Rize’de yaşanan Atatürk heykel tartışmasını ibretle ve hayretle izliyoruz.

Bilmeyen okuyucu için özetleyelim. Rize’nin hemen hemen tek alanı Cumhuriyet Meydanı. Rize Belediyesi bu meydan için yeni bir düzenleme projesi yaptı. Ancak meydanda bulunan Atatürk heykelini buradan kaldırıp yerine, cumhuriyet sayesinde Rize’nin geçim ürünü olan çaydan yola çıkarak ‘’çay bardağı’’ koyulması tasarlanıyor. Heykelin de resmi törenler için hazırlanan meydana koyulması planlanıyor.

Haberin duyulmasından sonra ülke çapında büyük bir tepki oluştu. Bu ülkenin birleştirici birkaç değerinden biri olan, ulusal Kurtuluş Savaşımızın lideri ve devletin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’e hakaret olarak algılandı bu uygulama.

Rize Belediye Başkanı Reşat Kasap bu uygulamanın ne kadar da Atatürk’e karşı bir hareket olmadığını açıklasa da, kimseyi ikna etmesi mümkün değil. Hele tepkileri aşmak gerekçesiyle olayı halkoyuna götüreceğini ve meydan için ‘’Atatürk mü, çay bardağı mı?’’ diye sorulacağını açıklaması asla ve asla kabul edilemez. Atatürk neyin simgesi, çay bardağı ne? Bunun tartışmaya açılması bile sakat. Reşat bey bunu kimseye anlatamaz. Bu ülkenin en önemli simgelerinden birini törenden törene gidilen bir meydana hapsedemezsiniz. Atatürk’ün yeri halkın bağrıdır. Ahlaksız, haksız ve vefasız her türlü saldırıya karşın, bu toplumun yüzde 90’a yakını ona minnet duyuyor. Bu büyük simgenin, bu büyük insanının yeri, kentlerimizin en prestijli, en çok kullanılan alanları olmalıdır. Ayrıca böyle bir konuyu halkoyuna sunmak, amaç ne olursa olsun, O’nun değeri üzerinden bir tartışmayı beraberinde getirecektir. Buna ne hakkınız var? Rize Belediyesi yeni bir meydan yapsın ve çay bardağını, demliği filan oraya koysun. Ülkenin birliği ve kardeşliğinin tehdit altında olduğu bu günlerde, bu memleketin en önemli çimentosu Atatürk’ün yakasını bıraksın. Sevgili Rizeliler, Atatürk sadece ADD’nin ya da Ömer Toprak’ın sorunu mu?

***

BAYRAK SEVGİSİ VE İKİYÜZLÜLÜK

Daha düne kadar AKP ya da Erdoğan yönetimiyle PKK arasında yapılan çözüm süreci görüşmeleri sıkıntıya girmesin diye bu memlekette Türkiye Cumhuriyeti’nin onuru ulusal bayrağın asılması, taşınması, satılması yasaklanmadı mı? Gezi direnişinde Türk bayrağı satıyor diye gariban bir sokak esnafı gözaltına alınmadı mı? Bayrağı taşıyan göstericiler vatan haini olarak yaftalanmadı mı? Ulusal bayramlarda bayrak asanlar Ergenekoncu, çapulcu muamelesi görmedi mi? Bu ülkenin resmi kurumlarından T.C. ibaresi kaldırılmadı mı?

O gün çözüm sürecini siyasal ranta çevirmek için bayrağa, Atatürk’e, TC’yi hapset, şimdi siyasal amaçların için terörü, akan kanı ve bayrağı kullan. Böyle bir ikiyüzlülük görülmedi.