Sivasspor maçında her şey Trabzonspor için iyi başladı. Rakibe önde baskı kuran Bordo-Mavililer kanatları da iyi kullanarak sonuca gitmeyi amaçladı. Ancak son vuruşlardaki beceriksizlik Trabzonspor’un öne geçmesine engel oldu desek yeridir.

Böyle maçlarda sıkıntı yaşamak istemiyorsan bulduğun pozisyonları değerlendirip rakibi cezalandırman gerekiyor. İlk yarıda Bordo-Mavililer’in eline çok önemli fırsatlar geçti.

Futbolda bir kural vardır: Atamaya atarlar. Sivasspor ilk yarıda bulduğu tek pozisyonu golle sonuçlandırıp soyunma odasının yolunu tuttu.

İkinci yarıda daha farklı bir Trabzonspor görmeyi arzu ediyorduk ama ne var ki her maçta olduğu gibi Rıza Çalımbay’ı hesaba katamadık. Düşünün, stoperin sakatlanıyor Durica’yı değerlendirmek yerine Okay’ı savunmanın göbeğine çekerek orta alanda iyi işleyen çarkı bozuyorsun. Böyle olunca rakibe orta alandaki hakimiyeti verdiğin gibi Durica’yı da kafa olarak bitiriyorsun. Bir de 1-0 geride olduğun maçta senin yapacağın tek şey Rodallega’yı oyuna erken alarak forvet hattını güçlendirmek olmalıydı. Her zaman olduğu gibi yine geç kaldın.  Burak Yılmaz’a söz geçiremediğini artık net  olarak görebiliyoruz. Ona esir olmuş durumdasın. Tüm oyun planını Burak üzerine kurmuşsun. Herkesin topu Burak’la buluşturması için emir vermiş gibisin.

Benim tek üzüntüm, stada iyi futbol izlemek için bir umutla koşan taraftarların oradan boynu bükük ayrılmaları. O yüzden diyorum ki; gel Rıza hoca, inat etme, birbirimize hakkımızı helal edelim, bu birlikteliği sona erdirelim. Her iki taraf için de en hayırlısı bu olacak.