Has keyifli giden maça müdahale etti hocamız. Tuhaf değişiklikler yaptı, N’doye varken neden başkası çıkar? İçeri girenler oyunu bozacaksa, ne gereği var? Hayretler içinde izledik son bölümü, ölüye can verdi resmen. Tam tersine döndü futbol... Geçen senenin şampiyonunu 75 dakika sahadan silen, pozisyonun her türlüsünü üreten, akıl almaz takım gitti; tuhaf bir şey çıktı ortaya... Kural devreye girdi. “Atamayana atarlar...”

Olmayan durumda gol yedi Trabzonspor. Şu kaybın tek sorumlusu hocadır. Bir futbolcuya lafım yok! Hangi akla hizmet oynattıkları vardı, yetmedi daha büyük darbeyi vurdu. Olacak iş değil! Sonuçta kaybetti takım. Onca süre Galatasaray’ı sahadan silen futbolculara ne söyleyeyim? Futbol oynamak için çok zeki olmaya gerek yok bilirsiniz... Mahallenin saf çocukları da aranızda koştururdu, oynatma işi başka. Çok zeki olacak, strateji bilgisi olacak, önünde cereyan eden oyunu çözeceksin. Nereden vurulup, nereden vuracağını kestireceksin...

Ne yazık ki sahip olduğumuz futbolcu grubu Şota hocaya fazla. Şu andan sonra çalışacağı yer U-16 takımıdır, söylemiş olayım. Ağır değil mi? Acımasızlık var içinde. Evet, içim yanıyor, ciğerim sızlıyor... Aptalca kaybetmenin acısını çekiyorum... Ama ben yine de takımdan umutluyum. Bir şekilde hocanın doğramasının önüne geçilirse çok iş yapar bu kadro. Takımın kendine güveni, huzuru bozulmasın, kaybedilen üç puan olsun. Fakat mutlaka bu araza bir önlem alınmalı... Dünya hakemi Cüneyt Çakır kolladı rakibi. Yüzde yüz penaltıyı vermedi. Kendine hiç yakışmaz düdükler çaldı.