY KOMUTANLARI HARP ETMEYECEKLERDi

Ortadoğu’nun en önemli mekânı neresi? Son kale, en büyük kale, İslam’ın bayraktarlığını yapmış olan Türkiye Cumhuriyeti devleti. Öyle bir hazırlık yaptılar ki, kendi içimizdeki insanları robotlaşmış hale getirerek bizi arkadan hançerlemek istediler. Pensilvanya, 40 yıllık birikimi ile Arap Baharı’nın paydaşıdır. Sizler vasıtasıyla halkımıza önemli bilgiler arz etmek istiyorum: 15 Temmuz’da gerçekleştirmek istedikleri ihtilali Ekim-Kasım aylarında yapmak üzere planlamışlardı. Güneydoğu’daki tugay komutanlarını kendi adamlarından seçmişlerdi. Suriye sınırında çıkarılacak karışıklıkla beraber YPG, PKK, Kobani Kürtlerinin başlatacakları hareket karşısında, Irak’ın işgalinde Kesnizani denilen tarikatın harbetmeyip, uçakları havalandırmayıp Irak’ı sırt üstü devirdiği gibi o tugay komutanları da harp etmeyeceklerdi. Türkiye üzerindeki asli plan buydu.

Fakat deşifre olmalarından ötürü bu ihtilali 15 Temmuz’a çektiler. Çünkü Ağustos 2016’da yapılacak Yüksek Askeri Şura’da Güneydoğu’daki tugay komutanları emekliye sevk edilecekti. Bunun ön hazırlığı olarak hakkında soruşturma açılan üç general ve amiral devre dışı bırakılmıştı. Yüksek Askeri Şura’da bizatihi Cumhurbaşkanımız ve Başbakanımızca yürütülen çalışmayla hainler emekliye sevk edilip komuta imkânları ortadan kalkacağı için ağustos ayındaki Yüksek Askeri Şura öncesine çekildi ihtilal teşebbüsü… Sonuçta 15 Temmuz kararı uygulanırken o gün saat 14.00’dan itibaren devletimizin kademeleri hareketliliği fark etti ve bunu hemen paylaşmaya başladı. Bu nedenle gece 03.00’daki planlarını saat 21.00’a çektiler. Gece 03.00’da olsa meydanları tutabileceklerdi. Bütün bunları Marmaris’te canını hiçe sayarak ‘ben hiçbir ülkeye inmem, ölürsem kendi ülkemde ölürüm’ diyen Cumhurbaşkanımızın İstanbul’a inmesiyle birlikte bu milletin nasıl şahlanarak hainleri ortadan kaldırdığını tüm dünya gördü. Allah Teâlâ (c.c.) şehitlerimize rahmet eylesin, gazilerimize şifa nasip eylesin inşallah.”

DEVLETİN BEKASI OYLANACAK

Sizlerin vesilesiyle halkımıza ifade etmek istiyorum ki, pazar günü devletimizin bekasını oylayacağız. Devletimizin, şer odakları ile içimizdeki hainlerle, Türk-İslam düşmanlarıyla en güçlü şekilde mücadele etmesini oylayacağız. Mevcut sistem devletimizin ayaklarına vurulmuş bir prangadır. Milletimiz pazar günü bu prangayı söküp atacaktır.

GÜÇLÜ YÖNETİM ŞARTTIR

Ortadoğu ve ülkemizde yaşanan bu gelişmelerin ardından şimdi neden Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine ihtiyacımız var? İşte dünyanın boğmak istediği Türkiye Cumhuriyeti devleti birlik ve beraberliğini, bu vatanın ülkesi ve milleti ile bölünmez bütünlüğünü hükümet etme sistemini değiştirerek koruyabilir, bu kirli planların altından ancak güçlü bir iktidarla kalkabilir. Bunu temin etmenin seçimidir 16 Nisan. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi, ülkemizin en güçlü şekilde yönetilmesi için tasarlanmıştır ve bugünkü sistemden çok daha demokratiktir. Bu sistemle, geçmişimizde yaşadığımız sorunların tekrar yaşanmasının önüne geçilecek. Ülkemizde 1946’da çok partili demokrasiye adım atıldı. 1960 ihtilal oldu. Rahmetli Adnan Menderes ve iki bakanı idam edildi.

1960’da demokrasinin işleyişi bir ihtilalle durduruldu. Benim yaşım 60’a girdi çok iyi hatırlıyorum, 1971’de tekrar bir muhtıra ile hükümet indirildi. Yani hükümet etme sistemi işlemedi. 1980’de yine ihtilalle demokrasi ortadan kaldırıldı. Ondan sonra post-modern darbe dönemleri başladı. Çevik Bir isimli general Sincan’da tankları yürüterek ‘demokrasiye balans ayarı verdik’ deyip milleti alaya aldı. 28 Şubatlar yaşandı, yargı vesayeti başladı, partiler kapatıldı. Yani mevcut sistem işlemedi, işlemiyor. Mevcut sistem Türkiye Cumhuriyeti devleti ve milletinin çıkarlarını korumakta, devletimizi bir dünya devleti haline getirmekte yetersiz kalıyor. Bunun son örneğini 2015’teki genel seçimde yaşadık. Yüzde 41 oy aldık, tek başına iktidar olmadık. Koalisyon kurulabildi mi? Kurulsa yürüyecek miydi? Allah’a şükür ondan sonra 1 Kasım seçimlerinde millet tekrar tek başına iktidarı tevdi etti.