Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, 17 askerin cenaze törenine katıldı.
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, 17 askerin cenaze törenine katıldıktan sonra, CHP Diyarbakır il yönetimi ile birlikte öğle yemeği yedi. Kılıçdaroğlu, burada yaptığı konuşmada, sorunları çözemeyen bir siyasal iktidarın, ülkeyi yönetme gücünü kaybetmiş iktidar olduğunu söyledi. Bir kişinin ister tutuklu, ister hükümlü olsun, hapishaneye girdiği andan itibaren can güvenliğinden hükümetin sorumlu olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, açlık grevleri başladığında, Başbakan'a özel bir çağrı yaptığını ifade etti. Kılıçdaroğlu, Daha yumuşak bir üslup kullanın diye çağrıda bulundum. Tam tersini yaptı. Ortalığı germekte üstüne adam yok. Toplumu ne kadar gererse oradan daha fazla kazançlı çıkacağını sanıyor. Hiç kimsenin ölmesini istemeyiz, hele cezaevlerinde bir yurttaşın hayatını kaybetmesi siyasal iktidara ciddi sorumluluk getirir. Adalet Bakanı olay ile ilgili STKlar ile görüşüyor, bu beni aşar diyor. Sormak gerekiyor, sizi aşacaksa sizi aşmayacak kişi kim? Sorunun çözümüne yönelik, hükümetin, Başbakan'ın oturup düşünmesi gerekiyor. Germeden toplumu kutuplaştırmadan bu sorunu aşması gerekiyor diye konuştu.
TÜRKİYENİN BARIŞA, HUZURA İHTİYACI VAR
Başbakan'ın kendilerinden çözüm istemediğini kaydeden Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti: 2002nin Türkiyesi ile 2012nin Türkiyesini bütün yurttaşlarımın karşılaştırmasını isterim. 10 yılda ne oldu bu ülkeye, 10 yılda neden biz bu noktaya geldik. 10 yılda neden bu kadar kutuplaştık, 10 yılda neden bu kadar kan akmaya başladı. Analar ağlamasın edebiyatı yaptılar, şimdi o edebiyatı alamıyorlar, onların elinden aldık bunu. Sen çözüm üreteceksin arkadaş. Sana millet oy verdi bu ülkenin sorunlarını çöz diye. Ülkenin sorunlarına yeni sorunlar ekle diye sana oy verilmedi. Bir eli yağda bir eli balda hiçbir sorunu yok kendi sorunlarını çözmüş, ülkeyi bir sorun yumağı haline getirmiş. Bu Başbakan'dan bu ülkeye yarar gelmez. Türkiyenin yeni bir iklime ihtiyacı var, yeni bir anlayışa ihtiyacı var, Türkiyenin barışa ihtiyacı var, Türkiyenin huzura ihtiyacı var, Türkiyenin birbirini kucaklamaya ihtiyacı var, Türkiyenin sert söylemlerden kaçınan başbakana ihtiyacı var. Türkiyenin kimliği, inancı ne olursa olsun bütün yurttaşlarını kucaklamaya hazır bir yönetime ihtiyacı var. Bu yönetim bunların hiçbir tanesini yapamaz. Onun için bütün yurttaşlarıma Diyarbakırdan çağrı yapıyorum. Barış mı istiyorsunuz, huzur mu istiyorsunuz, bir arada yaşamak mı istiyorsunuz, anaların ağlamadığı bir Türkiye mi istiyorsunuz, şapkayı önünüze koyup düşünün, 2002de Türkiye neydi 2012de ne oldu. Önümüzde seçimler var. Herkesin düşünme zorunluluğu vardır. Bu ülkenin aydınları konuşmak zorundadır, gazetecileri konuşmak zorundadır, üniversiteleri konuşmak zorundadır. Hepsi suskun, hepsi korkuyor. Ama sorumluluğun bilincinde olan hiçbir yurttaşımız hiçbir aydının hiçbir politikacının yılmadan ve korkmadan baskı rejimini kurmak isteyen siyasal rejime karşı mücadele etmesi lazım. Biz CHP olarak bu mücadeleyi sonuna kadar yapacağız.
Kılıçdaroğlu, açıklamaların ardından, kentten ayrılmak üzere Diyarbakır Havaalanı'na hareket etti.