SON DAKİKA



Haber > Köşe Yazıları > TÜRKİYE’DE SİYASET YAPMANIN ZORLUĞU!

TÜRKİYE’DE SİYASET YAPMANIN ZORLUĞU!

23 Nisan 2018 Pazartesi - 07:40








Eskiden; meşhur bir siyasetçimize atfen söylenirdi ya; “siyasette kırk sekiz saat çok uzun bir süredir” diye! Bunu o günkü aklımız ile anlamakta zorluk çekerdik! Bugün ise; siyasette kırk sekiz dakikanın bile çok uzun bir süre olduğuna şahit oluyor ve bu günkü aklımız ile de bunu da anlamakta zorluk çekiyoruz!

Nedendir bilinmez toplumumuz, yanına gelip, memleket meseleleriyle ilgili kendileri ile kendi partisinin fikir ve önerilerini paylaşmak isteyen insanlara karşı hep ön yargılı olmuştur! İlgili kişi kendi partisinden ise, onun söylediği her şey doğrudur önyargısı ile ilgili kişi kendisinden değilse, ne anlatırsa anlatsın dedikleri mutlaka boş şeylerdir ön yargısı toplumsal uzlaşmayı dinamitleyen incinmelere sebep olagelmiştir. Hal böyle olunca, vatandaşın yanına onu ikna için giden siyasetçiler de, bu ziyareti önyargıları ile başlatmak zorunluluğunda hareket edip, ciddi projeler ve fikirler yerine, sadece gidilecek yerde olmayı ve görülmeyi değerli bilmiş, bu durum siyaseti ve siyasetçiyi kısır bir döngünün içerisin de “taşını öğüten değirmen” gibi verimsiz ve çaresiz bırakmıştır! Çünkü vatandaşın yanına giden siyasetçi şunu çok iyi bilmektedir ki; gidilen yerdeki vatandaşlar kendi partisinden ise, anlatacaklarının doğru ya da yanlışlığının çok da önemi olmayacaktır! Bekleyenler onu en iyi şekilde ağırlayıp uğurlayacaktır. Gidilen yerdeki vatandaşların fikir ve yaklaşımları ile giden siyasetçinin fikirleri farklı ise, bu sefer de siyasetçi ne anlatırsa anlatsın anlamak için dinlenmeyeceğini bildiğinden o da “iş olsun” diye konuşup, görevini yapmış olmanın yeterliliği ile oradan ayrılıp, kendisini teselli etmenin dışında bir şey yapamadığını anlamanın üzüntüsü ile günlük çalışmalarını tamamlamış olur.

Kalkınmış medeni ülkelerde görülmeyen bu hastalıklı tutum, ne yazık ki; içerisine girdiğimiz yeni erken seçim döneminde de bütün özellikleri ile ülkemizde tekraren yaşanacaktır. Şu anda toplum, bilinenden daha da ileri aşırı bir “politik merak ve siyasi sahiplenme” kapalı gözlülüğü ile olaylara bakmaya alıştırılmış olmanın “sosyal ve tarihi” körlüğünü siyaset ve particilik olarak algılıyor! Toplumu; kendi partisinin, kendi liderinin söylem ve eylemlerinden başka hiçbir doğru ilgilendirmemekte ve dikkatini çekmemektedir.

Bu siyasi körlük; siyasetçilerin dün vatandaşa ne söyledikleri, neyi vadettikleri ile bugün ne dedikleri arasında ilişki kurup, sağlıklı tercih yapmalarını ve hatta gerekirse dün ile bu gün arasındaki tezatlıklardan dolayı tercih değişikliği yapmalarını her daim engellemektedir. Böyle olunca da; hasretinde olduğumuz, dilimizden düşürmediğimiz “toplumsal barış, mutlu yaşama, yarınlarımızdan emim olma” beklenti ve temennilerimizi kendi ellerimizle daha başlamadan bitirmekteyiz.

Dün söylenenler ile bugün anlatılanlar arasındaki büyük farklara rağmen bile vatandaşlar buna sebep olan siyasetçiler için; “onun bir bildiği vardır” diyerek; hiçbir bilimsel ve sosyolojik geçerliliği olmayan bir yaklaşımla; düşünmek ve sorgulamak taraftarı olmadığını ortaya koymaktadırlar! Böyle olunca da, bu defa siyasetçiler konjonktürel davranmakta, söyleyeceklerine, her ne olursa olsun her şart altında inanacak insanların olduğunu tahmin etme kolaycılığı ile hareket edebilmekte ve çoğu kez de bunu sahada gözlemleyebilmenin rahatlığını yaşamaktadırlar!


Bizim bir tarihçi ve sosyal bilimci olarak temennimiz şudur: Vatandaşlarımız bu yeni seçim döneminde, çok kısa sürecek olan seçim çalışmaları sürecinde, yanına gelecek olan siyasetçileri taraf ya da karşı taraf olarak değil; tercihleri ne olursa olsun; öncelikle eksikliklerini hatırlatıp, doğrularını takdir eden anlayışlarla karşılayıp uğurlamalıdırlar! Onlara dün söylediklerinin, bugün söyleyeceklerinin anlaşılmasının anahtarı olacağını hissettirmelidirler! Siyasi tercihleri ne olursa olsun, nasıl olsa biz ne satarsak alıcısı vardır kolaycılığına siyasetçileri bizler alıştırdık, onları bundan bizlerin vazgeçirme sorumluluğumuz vardır, bunu unutmamalıyız!

Beğendim
0
Sevdim
0
Beğenmedim
0
Üzgün
0
İnanılmaz
0

VİDEO

SON DAKİKA

ÇOK OKUNANLAR

© 2020 www.karadenizgazete.com.tr | Karadeniz Gazetesi bir Güçlü Ticari Ve Sınai Ürünler Pazarlama Ticaret Ve Sanayi Anonim Şirketi ‘dir.

Giriş Yap