SON DAKİKA



Haber > Gündem > Türkiye bugünlerde sorunlarına çözüm olacak bir ik

Türkiye bugünlerde sorunlarına çözüm olacak bir ik

24 Ocak 2016 Pazar - 10:30








AK Parti'nin 2011 seçimleri öncesinde açıkladığı Seçim Beyannamesi ile 1 Kasım 2015 seçimleri için duyurduğu beyanname arasında çok fazla farklılıklar yoktu. Esas farklılık, 2011’de Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın işin başında olması. Toplumsal güvenin Recep Tayyip Erdoğan'a olması, Seçim Beyannamesi'nin gücünü artırıyordu. 6 temel başlığın bulunduğu her iki beyannamede de 2023 hedef olarak gösterildi. 2016 da belli ki en çok tartışılan konu "Başkanlık Sistemi" olacak. Başkanlık sistemi yeterince anlaşılmadı. Bilgi kirliliği değil ama bilgi eksikliği var. Hatta AK Parti teşkilatlarının dahi bu konuda yeterli bilgi sahibi olmadıkları anlaşılıyor. Başkanlık Sistemi: 1 - Federe yapıya mı gidiyoruz? 2 - Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın şahsına göre bir model mi? Başkanlık sistemi önerisi, eğer ciddi olarak sunulmaya devam edilecekse, kabul etmeliyiz ki siyasal manevraya indirgenmeyecek kadar ciddi bir tartışmayı gündeme getirecektir. Çünkü başkanlık sistemi tartışması, ciddi bir sistem değişikliği tartışmasıdır.

BAŞKANLIK SİSTEMİ

Başkanlık sistemine geçiş Türkiye'nin siyasi ve özellikle demokrasi hayatında çok önemli bir belirleyici olmuş, parlamenter demokratik sistemden başka bir sisteme geçiş için siyasi ve idari yönetim sistemi değişikliği yapmaktır. Bu nedenle anayasa değişiklik paketi tartışmalarını ve yapılması düşünülen başkanlık sistemini etkili bir siyasi değişiklik olarak görmek gerekir. Türkiye'de üst yapısal siyasi ve idari yönetim değişikliğini gerçekleştirmek olduğu gerçeğinin de altı çizilmelidir. Cumhurbaşkanı Erdoğan ve AK Parti 2002'den bugüne kadar ekonomi alanında, dolayısıyla, altyapıda kurumsal sınıfsal ve zihniyet temelinde gerçekleştirdiği ekonomik dönüşümün iyi ve etkili yönetimi için, bugün anayasa değişikliği paketi yoluyla, 1 Kasım 2015 seçimlerinden sonra da yeni anayasa ile sistem değişikliğine gitmek istiyoruz. Başkanlık sistemine geçiş önerisinin temeli ve arka planı da budur. Dönüşen ekonomik altyapıya uygun siyasal ve idari yönetim yapısını oluşturmak. Bu öneri Türkiye için geçerli bir öneri mi? Gerçekten bugün yaşadığımız yönetim sorunlarının kurumsal çatışmaların ve sistemin siyasi çıkmaza girme riskinin temel kaynağı parlamenter demokrasi mi? Özünde üst yapısal bir yönetim ve idari sistem değişikliği olacak olan parlamenter demokrasiden başkanlık sistemine geçiş, gerçekten Türkiye'nin iyi, adil ve demokratik yönetimini sağlayabilir mi? Bu sorulara anlamlı ve verimli yanıt bulmak kolay değil. Bunun için bilgi temelli, ciddi, kapsamlı ve diyaloğa dönük akademik ve kamusal tartışma gerekli.

TÜRKİYE HAZIR

AK Parti başkanlık sistemine geçiş nedenlerini süratle net bir şekilde açıklamalar yapmalı. 1 Kasım 2015 seçim beyannamesi de 6 temel başlık üzerine oturtuldu. "Yeni Türkiye Yolunda Daima Adalet, Daima Kalkınma" başlığını taşıyan beyanname, ikinci bir atılım döneminin taahhütnamesi olarak ortaya konuldu. Beyannamede "1 Kasım ile Yeni Türkiye’nin inşa süreci yeni bir aşamaya geçecektir. 1 Kasım ile ikinci atılım dönemimiz başlayacaktır. İkinci atılım döneminde Türkiye güçlü, demokratik, müreffeh ve saygın bir ülke olma hedefine daha büyük bir azimle yürüyecektir. Son 12 yıldır atılan sağlam temellerin üzerinde nitelikli, özgüvenli, dünya çapında 'Yeni Türkiye' vizyonu yükselecektir" ifadeleriyle yer buldu. AK Parti'nin daha önce 12 Haziran 2011 seçimleri için hazırladığı beyannamesi de 6 temel başlık ve bunların alt başlıklarından oluşmuştu. Slogan olarak "Türkiye Hazır Hedef 2023" denildi. Yapılacağı taahhüt edilen başta ekonomik olmak üzere tüm hedefler, 2023 yılına göre belirlendi. Cumhuriyetin 100. yılına giderken AK Parti’nin atacağı adımların bir yol haritası olarak sunuldu.


YENİ ANAYASA SÜRECİ

AK Parti’nin bu iktidar döneminin seçim beyannamesinde, yeni anayasa dönemi olacağı belirtilerek, şunlar yer almıştı: "AK Parti’ye göre yeni Anayasa, bireylerin haklarını en etkili şekilde korumalı, temel hak ve özgürlükleri ‘İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nin ve ‘Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin getirdiği ilke ve standartlarda güvence altına almalıdır. AK Parti’nin varlık nedenlerinin başında gelen demokratikleşme sürecinin taçlandırılması da yeni anayasanın hazırlanmasıyla mümkün olacaktır. Bu nedenle bu iktidar dönemi, Yeni Anayasa dönemi olacaktır. AK Parti, kuruluşundan itibaren hedeflediği ve ilk iki dönemde olgunlaştırdığı Yeni Anayasa sürecini tamamlamaya kararlıdır. Dışlayıcı değil kapsayıcı, ötekileştirici değil kucaklayıcı, ayrıştırıcı değil bütünleştirici, bastırıcı değil özgürleştirici, aynılaştıran değil çeşitlilikte birliği savunan, çoğulcu ve özgürlükçü bir anayasa hazırlanacaktır.

İKİNCİ ATILIM DÖNEMİ

1 Kasım seçimlerine giderken hazırlanan beyannamede Yeni Anayasa, ayrı bir alt başlık olarak Demokratikleşme ve Yeni Anayasal Sistem ana başlığı altında yer aldı. "İkinci atılım döneminde Yeni Anayasa’yı Türkiye’de demokrasi, insan hakları ve hukukun üstünlüğünün kökleşmesi bakımından hayati bir aşama olarak görmekteyiz" denildi. Beyannamede geçen dönem Meclis’te kurulan uzlaşma komisyonda 60 madde üzerinde anlaşma sağlandığı halde muhalefet partileri nedeniyle bunların hayata geçirilemediğine vurgu yapıldı. Ve "milletten yetki istendi". "Yeni Anayasa, Cumhuriyetimizin insan hakları ve demokrasi konularındaki kazanımlarını geleceğe taşıyacak, vesayetin izlerini tamamen silecektir. Yeni Anayasa insan onurunu, bireysel hak ve özgürlükler ile toplumsal meşruiyeti, sistemin ahlaki ve demokratik temeli kabul edecek, bireyin ve toplumun geleceğe dair beklentilerini karşılamak üzere tasarlanacaktır" denildi.

NE YAPTIK, NE YAPACAĞIZ


2011 seçimlerine giderken beyannamesinde başkanlık sisteminden bahsetmeyen AK Parti, Recep Tayyip Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı seçilmesinin ardından sistemi tekrar tartışmaya açtı. Bu kez beyannamesinde başkanlık sistemine de ayrı bir başlık açtı. Yeni Anayasa taahhüdünün hemen ardından beyannamede yer verilen sistem "Yönetim Modeli ve Başkanlık Sistemi" başlığı altında anlatıldı. Ancak diğer başlıklarda 'ne yaptık, ne yapacağız?' gibi iki ayrı bölüm olmasına karşın, başkanlık sisteminin anlatıldığı bölümde 'ne yapacağız?' bölümü yer almadı. "Yeni Anayasa ile Türkiye’nin katılımcılığı ve çoğulculuğu esas alan ve etkili işleyen bir hükümet modeline kavuşmasını elzem görüyoruz" denilen bölümde, mevcut sistemin, parlamenter sistemin asgari demokratik gereklerini karşılamaktan uzak olduğu vurgulandı. Mevcut sistemin, Cumhurbaşkanı ve Başbakan’ın farklı siyasi geleneklerden gelmeleri durumunda, kriz üretme potansiyelini taşımaya devam ettiği belirtildi. SİYASİ

İSTİKRARSIZLIK

Beyannamede başkanlık sistemi ile ilgili olarak şu ifadeler yer aldı: "AK Parti olarak, demokratik bir perspektifle yapılandırıldığında; parlamenter sistemle başkanlık sistemi arasında demokrasiye uyum açısından bir fark bulunmadığı kanaatindeyiz. Nitekim her iki sistemin de olumlu örneklerine rastlanabileceği gibi, olumsuz örneklerine de rastlanabilir. Ancak bir yandan vesayetçi bir şekilde kurgulanarak demokratik doğasından koparılmış parlamenter sistemin yol açtığı siyasal istikrarsızlıklar, öte yandan Yeni Türkiye vizyonumuzun ihtiyaç duyduğu etkin ve dinamik yönetim dolayısıyla, Başkanlık sisteminin daha uygun bir yönetim modeli olduğu tartışmaları devam edecek. Türkiye, sorunlarına çözüm bekleyen bir iklim yaşıyor.

Beğendim
0
Sevdim
0
Beğenmedim
0
Üzgün
0
İnanılmaz
0

VİDEO

SON DAKİKA

ÇOK OKUNANLAR

© 2020 www.karadenizgazete.com.tr | Karadeniz Gazetesi bir Güçlü Ticari Ve Sınai Ürünler Pazarlama Ticaret Ve Sanayi Anonim Şirketi ‘dir.

Giriş Yap