Gazetede; "Çaylar dereye" manşeti atılmış haberin üst başlığına konan; "Çay üreticisinden özel sektöre düşük fiyat tepkisi" ibaresini okuyunca, aklıma ne geldi bilir misiniz?

1985'te özele de açılan çay sektöründe, bu tarihten öncesinde yaş çay yapraklarının zorunlu olarak derelere dökülmesi.

Neden mi?

O yıllarda yaşayanlar çok iyi hatırlarlar. Çayda sadece Çaykur var idi.

Çaykur'un fabrikalarının yaş çay yaprağı işleme kapasitesinin üzerindeki kısım da işlenemediği için derelere dökülürdü. Tabii Çaykur tarafından alınıp parası üreticiye verilerek.

Ne zaman ki, özel sektör devreye girdi, fabrikalar kurdu. Çay yapraklarının derelere dökülüp imha edilmesi yöntemi ortadan kalktı. Devlet de zarardan kurtuldu.

Bu durumda, bugünkü halde üreticiler, özel sektöre hem kendileri, hem de devlet kesesi adına teşekkür edecek yerde, piyasada arz-talep dengesine göre zaman zaman oluşan (ki ekonomide bunlar normal ve doğru şeylerdir) fiyat düşüklüğü nedeniyle tepki gösteriyorlar.

"Özel sektör de olmasa idi. Bu çayları 30-40 kuruş noksanına da olsa almasa idi" diye bir düşünülsün bakalım. Cevabı ne olurdu?

Bu davranışı anlamakta, anlatmak da zordur. Ve de her ne olursa olsun doğru hanesine yazılacak tek bir yanı da yoktur!

TUNA TAŞKIN'IN ADAYLIĞINDAKİ İLK...

1950'den beri Demokrat Parti, Adalet Partisi tercihinden hiç ayrılmamış, sonrasında ise düşünce anlamında olmasa da siyasi tercihte farklı partilere meyil etmiş bir sülaleden, Trabzon'un Arsin ilçesinde yaklaşık 70 yıldan sonra ilk kez milletvekilliği hesabına, Tuna Taşkın "ilk kez" denilerek aday adayı oluyor.

40 yıldır vatandaş olarak içinde gezinir, muhabir-yazar hesabıyla da takip eder izler birisi olarak, sülalem adına böyle bir ilki hem önemsiyor, hem de İYİ PARTİ'den aday olan Tuna'yı tebrik edip, "hayırlı olsun" diyorum.

AK Parti'den Arsin Belediye Meclis Üyeliği'nden istifa eden Ahmet Taşkın'ın da, tercihinin insani ve doğru olduğunu da söylememe gerek var mı?

MMM ADAYLARI!

Ben diyeyim "fazla lâfa", siz söyleyin "detaylı izaha" gerek yok!

24 Haziran'da yapılacak seçimlerde milletvekilliğine soyunan, aday adaylarında (özellikle iktidardakilerde) 3 tür amaç var.

Birileri gerçekten milletvekili adayı.

Kimileri mevki adayı.

Bazıları da makam adayı.

Kimler olduğunu anlamak için önce geçmişe bakın, sonra da gelecek günleri bekleyin!

KERİM AKSU İÇİN...

İki dönemdir Giresun halkının tercihi ile belediye başkanlığını idame ettiren Kerim Aksu'nun tüm görev süresi muhalefette tezahür etmesine rağmen hatırı sayılır ölçüde başarılı olması takdire değerdir.

Şehrin inşa işlerinde önceliği "Beton için insan" değil de, "İnsan için beton" mantığı üzerine oluşturan Kerim Aksu'nun doğru bildiklerinden değil, öğrendiklerinden şaşmaması, hizmeti başka hesaplar üzerine kurmayıp, öküzün altında buzağı aramadan yapması, sanırım halk tarafından neden tercih edilip, neden bu denli sevildiğinin cevabıdır.