IŞİD’in Türkiye’nin güneyi ve Suriye’nin kuzeyinde yaptıkları, Türk kamuoyunu bir hayli tereddütte bırakmaktadır. Öyle ya; ABD, bir yanda Esad’a karşı gereği kadar tavır koymuyor, muhalif güçlerin yanında gibi gözüküyor fakat IŞİD’in yaptıklarına abuk sabuk hava bombardımaları dışında seyirci kalıyor. Hatta 'Tavşana kaç tazıya tut' politikası ile Türkiye’yi oyalarken, güneyimizde bir Kürt oluşumuna da zemin hazırlamaktadır. TC devleti de buna seyirci kalacak öyle mi? Malum ABD ikiyüzlü politikası. Bir de, bizim bazı 'Akiller(!)' toplanıp muhtemel Suriye harekatının, IŞİD’den ziyade 'Kürt oluşumuna engel' ifade ettiğini belirterek, Suriye’ye muhtemel girişi protesto ettiklerini söylüyorlar.

Sizin kim ve ne olduğunuz belli, hele şöyle kenarda gölge yapmayın bakalım. Oysa Suriye’de ve çevre ülkelerde huzurun tesisinin ancak Suriye’nin toprak ve yönetim bütünlüğünden geçtiği, tereddüt göstermez bir gerçektir. Bu konuda geçen hafta Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ile Suriye Dışişleri Bakanı Velid Muallim’in Moskova’da yaptıkları bir görüşme sonrasında Lavrov basına; "Biz Rusya olarak krizin, Suriye’nin egemenlik ve toprak bütünlüğü çerçevesinde görüşmeler ve diplomasi yolu ile çözülmesi taraftarıyız" dedi.

Lavrov devamında "ABD’nin öncü olduğu çifte standartlar, izlediği koalisyon güçleri faaliyetleri ile bu savaşa son verilemez" şeklindeki ifadesi de benim bidayetteki iddialarımı destekler mahiyette beyanlardır. Bendeniz de Suriye meselesinin bu seviyeye gelmeden önce dahi TC’nin Suriye politikasının başta ABD güdümlü olduğu, bunun da TC’yi sıkıntılara sokacağını, Esad’la dalaşmanın TC’ye hiç bir şey kazandırmayacağını anlattım ama dinleyen olmadı. ABD’nin peşine takılmakla sadece Türkiye’nin yanı başına bir 'çıbanbaşı' Kürt oluşumu kurulacağını anlattık. İşte günümüzdeki gelişmeler de bizi iki yıl önceki görüşümüzde haklı çıkardı.

ABD’nin Suriye politikaları ve Irak işgalleri bugün Ortadoğu’yu cehenneme çevirdi. Olaylar ise varsa da yoksa da 'ABD bin BOP' projesi oluşmasına zemin hazırlamaktır. Bu projenin de bölünmüş, parçalanmış bir Ortadoğu yanında, parçalanmış bir Türkiye ve İran yatmakta, tüm çabalar İsrail’in güvenliği ve Büyük İsrail(!) hayalleridir. Şimdi de bizim hükümetlerimiz yanlış ABD güdümlü politikalardan kurtulmanın yollarını arıyor. Bence bu konuda en doğru politika Rusya’nın yani Lavrov’un beyan ettiği çözümdür. Artık bu safhaya dönüş zor veya imkânsız gibi gözükebilir fakat gerçek budur.

Diğer seçenekler ülkelerin savaşın içine düşmesi anlamı taşımaktadır. Bidayette kısa ve doğru olan yol varken, bu duruma düşmenin sebeplerini daha iyi tahlil etmek gerekir. Elbette gerektiğinde savaş kaçınılmaz olunca tırsmanın bir anlamı yok. Ayrıca Rusya Devlet Başkanı Bay Putin’in de "Yeni bir koalisyon gücü oluşturulması" fikri, bence TC tarafından dikkatle ve ciddi olarak değerlendirilmeye alınmalıdır. Zira bugüne kadar yapılan sözde koalisyon faaliyetleri TC aleyhine oldu. Her zaman söylemişimdir, Ortadoğu’da ve bu coğrafyada Rusya’yı 'yok' farz ederek sonuç almanız mümkün değildir. Konu bu kadar basit.