Daha bir buçuk yıl sonra yapılması gereken seçimler, neden erkene alındı? Şüphesiz ekonominin can çekiştiği, enflasyonun tavan yaptığı, yabancı paralara karşı liramızın değer kaybettiği, işsizlik kuyruklarının kilometreleri bulduğu bir ülkede sanırım erken seçim kaçınılmazdır. Ülkeyi ekonomik ve siyasi dar boğaza sokan AKP hükümeti bu ciddiyeti görerek zamanında yapılması gereken seçimleri öne çekmiştir. Sanırım doğrusunu yaptı. Zira bu ekonomik gelişmelere hiçbir hükümetlerin dayanabildiği görülmemiştir. AKP bunu gördü ve halka inmeyi düşündüler.

Ancak, ülkede OHAL varken yapılacak seçimlerin demokratik olamayacağı gerçeği var. Dünyada bir örneği yok sanırım. Bize göre en az iktidar kadar muhalefetin de suçu vardır. Hukuk çerçevesinde güçlü olan bir muhalefet karşısında iktidar, OHAL’le seçimlere gidebilir miydi sorusu aklımıza gelmiyor değil.

Bizler her defasında demokrasiden söz ediyoruz. Ama ülkede olağanüstü haller yaratarak halkın haber alma kaynaklarını tekelleştirmek, devletin tüm kuruluşlarını özelleştirmek gibi siyaset güderek ülke iflasa kadar sürüklenmektedir. Ülke kişisel düşünenlerin ve onlara inanan ya da inanmaktan başka fikir yürütemeyenlerin sayesinde yangın yerine döndü. Bu bana bir fıkrayı hatırlattı.

Evinin penceresinden kafasını uzatan Temel, komşusu İdris’e seslenmiş. Ula İdris uşağum, ineklerin arasında sigara veya pipo içen var midur? İdris şaşkın şaşkın etrafa bakarak, Ula Temel hiç oyle şey olur mi? İnekler nasi sigara veya pipo içecek? Temel, öyleyse koş ahırun yanayi!..

Evet, o zaman tüm vatandaşlarımız bu hukuksuz hal içinde vatandaşlık görevinizi yapmamız için sorgulayan görevimizi adil şekilde kullanmamız gerekmektedir.

Ne zaman?

Yirmi dört Haziran’daki demokrasiyi bulmak için yapılan erken seçimlerde!