Artvin, Gümüşhane, Rize ve Trabzon’dan gazeteci dostlarımızla Muş Valisi hemşehrimiz Aziz Yıldırım’ın konuğu olduk geçen hafta.

1071'de Malazgirt Zaferiyle Türklerin Anadolu'ya giriş kapısı olan Muş ilimizde olmak ayrı bir heyecan ve mutluluk.

Muş’un doğal, tarihi güzelliklerinin yanı sıra vatandaşlarla buluşma fırsatı bularak nabız tuttuk.

Sorunları dinledik, beklentileri not ettik, kaygıları paylaştık.

Güneydoğu ve Doğu Anadolu’da o kadar bakir güzellikler, o kadar tarihi mekanlar var ki insan gidince “ah keşke zamanında gelseymiş” diyerek pişmanlığını dile getiriyor.

Tıpkı ilk kez Muş ve civar illeri görme fırsatı bulan gazeteci arkadaşlar gibi.

Ne gezmeye ne görmeye ne de vatandaşlarımızla sohbete doyamadık.

Hepsi birbirinden güzel, hepsi birbirinden samimi.

Muş’un çehresi değişmiş. Şehirde uzun zamandır güven ve huzur hakim.

Sayın valimiz Aziz Yıldırım’ın bu değişimde büyük katkısı var.

Gayretli, samimi ve disiplinli bir çalışma anlayışı var.

Muş’un “Burası Muş'tur, yolu yokuştur / Giden gelmiyor, acep nedendir” türküsü boşuna söylenmemiş.

Muş’a gelen geri dönmek istemiyor.

Yolunuz buraya mutlaka düşsün. 

Lalesi ile meşhur bahçelerinde doya doya fotoğraf çektirin. Lale festivali zamanı ise kesin burada olun.

Ha bu arada Muş köftesi, domatesli lahana dolması, çorti, keşkek yemeyi de unutmayın.

**

HASKÖY’DE TRABZONSPOR SEVGİSİ BİR BAŞKA

Muş’un her ilçesinin ayrı bir tarihi önemi ve güzelliği var.

Malazgirt ovasında geçmişi yad ediyoruz, Korkut’ta coşkuya tanık oluyoruz. Bulanık’ta nefes alıyor, Varto’da gökyüzü ile buluşuyoruz.

Hasköy’de ise “Bize her yer Trabzon” sloganının nasıl hayata geçtiğine şahit oluyoruz.

Hasköy’de Trabzonspor sevgisi aşka dönüşmüş.

İlçede çeşmeler bile bordo-mavi renkle süslenmiş.

Amatör takımda bordo-mavi renk hakim.

Buradan Trabzonspor’un yeni yönetimine çağrım var.

Trabzonspor başkanı, yönetimi, futbolcuları ile taraftarları gelip Hasköy’de bu sevdayı yerinde görsünler, bu coşkuya ortak olsunlar.

Közde çay içip Hasköy’ün güzelliklerini görsünler...

**

AHLAT MEZARLIĞINI MUTLAKA GÖRÜN

Muş ziyaretimizde yolumuz Bitlis ilimizin Ahlat ilçesine düşüyor.

Dünyanın en büyük Türk-İslam mezarlığı olarak bilinen Selçuklu meydan mezarlığı Ahlat’ta. 

 8 bin 200 mezar taşı ve üzerlerindeki kabartma ve oyma işlemeler insanı büyülüyor.

Urartulardan Osmanlı'ya kadar birçok medeniyetin izlerini taşıyan, bölgenin önemli turizm destinasyonlarından Ahlat, bünyesinde barındırdığı tarihi eserlerle açık hava müzesini andırıyor.

Mutlaka ziyaret edilmesi gereken yerler arasında ajandanıza Ahlat mezarlığını başa yazın derim.

HAYATIN NORMALLEŞMESİ

Güneydoğu ve Doğu Anadolu’da nereye gitsek bizi mutlu eden gelecek için çok daha umut veren tablo ile karşılaşıyoruz.

Yıllardır terör belasından çok çekti bölge halkı.

Esnaf işine gidemedi, yatırım yapmak isteyen yapamadı, tesisler tek tek kapandı.

Altyapı hizmetleri aksadı.

Huzur ve güven yerini kaygı ve paniğe bıraktı.

İş, aş, ekmek derdi vatandaşları çaresiz bıraktı.

Ama artık bu tablo değişiyor.

Devletin terörle mücadeledeki kararlılığı bölge halkına yansımış durumda.

Sorunların çözümü noktasında devlet vatandaşı ile ortak akılda buluşuyor.

İnşallah hayatın normalleşmesi, şehirlerde yaşanan değişim, sosyal ve kültürle zenginlikler bu şekilde devam eder.