Ne pazarlığı yapılıyor? Hayret!

               Devleti yönetmek için mi yoksa demokrasi için mi?

               Pazarlık yapmak ne işe yarar?

               En iyi pazarlığı kimler yapar?

               Hemen aklıma çok güzel bir fıkra geldi. Sizlerle paylaşmadan yapamayacağım:

               Bir araç içinde Laz, Kürt ve Kayserili yolculuk yaparlarken kaza sonucu ahirete gitmişler.

Bütün varlıklarını kaybetmişler. Tekrar dünyaya dönmek için karar vermişler. Ancak bu dönüşün bir maliyeti vardı. Laz, yetkiliye sormuş:

- Dünyaya tekrar dönmek için şartlar nedir?

Yetkili:

- Falan kadar para, der.

Laz hemen çıkarıp parasını yatırmış ve dünyaya dönmüş.

Laz'a sormuşlar:

- Sen geldin. Öteki arkadaşların nerede?

Laz cevap vermiş:

- Ben hemen paramı verdim döndüm.

Kürt:

- Paramı devlet versin, ben neden vereyim? demiş. Kayserili de:

- Ben gelirken hala pazarlık yapıyordu. Sonucu bilmiyorum.

                 Evet,

                 Bizler Kayserililerin çok iyi pazarlık yaptıklarını biliyoruz. Ancak burada anlatmak istediğimiz Kayserili, Laz ve Kürt olayı değil. Ülkemizi pazardaki satış sehpasına koymuş olmaları, önüne gelenin fiyat biçiyor oluşudur. Bu pazarlık ülke demokrasisi için olursa çok daha kötü. 24 Haziran'da baskın seçime gidiliyor. Ekonomi tıkır tıkır çalışırken, halkın tüm kesimlerinin keyfi yerinde iken, siyasi iktidarın verdiği vaatlerin tümü yerine getirilmişken bu baskın seçim nereden çıktı? Her şey güzel gidiyorken erken seçime niye gerek görüldü? Demek ki yine aldatıldık.

                Halkımızın, emperyalist çirkinliklere ders vereceğine inanıyorum. Ancak, ülkemizdeki hukuksuzluk ve seçimlerde kullanılması düşünülen mühürsüz oy pusulaları demokrasimizin kaldıramayacağı büyük yıkım olur. Geçmiş halk oylamasında görüldüğü gibi. YSK’nın verdiği kararlar daima yaralayıcı olmaktan kurtulamamıştır. Ama bir demokrasi aşığı olan KILIÇDAROĞLU, yandaş devlet kurumunun çirkin oyununu bozdu.

               Dış güçler Türkiye'yi ihaleye çıkarmışlar ama başaramayınca sinsi oyunlar ile ülkemizi rahatsız etmektedirler. Küresel sermaye iş başında. Daha doğrusu tavşana kaç tazıya tut örneği karşısında halkımız çok uyanık olmalıdır. Her şeyi devletten beklemek doğru olmadığı gibi kapımızın önünü de süpürmesini beklememeliyiz.

                 Pazarlıklar halkımızın rahat yaşaması için halk adına olmalıdır. Yanlış politikalardan dönülmelidir.

                 Devlet için halkın önemli olduğunu unutmayalım. Hiçbir zaman demokrasi adına pazarlık olamaz.