16 Nisan Türkiye’nin kader günü! Bunu bilmeyen yoktur sanırım. ‘Evet’çiler ve ‘Hayır’cılar sahneye çıktı. Neden evet ve ya Hayır demeleri gerektiğini anlatıyorlar. Olması gerekende bu zaten!... Ancak gelin görün ki bazı kendini bilmez klavye delikanlıları bu işi abartmış durumda. ‘Evet’çiler diktatörcü  ‘Hayır’cılar ise vatan haini oldu. Demokratik bir ülkede yaşadığımızı unutmayalım. İsteyen istediğini söyler. Fikir özgürlüğü var kardeşim. Kırmaya, dökmeye, aşağılamaya, hakaret etmeye ve hatta şiddet kullanamaya gerek yok.

Zamanında kardeşin kardeşe düşman edildiğini unutmayalım. Benim güzel ülkem aynı yere doğru sürüklenmesin. Bırakın herkes kendi iradesiyle oyunu kullansın ve çıkacak olan sonuca herkes saygı göstersin. Seçim sürecinde tüm kampanyalara eşit haklar verilsin. Kimsenin sözü kesilmesin, kimsenin kürsüsü yıkılmasın, kimse kimseye şiddet göstermesin. Unutmayalım bizim bizden başka kimsemiz yok. Birde Trabzon’un ‘hazır kıta siyasetçileri’ 16 Nisan Anayasa Referandumu yaklaşınca kendilerini göstermeye başladı. Dedim ya ‘hazır kıta siyasetçileri diye!...

Öyle bu kişileri seçim olmadan göremezsiniz. Çünkü onlar seçim döneminde sahaya çıkar normal dönemlerde ise elde ettikleri kaymağı yemenin keyfini yaşarlar.

GEÇİCİ SÜREYLE ARA VERİN

Hazır 16 Nisan Anayasa referandumundan bahsederken birde önceki gece Hollanda’da yaşanan krizi gündeme getirelim. Türkiye Cumhuriyeti’nin bakanı bu ülkede vatandaşlarıyla buluşmak isterken Hollanda polisi tarafından yolu kesiliyor. Elçilik binasına bile gitmesi engelleniyor. Hatta bakanın yanına gelmek isteyen Büyükelçinin binadan çıkmasına bile engel oluyor. Bu tamam anlamıyla bir skandaldır. Şimdi Evet veya Hayır diyebilirsiniz ama senin ülkenin bakanına başka bir ülke engel oluyorsa bu süreci biraz askıya alıp birlik ve beraberlik olmasınız. Bunun en basit örneği AK Parti’nin Almanya programlarına izin verilmemesinin ardından CHP Eski Genel Başkanı ve Antalya Milletvekili Deniz Baykal’ın bu ülkeye yapacağı programını iptal etmesi gibi. Azıcık siyaseti kenara bırakıp bir olalım beraber olalım.

HUZUR KALMADI

Sürekli Trabzon’un huzurlu bir kent olduğunu savunup dururuz! Ancak gelin görün ki bu huzuru bozmak için bazı kendini bilmezler elinden geleni ardına koymuyor. Bir gün silahlar patlıyor. Bir gün bıçaklı saldırı meydana geliyor. Polis telsizleri kavga anonsları ile inleyip duruyor. Hani huzur nerede kaldı. Yola yürürken nereden mermi gelebileceğini hesap eder olduk. Açıkçası huzurlu kent Trabzon’u arar olduk.