SON DAKİKA



Haber > Köşe Yazıları > İbret alın ey basiret sahipleri!

İbret alın ey basiret sahipleri!

19 Eylül 2018 Çarşamba - 09:27








Yeni eğitim öğretim yılı başladı…

Yeni Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk’un, duruşu ve açıklamalarıyla Türk eğitim sisteminin doğru yolu bulması açısından bir şans olduğunu düşünüyorum…

Öncelikle şunu belirtmek isterim ki bugün AK Parti tabanından daha çok diğer parti tabanlarının çok şey beklediği güvendiği bir bakan Ziya Selçuk..

İlginç değil mi?

İlginç ama gerçek…


Geçmişteki duruşuna, açıklamalarına bakınca tam anlamı ile “MİLLİ” bir bakanın eğitimin başında olduğunu gördük.

İnşallah bu düzen onu da değiştirmez!

Çünkü Türk gençliğinin nereye gittiğini, nerelerden medet umduğunu hep beraber ibret ile  izledik..

Tarihine ihanet edenlerle kol kola giren bir gençlik..

Ülkenin değerlerine sırtını çeviren gençlik…


FETÖ’nün kollarına kendisini atan gençlik…

Adnan Hoca gibi sapık zihniyetlerin kurbanı olan gençlik…

Tarikatların iki dudağından çıkacak sözleri ibaret gören gençlik…

Gördük…

Yaşadık…


Yaşıyoruz…

Açıkçası  Türk gençliği kendi benliğini inkar etme yarışına sokuldu…

Bir Türk gençliği…

Türk gençliği aslını arar hale getirildi..

“Öyle bir gençlik olsun ki bu gençlik şühedanın yolundan gitsin…”dendi ama sonuç şühedanın değil  tarikatların yolundan giden gençliği yaşadık


Neden?

Çünkü eğitim öğretim düzeni yozlaştırıldı…

Gücünü tarihinden alan  Türk gençlik tarihine  sırt döndürüldü..

Atatürk’ün “Ey Türk gençliği” diye başlayan gençliğe hitabesi unutturuldu!..

Çanakkale nedir?


Malazgirt nedir?

Kurtuluş Savaşı nasıl olmuştur?

Nerede ise okullarda anlatılmaz oldu!..

Acı ama gerçek bu…

Ders vermemiz gerekirken ders alma noktasına geldik..

Türk milletine nasıl bir güç olduğunu anlatanları gördük..

Bakın Turgut Özal’ın Başbakanlığı döneminde yaşanmış bir olay…

Arkanıza yaslanın ve okuyun…

***

Eğitim alanında uzman Japon heyeti, davet ile geldikleri Türkiye'deki araştırmalarını tamamladıktan sonra zamanın Başbakanı Turgut Özal'ın huzuruna çıkar ve gençlerimiz üzerindeki eğitimin yetersizliğini şu soğuk cümle ile ifade ederler: 

“Bu eğitimle gençlerinize milli şuur vermeniz mümkün değildir! “

Şok etkisi yapan bu tespitten sonra sorular arka arkaya gelir.

“Siz Japonlar gençlerinize milli şuuru nasıl veriyorsunuz, nasıl bir eğitim programı uyguluyorsunuz ki; bizimkini yetersiz buluyorsunuz? “

Japon heyetinin sözcüsü şu bilgiyi verir: 

“Biz eğitime şok testler uygulayarak başlarız. Önce çocukları uçak kadar hızlı giden trenlere bindirir ve çok katlı yollardan geçiririz. En üstün teknolojiyi gösterir, robotlarla çalışan dev fabrikalarımızı gezdiririz. Bu baş döndürücü teknoloji karşısında sarsılan ve şoke olan çocuklarımıza deriz ki: 
 İşte gördüğünüz bu hızlı trenleri ve üstün teknolojiyi sizin atalarınız yaptı. Eğer siz daha çok çalışırsanız daha hızlı giden ulaşım araçları yapar, daha üstün teknoloji meydana getirir, daha modern fabrikalar kurarsınız.

Sonra çocuklarımızı Hiroşima ve Nagazaki'ye götürüp düşmanın harap ettiği bölgelerimizi gezdirir ve bu defa da onlara deriz ki: Bakın, eğer siz birlik beraberlik içinde çalışmazsanız, işte düşmanlar sizin ülkenizi böyle yakar yıkar, bu hale getirirler.

Ama birlik beraberlik içinde çalışırsanız, güçlü olursunuz, düşmanlarınız size saldırmaya cesaret edemezler. Dünyadaki devletler size saygı duymaya mecbur kalırlar.

Artık birlik beraberlik içinde çalışmak ve çalışmamak konusunda kararınızı siz verin!

Bu örneklerle çocuklarımız kendilerine gelerek iyi ve çalışan birer Japon genci olma yolunda millî bir şuur ve heyecanla okumaya yönelirler”

Japonların bu tespitlerini sundukları sırada geriden bir ses duyulur: 

“İyi de bizim sizin gibi Hiroşima ve Nagazaki'miz yoktur ki...” demek ister…

Heyecanlanan Japon eğitimci öyle bir cevap verir ki; 
“Sizin Hiroşima ve Nagazaki gibi yerleriniz bizimkilerden çok daha etkilidir” der  dersimizi  şö sözlerle verir;

“Bir metrekareye bin merminin düştüğü Çanakkale Zaferi'nin kazanıldığı tarihi savaş alanları sizde. Çocuklarınızın ve gençlerinizin şok olması için yeter de artar bile Çanakkale. Dünyanın en gelişmiş ve güçlü ordularına karşı Türkler olmazları olduruyor ve bütün dünyayı hayretler içerisinde bırakan bir zafer kazanıyorlar. İmanın, azmin, birlik beraberliğin neleri yendiğini ispatlıyorlar burada.

İşte sadece bu olay, bu bölge ve bu zafer dahi gençlerinizin milli şuur kazanmalarına yetecek örneklerle doludur. Bu sebeple gençlerinizi gruplar halinde Çanakkale'ye götürüp gezdirmelisiniz. Her Türk genci Çanakkale savaşlarının yapıldığı bölgeyi bilerek gezmeli, atalarının ne olmazları başardığını gururla görmeli, iftiharla öğrenmelidirler.

Daha sonra onlara demelisiniz ki:

Sizler de birlik beraberlik içinde çalışmazsanız düşmanlarınız yine gelirler, Çanakkale'yi işgal etmeye kalkışırlar, yurdunuzda özgür yaşamayı size layık görmezler, tutsakları durumuna düşürmek isterler... Ama çalışır, teknolojiyi yakalarsanız ülkenizi kalkındırır, ilerleyen ülke haline getirirsiniz.

Başınız dimdik durursunuz yabancıların karşısında”

***

Ne ders değil mi sevgili okurlar..

Japon eğitimcilerin verdikleri bu milli şuur oluşturma örnekleri bizlere hem ibret hem de ikaz  ne yazık ki olamadı..

Kendi değerlerimizi kendi çocuklarımıza anlatma konusunda ne kadar ihmallerimizin olduğu Japon eğitimcilerin ikazıyla o günlerde ortaya çıktı ama  yine o dersi  ne yazık ki alamadık…

Bugünde uyanış yok!..

Elin Japon’u bize kim olduğumuzu hatırlatıyor…

Ama ne yazık ki ibret alamıyoruz,,

Kur'an'dan bir ayet diyor ki;

İbret alın ey basiret sahipleri!

Uyan ey Türk gençliği uyan!..

Muhtaç olduğun kudret Anıtkabir’ de, Çanakkale’de, Dumlupınar’da, Malazgirt’te seni bekliyor…

KOŞ!..

Beğendim
0
Sevdim
0
Beğenmedim
0
Üzgün
0
İnanılmaz
0

VİDEO

SON DAKİKA

ÇOK OKUNANLAR

© 2020 www.karadenizgazete.com.tr | Karadeniz Gazetesi bir Güçlü Ticari Ve Sınai Ürünler Pazarlama Ticaret Ve Sanayi Anonim Şirketi ‘dir.

Giriş Yap