Çaresiz kaldığında ATATÜRK gibi düşün….! Norveç Atasözü

Tarih tekerrür mü ediyor acaba? Ekonomisi bitmiş hukuku siyasi çürümeye dönmüş bir devletin, şaşkın yöneticileri ülkeyi erken seçime götürüyor. Mevcut siyasi iktidar, halkına hangi vaatlerle gideceği merak konusu. Sokaktaki vatandaşından tutun da, devletin en üst kademesinde bulunanlara kadar herkes şikayetçi. AKP, tek adam yönetiminde ısrarlı olurken, demokrasi sözcüğünü ağızlardan eksik etmiyor. Şüphesiz erken seçim devletin düştüğü ekonomik göstergelerden anlaşılıyor.

Günlerce muhalefeti, halkın gözünde küçük düşürmek için uğraş verdiler. Halkın onayladığı bir siyasi partiyi seçimlere sokmamak için uğraştılar. Cumhuriyet Halk Partisi, demokrasi örneği göstererek İYİ partiyi seçimlere girmesini sağladı. AKP, iktidar partisi olarak devletin sorunlarını bırakarak CHP’ nin Cumhurbaşkanlığına kimin aday göstereceğini tartıştı. Sonunda olanlar oldu.

Ana muhalefet partisinin tabanının oybirliği ile Muharrem İnce’ yi göstererek demokrasiye ince ayarını yaptı. Ahmet Taner Kışlalı Spor salonunda özlenen ve beklenen görüntülerle halkımıza önemli mesajlar verildi. Üyesi ve kurucu başkanlığını yaptığım Atatürkçü Düşünce Derneğinin başkanlığını da yapan Muharrem ince, salondaki demokrasi gösterisinden sonra bin dokuz yüz yirmilerdeki Ulu Önder’in yaptığı gibi Hacı Bayramı Veli camisine gitti. Daha sonra eski meclisin önünde halka yaptığı konuşma bize Cumhuriyetimizin kuruluş yıllarını yaşattı.

Bu görüntüler halkımıza çok büyük sorumluk yüklemiştir. Cumhuriyet Halk Partisi demokrasiye verdiği ince ayarın tüm sorumluluğunu halka bırakarak, demokrasi sınavından başarıyla çıkacağına inanmıştır. Tıpkı, Cumhuriyetin ilk yıllarında olduğu gibi.

Bir ülke düşünün; Ekonomisi çökmüş, işçisi, çalışanı, emeklisi, esnafı, köylüsü ve iş adamları zor durumda. Ne olduğu bilinmeyen bir eğitim sistemi, halkın inancı ticarete dönüşmüş, yabancı paralara esir olmuş, tarımda, hayvancılıkta dışa bağımlı bir sistemde halkımızın mutlu olması düşünülemez. Üstelik dünyada hiçbir demokrat geçinen ülkelerde görülmeyen OHAL ile seçimlere gidilmesi asla kabul edilemez.

O nedenle halkımız, sorgulayan olmalı ve güzelim ülkemizde insanca yaşamak için asli görevini yapmalıdırlar. Unutmayalım, geleceğimiz ve kaderimiz yine bizlerin elindedir.