Hiç tereddüt etmeden sarıldığım, ilke edindiğim iki söz vardır. Biri; "Bilmemek ayıp değil, öğrenmemek ayıptır." İkincisi de; "Bildiğimin öğretmeni, bilmediğimin öğrencisiyim."

*

O zaman şu "Yeşil Yol" denilerek Allah'ın tabiat ana ile bizlere bahşettiği yeşil ile uzaktan yakından ilgisi olmayan ve de Türkiye'nin toplam 10.765 km olan sınırlarının neredeyse dörtte biri (2.800 km) uzunluğundaki kara yolu ile ilgili yazıp çizerken, "ben bilirim" demeyecek, hepimize rahmetli Demirel'i hatırlatsa da "Bir Bilen"e soracağız. Ya da "Bir Bilen"i dinleyeceğiz. Ben de bu konuda sevgili dostum, has adam ve doğru çevreci KTÜ öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Oğuz Kurdoğlu'na kulak veriyor, aklımı bu konuda O'na emanet ediyorum. Yerimin darlığı nedeniyle uzun uzadıya yazamıyor olsam da, Sevgili Oğuz, Necip Fazıl misali 3-5 kelime ile bu yolu öyle tanımlıyor ki, "fazla söze gerek yok." İşte son, gerçek ve tam tarif: "Bu yol YEŞİL değil, düpedüz KARAYOLU. İsmi gibi KARA YOL!"

İBRAHİM USTA'YA SALDIRMANIN DAYANILMAZ HAFİFLİĞİ!

Bakıyorum da, eteğinden dökülen taşlara bakmadan birileri başkalarına ait geçmişi öyle hatırlıyorlar ki! Hem de tamamen kendi pencerelerinden bakarak... Örnek mi istersiniz! Benim de, Trabzon ve Trabzonspor adına, yanlış pencereden bakılıp hareket edildiğini iddia ederek yazıp çizdiğim son TFF Genel Kurulu'nda yönetime seçilen, İbrahim Usta için, daha çok mesleğimizde “dışarıdan” yer alanlar, kendilerini doğru terazisinin kumandacıları yerine koyarak, öyle şeyler yazıp çiziyorlar ki! Neredeyse Allah'ın "beşer şaşar" hesabıyla tanıdığı istisnayı bile çok görüyorlar.

*

"En kötü gerçeğin, en güzel yalandan iyi olduğunu" hatırlatarak burada bir kere daha ifade ediyorum. Başkalarını eleştirirken, kendini unutanlar gerçekte çukurun içindedirler. Onun için de sürekli başkalarını eleştirerek, yaptıkları hataları şarkılardaki nakaratlar haline getirip, yineleyip dururlar. Eleştirdikleri kişi hatalarından ders almış mı, almamış mı? Onlar için hiç önemli değildir. Zaten eleştirdikleri kişiye onu bile hak görmezler, sorma da sormazlar. İbrahim Usta (ki hemşehriliğimiz ve yakınlığımızın da olduğunu belirteyim ki yarın bunu da servis yapanlar olacaktır) hayatında yanlış yapmış olamaz mı? Yaptığı yanlıştan ders çıkarmayı beceremez mi? Olabilir. Ama bilerek, yani kendini "Doğrucu Davut" sananların (yandaş olduklarının hatalarını da görmeyerek) yazdığı gibi kasti olarak ne Trabzonspor'a, ne de Trabzon'a zarar verecek bir hareket içinde olmaz, olamaz.