Üretmeden tüketmek en büyük ahlaksızlıktır.

                                                                          İsmail Hakkı TONGUÇ

                 17 Nisan 1940 – 17 Nisa 2018

                 Üzerinden tam 78 yıl geçti. Hala tartışmasız özleniyor oluşu Köy Enstitülerinin ne kadar önemli bir kurum olduğunu gösteriyor. Köy Enstitüleri, karanlıkları aydınlatan birer ışık kaynağı idi. Ulusal aydınlığımızın kaynağını oluşturacak büyük ve örnek atılımın Hasan Ali Yücel ve İsmail Hakkı Tonguç ikilisinin unutulmaz çabalarıyla yaşama geçti.

                İstiklal Savaşı'ndan sonra ilan edilen Cumhuriyet, yeniden yapılanma, kalkınma ve aydınlanma savaşına başladı. Nüfusun yüzde sekseni köylerde yaşıyordu. Okuma yazma oranının çok düşük olduğu kırsal bölgelerden kalkınmanın olacağına karar veren Cumhuriyet neferleri, ülkenin 21 yerinde dünyada eşi benzeri bulunmayan Köy Enstitülerini açtılar.

                 Önce çadırlarda öğrenim veren bu okullar, daha sonra devletten hiçbir katkı almadan, kendi okul binalarını, yatakhanelerini, dersliklerini, yemekhanelerini ve lojmanlarını başlarında öğretmenleri ve öğrencileriyle birlikte alın teri dökerek göz nuru harcayarak yapmışlardır. İşte onlardan biri Beşikdüzü Köy Enstitüsü.

                 Ne yazık ki, gerici güçler ve zamanın siyasi etkinleri bu okulları 1954 yılında tamamıyla kapattılar. Ancak, onca sene geçmesine rağmen, bu okulların yokluğu hissedilirken kalıntılarına dahi tahammül edemeyenler izlerini dahi yok etmeye çalıştılar. Ülkemizin bazı yerlerinde bulunan enstitülerin müzeleri yapılırken BEŞİKDÜZÜ KÖY ENSTİTÜSÜ'NÜN kalıntılarını kimileri yaktı, kimileri de yıktı. Beşikdüzü’nde okullar bölgesi olarak bilinen alanın rant canavarına teslim edilen bir devlet politikasını asla kabul edemeyiz.

                Beşikdüzü Köy Enstitüsü'nün doğal kalıntısı olan parkı, kuruluş tarihinin arifesinde gece iş makinalarıyla yıkılmasını sağlayan Beşikdüzü Belediye Başkanı Orhan Bıçakçıoğlu’nun, tarihi dokuyu yıkmasının nedenlerini sorgulamalıyız. Belediye kuruluşları halkın hizmetinde görev yapar. Yörenin tarihine ve kültürüne sahip çıkar. Halkla bütünleşir ve halkla yaşar. Dünyanın örnek aldığı bir okulun kalıntılarını tarihin okunamayacak sayfalarına atma sorumluluğunun yetkisini nereden aldığınızı Beşikdüzü halkının öğrenme hakkı vardır.

                 Köy Enstitüleri'nin yetiştirmiş olduğu Özbek İNCEBAYRAKTAR’ın yazdığı "Köy Enstitüleri" türküsünün bir kıtasında, "Çalışıyordu yurt harmanında, Nasırlıydı yürüyen ellerimiz. Bir arı kovanıydı uğultulu, Beşikdüzü, Ladik, Ortaklar, İvriz" diyor. Başkan, sizin uğultunuz çalışma makinaları mıydı? Hem de gece vakti halk uyurken o yüz elli senelik ağaçlara nasıl kıydınız?