Bugün; 28 Mart 2018’inde O’nun “Terki diyar ediyorum” diyerek dönülmez sefere çıktığı zaman diliminin bir gün sonrası...

Bugün; “her şey insanın içinden başlar, içinden gelir” diyerek insana gülümsemeyi, doğaya gülümseyerek bakmayı yüzünden çok içinde barındıran adamın, üstât sanatçı Temel Şükrü Doğru’nun mezar taşına;

“Toprakla alışveriş bize ekmek verir yeriz,

Gün gelir toprak olur  borcumuzu öderiz” mısralarının yazıldığı, Trabzon Asri Mezarlık’ta toprağa verildiği gün...

“Çalışmayı en büyük ibadet” kabul eden.

Üretmeyi gerçek manada kalkınmaya hizmet etmek sayan, insana iş ve aş vermenin Allah katındaki değerine hizmet eden, “Ben sevdim mi adam gibi severim” diyen O Has Adam, “zamanlı-zamansız” ayrımıyla işi olmayan ölüme gerçekten çok ama çok zamansız gidiverdi.

“Veren el alan elden üstündür”e kayıtsız şartsız biat etmiş birisi olarak, ihtiyaç sahibine verirken, Allah’tan başkasına göstermeyen O Adam ile Şükrü Güngör Köleoğlu ile yaklaşık 10 yıl hani denir ya; “yediğimiz içtiğimiz ayrı gitmedi!” Hah işte öyle bir zaman dilimini paylaştık.

Üzüntüsünün yüzünden belli olması, içinde daha fazlasını taşıdığı içindi..

Sevinci de aynı şekilde. Yüzüne yansımasa da iyi işler, iyi davranışlar, iyi gelişmeler, yüzünden çok içinde dans ederdi!

*

O’nun yokluklar içinden çok çalışmayla varlığa dönüştürdüğü yaşamı içinde ben diyeyim “tepeden tırnağa”, siz söyleyin “en dibinden en başına” kadar işine, aşına ve aşkına nasıl sahip çıktığını, kâh bir yoksulun ellerinde, kâh binlerce çalışanın gözlerinde gördüğüm zamanlar o kadar çoktu ki!

Uzaktan bakanların, “Çok gülmeyen bir yüz” diye tarif ettiği, ama O’nunla çalışanların içindeki gülümseyi
kolaylıkla yakalayabildiği bir adam idi Şükrü Güngör Köleoğlu...

Yaşamayı her gün yenilerek severdi. Bir zamanlar Necmettin Hacıemmioğlu’ndan okuduğum Yeni Bir Dünya kitabını hatırlatırdı. Devlet-i Aliye’de bakanlık yapmış Işın Çelebi’nin “Zihniyet Değişimi” kitabının müdavimi gibiydi.

“Sevdası Trabzonspor idi” dersem, kurduğu fabrikada işlenerek dünyanın dört bir yanına giderken bu ülkeye 2 milyar doların üzerinde döviz kazandıran fındık üzülür diye endişe ederim!

Hele hele, Türkiye’nin gündemine oturan, fındıkta verim ve kalitenin arttırılması çalışmalarına Trabzon Ticaret Borsası ile eylediği öncelik, Fındıklı Ekmek, Trabzonspor’un Resmi Yiyeceği Fındık Projeleri ile sağladığı destekler aklıma gelince, yenilikçi düşünce adına “inovasyon inovasyon” diyenlerin TOBB Başkanı Hısarcıklıoğlu’nun da dediği gibi O’nun projeleri idi inovasyon...

O; “Bu dünyada da cennet cehennem kurulur” diyenlerdendi. Onun için Allah’ın “koruyun kollayın” diye emir buyurduğu ölçüde çevreci idi.

Tonya’nın Kadıralak yaylasına çimento fabrikası kurulmasına tepkisi “Cennete cehennem çukuru açılmaz” ifadesi ile adeta nokta koyan adamdı!

*

Ozanın, Diyarbakır sevdasını anlatabilmek için, “Dicle nehrinin suları mürekkep olsa, sana olan sevdamı yazmaya yetmez” demesi aklıma geliyor da, Şükrü Abi’yi anlatmak için Karadeniz’e doğru gözüm gidiyor!

Allah rahmet eylesin... Ailesine sabırlar versin. “Vakti saati geldiğinde buluşmak dileğiyle” diyorum Sevgili, Değerli Şükrü Abi...