Seçimler demokrasi bayraklarıdır. Tüm halkımız demokrasi şenliğine katılır. Belli bir yaşın altında bulunan kardeşlerimiz de büyüklerimize destek vererek gelecek yılların güzel olmasını dilerler. Beklentileri nelerdir acaba? Elbette “cumhuriyet ve demokrasi” Ne güzel iki kelime değil mi?

Ancak bizler bu güzel iki kelimeyi çocuklarımıza hatta torunlarımıza çok görüyoruz galiba.

Bazılarına göre güzel bazılarına göre demokrat görünüp, düşünceleri zincire vurarak afaki söylemler geliştirdiğimiz gibi. Ülkemiz, böyle bir telaşın içinde erken seçime gidiyor. Hem de OHAL varken. Bu gibi yanlışlıkları ortadan kaldıracak yine halkımızdır

Cumhuriyet Halk Partisi’nin, İYİ Parti’nin seçimlere sokulması için verdiği demokrasi mücadelesi ülkemiz acısından çok önemlidir. Bu güçle İYİ Parti’nin Anadolu’da büyük yükselişini takdirle karşılıyoruz. Saadet Partisi ve Demokrat Partisi’nin ülkemizde gördüğü olumsuzluklar nedeniyle millet ittifakına katılması işin ciddiyetini göstermektedir.

Ancak, yaşadığımız her seçimlerde caddelerde, sokaklarda ve çayhanelerde çeşitli senaryoları yazan çizen halkımıza kulak vererek sokakları dinlemek en doğru karar olur. Zira millet ittifakı birbirlerinden oy almak gibi oluşumlar içinde olurlarsa karşımıza iki düşündürücü olay çıkar. Birincisi; millet ittifakının oy yüzdesi ittifaka giren partilerin demokratik beklentilerini zaafa uğratır. İkincisi ise bize göre daha önemli olan kişilerin çıkarıdır. Yani demokrasiyi ikinci plana bırakarak mecliste yer almalarıdır.

Bu gelişmeler çok iyi değerlendirilerek demokrasiden yana ülke bütünlüğünü savunacak tüm kesimlerin birlikte hareket etme zorunluluğu vardır. Zaten kaybetme duygusunu yaşayan AK Parti, kendisinden olmayanlara karşı suçlayıcı çıkışlarının borazanlığını yapan basın kuruluşları, yaptıkları yayınlarla halkımızın karşısına çıkmaktadırlar.