Yaşadığımız, gördüğümüz ve de her 3-4 yılda bir anladığımız bir gerçek var.

O da, bu ülkede her şeyin değil ise bile, çok şeylerin adaletli hizmet değil, "adaletsiz sandık hesabına" icra edildiğidir.

Son çeyrek asırda bunu, ekonomik veya sosyal her alanda yaşadık. Hatırı sayılır ölçüde de sporda...

Bugün spor yazacağımıza göre oradan başlayalım.

Beşiktaşlı olmakla övünen Cumhur ittifakının mimarı Devlet Bahçeli, TFF daha dosyayı bile açmadan dolaylı olarak talimatı gönderip, "Kaldığı yerden devam etmeli" dedi mi? Dedi!

Böylelikle Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "Kumpas" iddiası, daha mahkeme kararını vermeden, doğrulandı! TFF'de Devlet Bahçeli'yi kırmadı, kalemi adaletsizlik adına kırdı ve Beşiktaş'a "oynayacaksın" diye talimat gönderdi.

Beşiktaş camiası da, "Göz göre göre" hesabıyla "Bu ülkede bu kadar adaletsizlik yeter" diyerek, "3 Mayıs'ta Kadıköy'e çıkmayacağız" dedi.

Gençlik ve Spor Bakanı Bak da, işi ve pozisyonu gereği Beşiktaş Başkanı Orman'a  "Oynarsanız iyi olur" diye haber gönderdi. Orman ise, hak, hukuk, adalet adına en iyisini söyledi, en doğrusunu ifade etti ve "Oynarsak bu koltukta oturmam, oturamam" dedi.

Yanlış mı yaptı? Adaletten mi ayrıldı? Haksızlık karşısında sustu mu?

24 Haziran'da kurulacak sandıktan millet adına, adalet adına çıkmak için; "Amaca ulaşmak için her yol mubahtır" yapanlara karşı en doğru, en güzel, en haysiyetli "dik duruşu" göstermedi mi?

*

Deyivereceksiniz ki, "Murat Taşkın. Hangi hangi havadan dem vuruyorsun? Bu ülkede adalete rağmen, kupası verilmeyen bir şampiyonluk 6 yıldır ortada duruyor."

Haklısınız da; bir yandan sizin hatırlattığınızı bilip de, öte yandan aynı haksızlığı ortadan kaldırmak için ellerindeki yetkiyi kullanmayanlara biat edenler ortalıkta fink atarken, ben ne yapayım?

*

Haa! Gelelim "doğrulara nal toplatan" yanlış kararların yarın detayları ile irdeleyeceklerimize...

Spor da adalet adına adil olmayan kararlar verilirken, bu ülkede her 4-5 yılda bir, hakkı hukuku gözetmeyen, vatandaşlık görevini yerine getirmeyen, vergisini cezasını ödemeyenler, tüyü bitmemiş yetimin hakkını yiyerek sorumlululuğunu yerine getirmeyenlere "para affı" geldi.

Ama biline ki böyle aflar (istisnalar hariç) hakiki vatandaş olanların gözünün içine baka şu demektir:

"Af haksıza hakkını (!) teslim etmek. Haklıya da 'sen enayilik yaptın.Yaptıklarınla kal'."

TSYD GENEL MERKEZİ YÖNETİMİNE...

3 yıl öncesinde de teklif edilen, ama o günün şartlarına öncelik tanıdığımız için, uygun bulmadığımız bir gönüllü görev bugün İstanbul'dayız.

TSYD olarak bilinen Türkiye Spor Yazarları Derneği Genel Merkezi'nin yeni yönetim kurulu seçimi var.

Bizim de tek liste ile yapılacak seçimde Oğuz Tongsir'in başkanlığındaki 15 kişilik yeni yönetim kuruluna, arkadaşlarımızın onayı, başkanın da daveti ile ismimiz yazılmış.

Türkiye'deki spor basının çatı örgütü ve 55 yıl önce kurulmuş olan TSYD'de de ömrümüz vefa ederse 3 yıllık son bir görevimiz olacak.

VOLKAN KONAK'TAN; "KİMSİN SEN? Bİ DUR!"

O ki bugün, fazlaca siyasete bulaştırılan devlet merkezli yaşanan garabetlerden söz eyledik, aynı yere "Trabzon Türkiye'nin T'sidir" diyen memleket sever sanatçı Volkan Konak'ın, özde Trabzonspor, genel de Türk sporu ile ilgili son çeyrek asrı kapsayacak tespiti ve uyarısıyla devam edelim mi?

"Devletle tabii ki diyalog olacak. Zaman zaman siyasetle de bağlar olacak. Ama kucağa oturmamalı! Daha dünkü yeni yetmeler, yönetim belirliyorlar. Siyasiler. Kimsin sen? Bi dur!"