SON DAKİKA



Haber > Karadeniz > Seller konusunda insanlarımızın bilinç düzeyi geli

Seller konusunda insanlarımızın bilinç düzeyi geli

25 Eylül 2016 Pazar - 10:58








Bugün bir hak teslimi yapmak istiyorum. Derdim, siyasileri ya da bürokratları onure etmek değil. Bugün sadece bir hak teslimi yapmak istiyorum. Beşikdüzü… Yağmur sularının ‘beşik gibi sardığı düzlük’te mücadele eden emekçilerin hakkını teslim etmek istiyorum. Türkiye yıllarca çok yanlış sistemlerle yönetildi. Hele hele yereldeki yönetim sistemleri asla kabul edilemez basitlikte, çözüm üretmekten aciz, formaliteleri yerine getirmek üzerine kurulu tertibatlardı. Bir yerleşim yerinin, mahallenin, köyün, beldenin, ilçenin altyapısını, o yerleşim yerinde yaşayan, ufkunu yeterince geliştirmemiş, dünya gerçeklerinden bihaber insanlara kıt kaynaklarla teslim ederseniz, Beşikdüzü’ndeki manzarayla karşılaşmanız kaçınılmaz olur. Bu nedenle Beşikdüzü’ndeki sel felaketinin ardından olaya ‘büyükşehir’ yapılanması üzerinden bakmak istiyorum ve diyorum ki; ‘bu şehir keşke 20 yıl evvel büyükşehir yapılanmasına kavuşabilseydi.’ Neden mi? 1-) Beşikdüzü’nde yaşananların birinci nedeni altyapı yetersizliğidir. 2-) Beşikdüzü’ndeki bu büyük felaketin ardından yapılan tüm çalışmalarda sahada başrol oynayan kurum Trabzon Büyükşehir Belediyesi'dir.

BAŞKANIN TEDİRGİNLİĞİ

 Trabzon Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Orhan Fevzi Gümrükçüoğlu hacdan döner. Beşikdüzü’ndeki afetin yaşandığı gün bir grup gazeteci başkanı ziyaret ederek hacılığını kutlar. Ziyaret esnasında başkanın telefonu bir dakika susmaz… Çünkü başkanın aklı Beşikdüzü’ndedir ve oldukça tedirgindir. Gazeteciler bir anlam veremez. Ta ki başkan ilgili daire amiriyle telefonda görüşüne kadar. Başkan sorar, “Baskın yağış ihbarı aldık, Beşikdüzü’ndeki hazırlıklarınız tamam mı? Talimatlarımı yerine getirdiniz mi? İlgili daire amiri cevap verir, alınan tedbirleri tek tek anlatır. Başkan uzun uzun dinler ve Allah sizlerden razı olsun, ben de az sonra geleceğim, hadi göreyim sizi” diyerek çalışanlarını onure eder ve telefonu kapatır. Hemen söyleyelim, Fen İşleri Daire Başkanı Hüseyin Türker. Hüseyin Türker ve Fen İşleri personeli canla başla çalıştılar ve çalışmaya devam ediyorlar. Aynı şekilde Tiski de seller bölgelerine büyük katkı verdi.

BEŞKÖY'Ü HATIRLATTI

 Ziyaretteki gazeteciler anlamıştır ki, Beşikdüzü’nde baskın yağış tehdidi var. Ama yine de başkanın bu kadar tedirgin olmasına bir anlam verememişlerdir. Ta ki aradan birkaç saat geçinceye kadar… Beşikdüzü’ndeki felaketin fotoğrafları gazetelerin yazı işlerine ulaştığında ziyaretteki gazeteciler başkanın baskın yağış ihbarı karşısında neden bu kadar tedirgin olduğunu artık çok iyi anlamıştır… Beşikdüzü’nde dereler taşar, bodrumları su basar, araçlar yollarda kalır. Bölgede konuşlanan belediye personeli yağmurla birlikte işe koyulur. İnsanlar pencereden başlarını dışarıya çıkaramazken belediye personeli iş başındadır. Sonuç, 1998 yılında Köprübaşı’nın Beşköy beldesinde yaşanların bir benzeri bu kez Beşikdüzü ilçesinde yaşanmıştır. İlçe merkezinde kimsenin burnu kanamamıştır ama kırsa mahallelerde heyelanlar evleri yuttuğu için üç kişi hayatını kaybetmiştir. Ve yaşananların hemen sonrası… Büyükşehir Belediyesi'nin emekçileri… 400’ün üzerinde çalışan, 100’ün üzerinde iş makinesi… Beşikdüzü’nde seferberlik hali… Hangi köşeye gitseniz Büyükşehir'in bir makinesi, birkaç çalışanı…


 FELAKET GECESİ

 Kapanan kırsal mahalle yolları açılır, heyelan riski taşıyan evler boşaltılır, cenazeler toprak altından çıkartılır. Logarları, lağımları belediye işçisi temizler. Sokakları belediye işçisi temizler. Su ve kanalizasyon borularını belediye işçisi tamir eder. İlçeye kısa sürede yeniden su verilir ama fazla klorlama yapıldığı için halka ‘bu suyu hemen içmeyin, te

mizlikte kullanın’ denilir, vatandaşa içme suyunu pet şişelerle yine belediye işçisi teslim eder. Velhasılıkelam, Trabzon şunun şurasında 2,5 yıl önce büyükşehir yapılanmasına kavuşmasaydı, 400’ün üzerinde alanında tecrübeli emekçiyi Beşikdüzü’nün emrine kim verebilecekti? 100’ün üzerine gıcır gıcır iş makinesini hangi kurum bu insanların emrine tahsis edecekti? Bu nedenle ben, başta Büyükşehir Belediyesi'nin emekçileri olmak üzere, bu felakette gecesini gündüzüne katan herkese hak teslimi yapmak istiyorum.

 DERMAN BELLİ; ÇÖZÜM YOK

 Gelelim işin altyapı boyutuna. Yıl 1996, Beşikdüzü sular altında. Yıl 2012 Beşikdüzü sular altında. Yıl 2016 Beşikdüzü sular altında… Dert belli, derman belli ama çözüm yok. Çünkü hiçbir küçük ilçe belediyesi bu derdin dermanını sahaya yansıtacak güce ve yeteneğe sahip değildir. Şükürler olsun ki Trabzon büyükşehir olmuştur ve ilçelerin altyapıları artık Büyükşehir Belediyesi'nin sorumluluğundadır. Beşikdüzü dâhil tüm ilçelerde bu manzaraların tekrar yaşanmaması için gerekli çalışmalar yapılacaktır ancak herkes bilsin ki bu iş zaman alacaktır. Zira 100 yıldır yapılamayanların birkaç yılda yapılmasını beklemek hayalcilikten başka bir şey değildir. Sel ve yağmur bölgemizin gerçeği. Bu gerçekten kaçamayız fakat dere yatağına evimizi de yapmamalıyız. Seller ve bölge coğrafyası ile ilgili seller çalıştayı yapılmalı. O coğrafyada yaşayan insanların bilinç düzeyi geliştirilmeli. Muhtarlar mevzuatları ve yetkilerini çok iyi bilmeli. Seller de her şey vatandaşta başlıyor, sonunda faturayı yine vatandaş canı ve malı ile ödüyor.  


UYARILARA ALDIRIŞ EDİLMEDİ

Herkes her şeyi devletten bekliyor. Kendi sorumluluğunu yerine getirmenin anlamı kavranılmalı. Kendi arazisinin su kanalını belediyenin açmasını bekler hale geldik. Başka bir ilginç şey, elektrik kablosunun altına ağaç dikiliyor. Ağaç büyüyünce dallar elektrik kablosuna sürtünüyor. Muhtar ağacını kes deyince, 'ben kaç yılda yetiştirdim o ağacı'… Evini kaya dibinde, derenin kenarında veya yolun hemen yanıbaşında yapmaya çalışan insanlar varsa bilinç düzeyimizi eksiklik var demektir. Yaşlı bir amcadan dinledim. Eski zamanlarda ev yapılacak yerin tespiti şöyle yapılırdı: Ev yapılacak yerin farklı yerlerine dört adet iri dere taşı yerleştirildi. 3-4 ay bekledikten sonra o yere gidilir, taşlar kaldırılarak altlarına bakılırdı. Eğer o taşların altında solucan varsa oraya ev yapılması tavsiye edilemezdi. Şimdi mühendislerimiz bu tanı şekline ne der bilemem. Bu konu ile ilgili yakından şahit olduğum bir olayı anlatacağım.

SEL ÇALIŞTAYI

Kendi köyümde bir vatandaş kendine ev yapmak için yol altında bir yer seçti. Yaşlı babası oğlunu uyardı. 'Oğlum bak Osmanlı orayı sel bölgesi ilan etmişti,  heyelanlı yer, yapma ev buraya!' Oğluna dinletemedi. Evini yaptı ama her büyük yağmurlarda evde tedirgin olurlar. Herkes istediği yere konmamalı. Farklı bir boyut, il ve ilçe belediyelerimiz yol, beton, duvar ve asfalt yapmakta gerçekten gayret içinde. Aynı zamanda bir muhtar olarak 1. yol içinde beton, asfalt veya duvar yapılmadan şu kanalları veya menfezlerin birlikte ihale edilsin. İkinci beton veya asfalt dökülen yerlerin yol kenarlarına kesinlikle 30 cm. yüksekliğinde 10 cm. genişliğinde su bentleri yapılmalı. Bu bentler yapılmasa şu zamanla betonun altına giriyor ve sele neden oluyor. Sonra büyük masraflarla buraya duvar şart diyoruz. Yukarıda yazdığım gibi her şey vatandaşta başlıyor, vatandaşta bitiyor. Bunun için muhtar ve azalarının da katılacağı seller çalıştayı bilincimizi yükseltir. Beşikdüzü’ndeki sel felaketinde hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah'tan rahmet diliyorum. O bölge halkına kardeşlerimize geçmiş olsun diyorum.

Beğendim
0
Sevdim
0
Beğenmedim
0
Üzgün
0
İnanılmaz
0

VİDEO

SON DAKİKA

ÇOK OKUNANLAR

© 2020 www.karadenizgazete.com.tr | Karadeniz Gazetesi bir Güçlü Ticari Ve Sınai Ürünler Pazarlama Ticaret Ve Sanayi Anonim Şirketi ‘dir.

Giriş Yap