Bugün cuma. Hani denir ya; “Cumanın yüzü suyu hürmetine” diye!

Hah, işte önce oradan hareketle, insanoğlu için sözün ne anlama gelmesi gerektiği ile ilgili Cenab-ı Allah’ın Kur’an-ı Kerim’deki buyruğu ile başlayalım:

“Verdiğiniz sözü yerine getirin; çünkü verilen söz sorumluluğu gerektirir.” İsra-34 

*

Sonra da dün; “Erkenin de erkeni” hesabıyla seçim, ya da her ne için olursa olsun “erken söylenen sözlerin” ne anlama geldiğinden dem vurmuştuk. Anlaşılan o ki hem bizi hem de bizi okuyanları (olumlu-olumsuz) tam olarak kesmedi! Kıssadan hisse hesabıyla, “sözün kem olanı da, iyisi de sahibine aittir” diyerek bıraktığımız yerden “anlayana sivrisinek saz” hesabıyla parça parça devam edeceğiz.

Çünkü, Türkiye’nin sorunu erken veya zamanında seçim değil! Seçimde seçecek ve seçileceklerdeki zihniyetteki garabettir!

SÖZÜN EVRİMLEŞMESİ!

Genelde her şey değilse bile çok şey zaman içinde olumlu evrimleşerek, gelişip, daha iyi hale gelir. Görünen o ki söz konusu Türkiye olduğunda özellikle söze verilen kıymet hariç...

İnsanoğlunun konuşmaya başlamasıyla, “sözünün eri olmak” haliyle tek kabul gören belge olan söz, sonrasında evrimleşip “namus” oldu. Yetmedi “senet”e düştü! O da yakın çağ ile birlikte gümbürtüye giderek, “hiçbir hükmü” bulunmayan geçersiz bir akçe haline dönüştü. Anlayacağınız, söz konusu ağızdan çıkan söz olduğunda tersine bir evrimleşme vücuda geldi.

Sonuç; en son Türkiye’de erken seçim üzerine edilen lâflar ile ortada!.

Çünkü, '' sözünün arkasında durmamak'' ben diyeyim ''moda'' siz söyleyin''geçerli bir akçe'' oldu.

 GERİ KALMIŞLIĞIMIZIN TESCİLİ MİDİR?
Çok değil, bundan 9 yıl önce; “Dünyanın gelişmiş ülkelerinde ‘erken seçim’ diye bir mantık yoktur. Bu geri kalmışlığın bir alametidir” diyen Devlet-i Aliye, bugün “erkenin de erkenini” uygulamayı yapabiliyor ise, bu aynı zamanda Türki
ye’nin sosyoekonomik olarak “Geri kalmış ülkeler” statüsünde olduğunun da tescili olmayacak mı? O gün söylenen “Böyle şey olmaz” sözüne, bugün verilecek katkı, “Haklısınız. Böyle, yani bugünkü gibi olmamalıydı” demekten başka ne olabilir ki?

EVLİLİKLERDEKİ “SÖZ” DE KALKSIN!

Siyaset kurumu üzerinden devleti ve milleti (80 milyonu) yönetmeye talip olanların sözlerinin artık hiçbir hüküm taşımadığı gerçeği yaşanırken, evlilik kurumunun işleyişinde de bir düzenleme yapılması gerekecek galiba! Bana göre gerekir. Bu gereklilikle taraflar arasında ilk gerçekleşen akit ve ahit olan “söz kesmenin” uygulamadan kaldırılmasıdır! Dahası, sadece söz ile yapılan şahitliklere dayalı olan “imam nikahının akıbeti de aynıdır” diyeceğim ama, niyetimizi başka taraflara ve hesaplara çekenler olabileceği için buraya dokunmuyorum!