Düşünün, üretin, çalışın, paylaşın, konuşun, ve aydınlık gelecek için uğraş verin sözlerini hepimiz duymuşuzdur. Bu sözlerin karşılığı siyasi partilerde en üst seviyede yer almalı. Çünkü partilerin kürsüleri en özgür konuşulacak yerlerdir.  Bu doğrultuda Trabzon CHP’de kürsüler de konuşma yapılması engelledi iddiaları gündeme bomba gibi düştü.

Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’na karşı imza vererek ‘Dünür’e vefasızlık yapan parti yöneticileri için şimdide, “Kürsü engeli de koyarlar, gerekirse adamı partiden de atarlar” iddiaları gündeme gelmekte.

Ali Ayaz adlı partili konuşma hakkının elinden alındığı iddia ederek partinin il başkanını ve ilgililerini eleştirmiş. Üzülme Ayaz üzülme. Sen dua et seni yaka paça o salondan dışarı atmadılar, yada darp etmediler. Kafası kızdı mı telefona sarılıp saygısızlık yapandan sana sahip çıkmayı kimse beklemesin.

Ali Ayaz’ın iddialarına neden olanların, partinin kapısına masa sandalye yığıp kıyamet kopartan anlayıştan farkı yoktur. Koltuğa oturduktan sonra insanları küçümseyecek, iteleyecek kadar büyük olmadığını herkes hatırlamalı ve bilmeli. Bilinmeli ki küçümsenen ya da rencide edilen kişiler ve her şey için bir gün önemsediğin bir bedel ödemesin.

CHP’ye yapılan eleştirilere, sorunlara, milletin derdine çözüm bulacak politikalara imza atması gerekirken kim olursa olsun partilisini dinleme tahammülü gösteremeyen, yada ona sahip çıkamayan anlayışın oy üstüne oy koyması mümkün değildir.

Şunu son olarak hatırlatayım Milletvekili Ahmet Kaya seçilmiş se CHP’ye gönül verenler ile Kaya’nın bugüne kadar biriktirdiği duruşun sermayesi sayesinde olmuştur. Kürsü özgürlüğü tanımayanlar bu oylara sahip çıkmasın. CHP Trabzon’da 2-3 milletvekili ne zaman çıkarırsa o zaman yöneticiler kendine pay çıkarır. CHP’nin zaten hazır olan oylarına kimse sahip çıkmasın. Oy üstüne oy koymayanlar tepenin gitmesine imza atma yerine önce kendilerini sorgulamalılar.