“Şeytan yine iş başında” diyeceğim ama cinayet gibi bu kazalar “şeytan işi” olmaktan çoktan bile çıktı. İnsan hayatının öneminin “zerrelere” indirildiği İslâm Dünyası’nın hali, “şeytana pabucunu ters giydiren” bir anlayışsızlıkla, tedbirsizlikle bu bayramda da zirvede bile yer buldu. Hem de, İslâm’ın Kabe’sinde... 700’ü aşkın hacı adayı Mina’da şeytanı taşlamaya giderken birbirini ezdi. Hangi şeytanı? Bir taraftan kendine hınçla taş atarken, diğer yandan “Allah belanı versin. Bana çok büyük yanlışı yaptırdın, günahı işlettin” diye seslenenlere; “Git işine be adam! Senin yaptığın benim bile aklıma gelmez” diyerek tepki gösteren şeytan. Hani şu; her türlü şahsi, siyasi ve ekonomik çıkarlar için “pire için yorgan yakma” anlayışı ile kapıyı aralayıp içeriye davet edilen, ama ondan menfaatlenme bittiğinde çıkıp gitmesini bekleyecek kadar salaklıklarla zaman zaman yan yana gelinen şeytan. * Diyecek bir şey yok. “Kader” diyeceğiz ama, Allah akıl vermiş. Kullanmayanlar için kader defterine yazarak hesaptan kurtulma diye bir şey yok. Yine de bir şeyler demek lazım. “Şeytana pabucunu ters giydirecek” hale gelmiş, getirilmiş bu insan anlayışından kurtulmak gerek. Yoksa, ümmet olmayı bile beceremeyen İslam Dünyası daha çok ihaleyi şeytana yıkacağı için bu felaketleri yaşamaya devam eder.

TRABZON’DAKİ HESAP!..

Trabzon’da seçimler, genelde “7 Haziran, ya da 1 Kasım. Bir şey değişmez” hesabıyla ve önceki çeterelerle yapılacağı için o bilinen sandık heyecanından ortada eser olmayacak. Partiler, ufak tefek rotüşlarla seçmeni gaza getirmeye çalışsa da sanki pek fazla işe yaramayacak gibi gözüküyor. Belki ben diyeyim “kurulamayan”, siz söyleyin “kurdurtulmayan”, koaliasyon ile ilgili söylemler biraz; Belki, ben diyeyim “palazlandırma”, siz söyleyin “silahlandırma”, onlar desin “aldatma” süreci ile PKK’nın ülkeyi terör cehennemine çevirmesi ve 150’ye yakın güvenlik görevlisini şehit etmesi epeyce etkili olursa beklenmedik bir değişiklik olabilir mi? Veya basit sandıktan çıkan oy hesabı ile MHP eksiğini, CHP’nin fazlalığı ve terör nedeniyle AKP’ye kızacaklardan tamamlayabilir mi? Ya da, tüm olup bitene rağmen AK Parti’nin “artı-1” daha hesabı tutar mı? 1 Kasım’da göreceğiz.

4’DEN SONRAKİ İMDAT...

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “3” ile başlatıp, daha sonra da arttırdığı çocuk hesabı, nikah kıyan belediye başkanları tarafından da yeni evlilere yapılan tavsiyeler arasında yer alıyor. * Önce Sayın Cumhurbaşkanımıza kulak verelim: “Evlilik uzun bir yolculuk. İyi günler var, kötü günler var. İyi günler paylaştıkça çoğalır ama kötü günlerde sabrettikçe elbet mutluluğa dönüşür. Beypazarı’ndan bir amcamın bana tavsiyesi var, diyor ki; bir olur garip olur, iki olur rakip olur, üç olur denge olur, dört olur bereket olur, gerisi Allah Kerim... * Sonra da kıssadan hisse hesabıyla fıkrayı paylaşalım: Dar gelirli bir adamın peş peşe 4 çocuğu olmuş ve isimlerini Sedat, Vedat, Nurhayat ve Suat koymuştu. Yakınlarından biri bir gün sormuş: “Peki bir çocuğun daha olursa adını ne koyarsın?” Geçim sıkıntısından bunalmış adam boynunu büküp; “Ne koyayım azizim? Koysam koysam İmdat koyarım...”