SON DAKİKA



Haber > Köşe Yazıları > Gül parti kuracak mı derken!

Gül parti kuracak mı derken!

20 Aralık 2018 Perşembe - 09:42








Türk siyasi hayatı son dönemde öyle bir hal aldı ki, bugünden yarını kestirmek çok ama çok zor...

Eski dostları düşman, eski düşmanları dost görmek çok mümkün!

Ne demişti merhum Demirel;

“Dün dündür bugün bugündür.”

Hele hele dün kol kola giren, “Asla onların arasına kimse giremez” denilen insanların aralarına nasıl kara kediler girdiği, malumun ilamı gibi karşımızda...


Bu durumu, son dönemde dava arkadaşı olarak uzun yıllar siyaset yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan ile bir önceki Cumhurbaşkanı Abdullah Gül arasında görüyoruz..

Her ne kadar birbirlerinin aleyhinde en küçük kırıcı cümle kurmasalar dahi, özellikle Gül cephesindeki hamleler yol ayrımını gösterir gibi...

Hatırlanacağı üzere Cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesi, CHP ve SP’nin isteği sonucu Gül’ün Cumhurbaşkanı Erdoğana karşı adaylığı, Meral Akşener’in “Ben adayım” demesi ile direkten dönmüştü...

Şimdi de yerel seçimler öncesi Gül’ün 55 milletvekili ile parti kuracağı iddiaları gündeme oturdu..

Gül cephesinden bir yalanlama gelmedi!


Ama Habertürk Yazarı Muharrem Sarıkaya, Gül’ün çok yakınındaki bir ismi arayarak konuştuğu, o kişinin iddiaları sert bir dille yalanladığını kaleme alırken,

“Neden yalanlama yoluna gidilmediğini sordum, yanıtı ilginçti: Yalanlayacağın iddianın da bir ciddiyeti olmalı” diye de yazdı.

Ama Cumhurbaşkanlığı seçiminden önce Cumhur ittifakına karşı Millet ittifakının ortak adayı olma girişimine ‘evet’ demesi  karşısında bugün parti kuracağı yönündeki iddialara karşı “Ateş olmayan yerden duman çıkmaz” sözü aklıma geldi!

Abdullah Gül’ün o günkü açıklamaları kardeşlik vazosunun kırıldığını belgelemiştir...

İşte bugün Abdullah Gül parti mi kuracak denirken, dün Ankara siyasi gündeminde konuşulan önemli bir gazetenin önemli bir yazarının bir yazısı çok ses getirirken tartışma da yarattı.


O yazı hükümete yakın olduğu herkes tarafından bilinen Sabah Gazetesi’nde yer aldı...

Yazarı Melih Altınok’tu..

“15 Temmuz bir gün 17- 25 Aralık aylarca sürdü” başlıklı yazısında 17 Aralık operasyonundan ve 15 Temmuz darbe girişiminden bahsederken “Meşru müdafaa hakkını kullanan devlet de şimdi, bu darbe girişimi sürecini geriye doğru yargı yoluyla araştırıyor” diyerek önemli bir işaret fişeği fırlattı..

Bakın neler yazdı.

“Yargı ve güvenlik bürokrasisinde büyük temizlik yapıldı.


‘Cemaati ilk biz tehdit olarak gördük’ dedikleri halde 17-25 Aralık’ta FETÖ’nün sözcülüğüne soyunanlardan hesap soruluyor...

Ancak o günlerde işin bir ucundan tutan siyasi kanadın nedense üzerine gidilmiyor.

Sadece o günlerde FETÖ’nün düzmece kayıtlarını Yüce Meclis’in kürsüsüne taşıyan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’ndan bahsetmiyorum.

Zira bizzat hükümet cephesinden bu işe bir şekilde destek verenler olduğu kamuoyunun malumu.

Peki, kim bu AKP’liler?


Cevap, yolsuzluk susturucusu takılmış hukuksuz yargı silahı patladıktan sonra, yankısı işitilirken, Meclis’te yapılan bir oylamanın ayrıntılarında gizli.

Hani şu kimi AKP’lilerin kumpasa ortak olduğu... 17- 25 Aralık’ı siyaseten kabul ettiği... 

FETÖ’nün kellesini istediği kimi bakanlarının Yüce Divan’a gitmesi yönünde oy kullandığı oturumdan söz ediyorum.

Evet, evet FETÖ’ye sarılacak kadar iktidar hırsına kapılmış bu vekillerin başını çeken dönemin Başbakanının oylama günü ABD’ye uçtuğu...

Ve yine dönemin Cumhurbaşkanının, hedefteki isimlere ‘N’olacak canım gidin ifade veriverin’ diye nasihat ederek FETÖ savcılarını işaret ettiği günlerden.

Aynı soruları bir avuç demokrat  meslektaşımla birlikte 17-25 Aralık sürecinde sormuştum.

Sormaya da devam edeceğim.

Evet, çoğu siyaseten tasfiye edildi ama ne zaman adalet yerini tam olarak bulacak?

Yoksa hâlâ dokunan yanıyor mu?”

Melih Altınok’un yazısında bahsettiği isimlerin dönemin Başbakanı; Ahmet Davutoğlu ile dönemin Cumhurbaşkanı ise Abdullah Gül olması ilginç değil mi?

Çok ilginç değil mi?

Görünen o ki sessiz ve derinden kartlar açılıyor!

31 Mart’tan sonra Türk siyasetinde ya iktidar ya da muhalefet

açısından hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktır..

***

31 MART KIRILMA NOKTASI!

Bakın 31 Mart 2019 seçimleri sonuç ları itibarıyla hem Cumhur hem de Millet ittifakı açısından çok ses getirecek...

Büyükşehirlerde alınacak sonuçlar, partiler üzerinde deprem etkisi yaratacak...

Hiç kuşkusuz bu yönde bütün gözler CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu üzerinde olacak...

CHP’nin Ankara ve İstanbul’da alacağı sonuçlar, Kemal Bey’in siyasi geleceğini belirleyecek...

Görülüyor ki parti içi muhalifler, gözlerini yerel seçim sonuçlarına çevirmiş durumda...

Keza bunu İYİ Parti için de söyleyebiliriz..

24 Haziran seçimlerinden sonra Akşener’in siyaseti bırakma noktasından dönmesinin ardından, bu yerel seçimlerde alınacak başarısız sonuçlar kendisini yeniden sıkıntıya sokabilir...

Peki AK Parti ve MHP...

Onlar muhalefete göre daha rahat demek mümkün mü?

Değil.. 

AK Parti, güçlü geleceği için, bir başka anlamda Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin tartışmasız şekilde yola devam etmesi için başta İstanbul, Ankara, Antalya gibi illerden kazanarak çıkması gerektiğini iyi biliyor.

AK Parti’nin Büyükşehirlerde ittifak yaptığı MHP için de bu durum geçerli olacaktır...

İşte bu noktada tıpkı CHP içindeki başını Muharrem İnce’nin çektiği muhalifler gibi, AK Parti’deki gelişmeleri uzaktan seyreden Abdullah Gül, Ahmet Davutoğlu, Ali Babacan gibi isimler de partinin kan kaybı halinde devreye girme planı yapacaklardır...

Tek hesaplarının güçsüz Recep Tayyip Erdoğan olduğu biliniyor..

Bir genelleme yapacak olursak 31 Mart yerel seçimlerinde  genel başkanların, partilerin kaderi İstanbul, Ankara ve İzmir üzerinde olacak..

Antalya, Eskişehir, Bursa, Adana, Mersin gibi iller ikinci derecede sit alanı üzerinde diyelim!

Bu kez partilerin oy oranları, bugüne kadar alışık olmadığımız şekilde, ittifak yapılacak iller üzerinden oranlara yansıtılacaktır...

Bakalım nasıl olacak merak ediyorum...

Bölgeye bakacak olursak...

Trabzon AK Parti Büyükşehir Adayı Murat Zorluoğlu açısından seçim tek kale maça dönüşür gibi bir süreç yaşanıyor...

CHP zaten sahada yok...

İYİ Parti’ye ne kadar omuz verir bilinmez...

Keza Rize, Bayburt... 

Ama diğer illerde CHP ile AK Parti arasında kıran kırana seçim yarışları yaşanır...

Ordu’su, Giresun’u, Artvin’i, Samsun’u hiç kimse açısından  kolay lokma değil...

Gümüşhane diyenlere cevabım şu olur...

Favori AK Parti Adayı Ercan Çimen görünse de MHP’den aday olan, bir siyaset uzmanı diyebileceğimiz Sabri Varan’ı teslim almak kolay değil..

Aday olması AK Parti açısından hayra alamet olmaz gibi..

Bu arada eski belediye başkanı, eski milletvekili, halkta önemli karşılığı olan Mustafa Canlı da İYİ Parti’den aday olarak sahaya inebilir...

Üzerinde baskı var... 

Bekleyip görelim..

Beğendim
0
Sevdim
0
Beğenmedim
0
Üzgün
0
İnanılmaz
0

VİDEO

SON DAKİKA

ÇOK OKUNANLAR

© 2020 www.karadenizgazete.com.tr | Karadeniz Gazetesi bir Güçlü Ticari Ve Sınai Ürünler Pazarlama Ticaret Ve Sanayi Anonim Şirketi ‘dir.

Giriş Yap