Ülkemiz erken seçime gidiyor.

                 Cumhuriyet tarihinde görülmeyen bir erken seçim… Bir kişi söylüyor, Meclis onaylıyor. Türkiye Cumhuriyeti kuruldu kurulalı böylesine demokrasi örneği görülmedi! Kaç yıllardır erken seçimin ihanet olacağını söyleyen MHP lideri Bahçeli, devleti yönettiğini zanneden partinin sözcüsü gibi konuşarak baskın seçim ilan ettiler.

                Bir ülkenin ağır ağır batışını yaşıyoruz. Halkımız hala uyuyor. Dibe vuran ekonomiyi düşünerek erken seçimle ülke kurtulur mu yoksa biter mi onu bilmem. Ama ülkenin karşı karşıya kaldığı tehlikeyi hissetmez gibi davrananların hepsinin ortak iki yanı var:

                KORKU ve ÇIKAR.

                Ülkeyi yönetenlerin ve yardakçılarının panik atak içinde oldukları açıkça belli oldu. Sadece şapkalarını alıp masanın üzerine koyarak birkaç dakika düşünebilseler bu ülkenin çehresini değiştirebilirler. Ancak zamanları yok gibime geliyor. Zira ortaklar kurtuluş reçetesi ararken güzelim ülkemize "TUZAK" kurdular.

               Şüphesiz ülkede yaşanan olumsuzluklar bir hayli fazla ama seçime giden AKP’nin öne sürdüğü sebepler dışında gizli daha ne gibi düşünceleri vardır kim bilir? Artık partide isyanlar çıkmış gibi gözüküyor. Bazı büyük ilçelerimizde AKP'lilerin yuhalanmasını basına yansımasından çekiniyorlar.

               AKP sözcüsü gibi konuşan Bahçeli, OHAL’in gerekliliğinden bahsederek kurgu kuruldu. Arkasından baskın seçim geldi. Bu karar ülkeyi düşünmek mi yoksa İYİ Parti'nin önünü kesmek mi? Artık devleti yöneten irade iflas etmiştir. Şimdi hazineden alınacak yüklü paralar ile halkın karşısına çıkıp yalanı yalanlarla kapatmaya çalışacaklar. Yalaka basın ve internet haber siteleri bu yalanlara alet edilecek. Sandık güvenliği olmayan ve mühürsüz oyların yasal olduğu bir seçim sistemi hangi ileri ülkelerde ve hukuk düzeninde görüldü?

             Hazine yardımıyla yetim hakkı yiyen zihniyet halkını ne derece düşünebilir? Vatandaşın derin uykudan uyanma zamanı geldi de geçiyor bile. Sorgulamak, asli görevi olduğunu bilmesi gerekmektedir. Artık savcılar bu hukuksuzluğa son vermelidirler. Sonuçta ülkemiz altından kalkamayacak bedeller öderken halkımızın ödeyeceği bedelleri de düşünmemiz gerekir.