Çok partili dönemden günümüze kadar Trabzon siyasetinde iyi bilinen çok net bir gerçek vardır. O da, hangi görüşten olursa olsun tüm siyasi partilerin milletvekili aday listelerinin ilk 2 sırasından birinde mutlaka, “Of-Çakara’dan”, daha geniş tarif ile “Solaklı Vadisi’nden” birileri vardır.

Daha doğrusu var idi!

Çünkü, 24 Haziran’da yapılacak milletvekili seçimleri için AK Parti, CHP, İYİ Parti, MHP, SP’nin açıkladıkları milletvekili aday listelerinin ilk sıralarında ilk kez Solaklı Vadisi diye bilinen, Of, Çaykara, Dernekpazarı ve Hayrat’tan tek isim yok. Ve de, niceliği (nüfusu) böylesi bir hakimiyet için yetmese de, niteliği (kalite ve etkisi) fazla  olan Solaklı Vadisi eşrafının yıkılan bu üstünlüğü Trabzon tarihine bir ilk olarak kayıtlara geçecektir. Önümüzdeki günlerde rakamlarla ve isimlerle detaylandıracağız.

MUHERREM İNCE “FINDIK 15” DEDİ! YOK MU ARTTIRAN?

Üretimin ve tüketimin arttırılması gündem olmalı iken, fındıkta yine fiyat atışması başladı. Bu kez, en üst perdeden! CHP’nin adayı Muharrem İnce, Düzce’de “Cumhurbaşkanı olursam Ağustos’ta fındık 15 lira” diyerek adeta açık arttırmayı başlattı.

Sırada Recep Tayyip Erdoğan, Meral Akşener, Temel Karamollaoğlu, Selahattin Demirtaş var.

Demek istediğim o ki, 15 liradan başlayan fiyat artırması 2530’a, hatta 35’e çıkarsa şaşmayın! Ama 40 yıldır fındıkla haşır neşir olan ve de seçimlerde oy ile ilişkilerini irdeleyip inceleyen Murat Taşkın olarak  bir tespitimi aktarayım da kim ne fiyat verirse versin:

“Fındık alımları ve fiyatlarının olumlu veya olumsuz sonuçları oy sandığına bugüne kadar hiç yansımamıştır.”

2018 REKOLTESİ 640 BİN TONDA!

İşi, aşı ve de aşkı fındık olanlar dallarda oluşmaya başlayan çotanakları tek tek sayarak fındık rekoltesinde ilk tespiti yaptılar.

INC’de de sektörün tüm kesimleri ile paylaştılar.

“2018 fındık rekoltesi 640 bin ton civarında olacak” dediler. Şimdi siz buna; “kışın kar yağdı, Mart’ta don vurdu. Nisan’da rüzgar uçurdu. Mayıs da sis boğdu” diyecek, Haziran’da da “güneş yakacak”ı ilave ederek karşı çıkacak olanlara bakın!

Ama isterseniz hiç bakmayın!

Neden mi?

Ziya Paşa demiş ya; “Ayinesi iştir kişinin lâfına bakmayın” diye!

Çünkü, 2017 rekoltesine devlet rakamla “675 bin ton” miktar biçerken, titrlerinde “ziraatçı” ibaresi bulunanların bir kısmı; “600 bin tonu bile bulmaz” demişler idi!

Oysa, 2017’nin rakamları piyasaya inen, borsalarda işleme tabi tutulan ve ihraç edilenler üzerinden çalışıldığında neredeyse 750 bin tona geldi dayandı bile..

GÖZÜNÜ SEVDİĞİMİN FINDIĞI!

Bir ülkede, ihracat yüzde 70-80 oranında ithalata bağımlı ise;

yani ihraç edilen ürünlerde yüksek oranda ithal edilen maddeler kullanılıyorsa; gerçek manada ne kalkınmadan, ne de zenginleşmeden söz edilebilir.

Çünkü böyle bir şey ben diyeyim “kendi kendini kandırmak”, siz söyleyin “abesle iştigal etmek” demektir..

Onun için fındığa; ''Gözünü seveyim” diyorum!

Neden derseniz?

Tek kuruş ithal girdisi olmadan, dışarıdan tek parça destek dahi almadan, son 20 yılın ortalaması ile her sene yaklaşık 2 milyar doların üzerinde dövizi “anamın sütü gibi helâl” diyerek bu ülkeye kazandırıyor.

Ama yine de gerçek manada kıymetini bilen, ne üretici, ne de devlet var!