‘Weekly Economist Magazine’ dergisi son sayısında başyazılarından birini kendi ifadesi ile “Türkiye’nin (Güya) Kürtlerle(!) savaşına” ayırdı. Dergi’yi okuyoruz; Cumhurbaşkanı R. Tayyip Erdoğan’ın ‘Kürtleri ezmeye çalışmaktan vazgeçmesi’ ve bunun yerine ‘barış görüşmelerini yeniden başlatması’ gerektiğini yazıyor. Bakın aldatmacalara. PKK’nın artık Güneydoğu’da yürüttüğü savaşın Kürtlerin adına olmadığını, uluslararası başka projeleri temsil ettiğinin Kürtler tarafından dahi anlaşılmasının başlamasından hemen sonra ‘PKK ile yapılan savaşı Kürtlere karşı(!) savaş’ olarak tezgâhlamaya çalışıyor dergimiz(!). Kürt kökenli vatandaşlara “Bakın ha unutmayın, PKK sizin için savaşıyor(!)” algısını tazeleyip, kafaları karıştırmaya çalışıyor.

Yok... Bay Economist yazarı, takkeleriniz düştü, kelleriniz gözüktü. Bu iş artık bitti ve bitecek. Beyzade(!) pompalamaya devam ediyor; “Ne yazık ki Suriye’den ve Doğu’dan gelen göçmenlere kucak açarak, tüm Dünya’nın taktirini kazanan Erdoğan; başarıları bir kenara bırakarak, Güneydoğu’da Kürt militanlara yönelik savaşını, yeni ve ölümcül bir gaddarlıkla yeniden başlattı(!)”. Bakın, utanmaz herif bu savaşın PKK ve HDP tarafından başlatıldığını gizleyip, Güneydoğu’da halkı PKK’nın ne hale getirdiğini gizleyip; PKK’yı masum, Türk güvenlik birimlerini de saldırgan taraf göstermeye çalışıyor. Bir de, Sayın Erdoğan’ı özellikle hedef seçmesi ise ayrı bir proje. Devam ediyor; “Sayın Erdoğan ‘hiçbir zaman Kürtlerin var olmadıkları’ şeklindeki bir fanteziye yönelmemiş olabilir”. Ancak başka bir fanteziye yenik düştü: “Kürt milliyetçiliğine, güç kullanarak son verebileceğini düşünüyor” (Ne denli yalan ve anti algı operasyonu yapılıyor dikkat edin). PKK’nın Güneydoğu’daki yakıp yıkmalarını, ‘Kürt Milliyetçilik Hareketi’ olarak algılatmaya çalışıyor bu sahtekârlar.

Yine okumaya devam edelim... “Oysa Türkiye bunu yapmaya çalışarak, onlarca yılını boşa harcadı. Kürtler büyük bir azınlık. Sayın Erdoğan bunu yaparak (PKK ile mücadele ederek) benzer bir kısır döngüye düşecek (Kendi kuruntusu tabii). Zira direnişçileri (Bakın, teröristlere “Direnişçi” diyor) ezme çabası, ılımlı Kürtleri soğutuyor ve direnişçilerin sayısını artırıyor” diye zırvalıyorken, Kürt vatandaşlarımızın PKK ve HDP sahtekârlarının gerçek yüzlerini görmeye başladıklarını bu cümlelerle gizlemeye çalışıyor sahtekâr Economist’çi. Yine okumaya devam edelim ki, kirli yüzleri hepten deşifre olsun. “PKK da fanteziler içinde (Diyor neyse ki). Türkiye, Kürtlerin ayrılmasına ya da PKK’nın savaşçılarının 1990’larda denedikleri bazı bölgeleri kontrol altına almasına asla izin vermeyecek. Amerika da Kürtlere, Suriye ve Irak’ta IŞİD’e karşı en çok güvendiği güç olarak baksa da, Kürtlerin hayati önemde bir NATO müttefiki olan Türkiye’yi istikrarsızlaştırmalarına katkıda bulunmayacak (Burada yanılıyor zira ABD’li Biden dahi PYD’yi terör örgütü olarak sayamadı, vardır bir planları). Amerika ve Avrupa’nın, mülteci akışını durdurmak için Türkiye’ye her zamankinden çok ihtiyacı var” (Ya olmasa idi?) demek dürüstlüğünü de zımmen gösteriyorlar.

Görüyorsunuz değil mi nasıl satır aralarında Sayın Erdoğan’a ve TC’ye aba altından sopa göstermeye çalışıyorlar. ‘Dikduran’ların adını ‘Diktatör’e çıkarma çabaları bunlar. Yediremezler, bu ihanet çetesi (PKK) meselesi öyle veya böyle bitecek...